Bartın ve çevresinde çocuk sümüklü olmasın diye hamile kadınlara kelle, paça, balık yedirmezler.
Tavşan araç önüne çıkarsa uğursuzluk sayılır.
Buğdaydan yapılı başak demeti asılı bir evde yangın çıkmazmış.
Ayakta pantolon giyilmez, giyilirse ilk önce sağ ayakla giyilir. Şeytan ayağını sokar derler.
Çorap, iç çamaşır ters giyilmez, işlerin ters gideceğine inanılır.
Salı ve Cumartesi günleri çamaşır yıkanmaz. Pazartesi, Çarşamba ve Perşembe günleri çamaşır yıkanır.
Akşam hava karardıktan sonra komşuya ateş ve tuz verilirse uğursuzluk sayılır. Zaten isteseler de vermezler.
Elazığ´da gelin kapıdan içeri girerken eşiğe konulan kaşığı basıp kırarsa eve bolluk geleceğine inanılır.
Elazığ´da gerdek gecesinde gelin damadın şerbetine çaktırmadan üç kez tükürür gibi yapar. Böylece evliliğin daha muhabbetli geçeceğini düşünürler.
İlk Nisan yağmurları ile yıkanmak, yemek pişirmek, Çamaşır yıkamak uğur ve bereket getireceğine inanılır
Urfa´da kuraklık olduğu zamanlarda kırk küçük taş okunup Halil İbrahim gölüne atılırsa yağmur yağacağına inanılır.
Kars ve Çevresinde ölenin karnının üstüne makas, bıçak gibi demir cinsinden aletler konur. Böylece ölünün şişmeyeceğini düşünülür.
Ölünün üstünden kedinin atlaması uğursuzluk sayılır. Eğer atlarsa ölünün hortlayacağına inanırlar.
Kars´ta çok ağlayan çocuğun, babasının öleceğine inanırlar. Bu nedenle ağlayan çocuğun annesi "yaşın başını yesin" derler. Böylece babalarının ölmelerini önlediklerine inanırlar.
Tekirdağ´da Hıdırellez günü ele sabun sürülmez, insanın sabun gibi eriyip, zayıflayacağına inanılır. O gün uyku uyunmaz. Uyunursa bütün yıl uyuşuk geçer.
Gaziantep´te bir yaşından küçük çocukların saçı ve tırnakları kesilmez. Kesilirse, çocukların ömrünün kısa olacağına inanılır.
Hemen her kültürde ve ülkede yatağın sağ tarafında yatmanın veya sabah kalkmanın hayırlı olacağına ve o günün şanslı olacağına inanılır.
Gerdek gecesi "başarısız" olan damat mezarlıkta dolaştırılırsa iyi motive olur