Diş çürüklerinin ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açtığını belirten uzmanlar, "Çürükler, ağrıyla çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir. Tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar pek çok genel sağlık problemine sebep olabilir. Dolayısıyla, süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir" dedi. Uzmanlar, diş sağlığı konusunda dikkat edilmesi gereken hususları soru-cevap şeklinde şöyle açıklıyor:
Uzmanların verdiği bilgiye göre, süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamak. Ayrıca, konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlı. Süt dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmakta. Süt dişi erken çekildiği zaman, bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmakta.
Süt dişleri, normal dişlere oranla daha çok organik madde içerir. Bu nedenle çürümeye daha yatkındır, daha kolay ve hızlı çürür. Çocuklar, çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk-sıcak hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamazlar. Olayı, ancak dayanılamayacak kadar ağrı olması durumunda fark ederler, ki bu durumda çok geç kalınmış olabilir. Çocuklar, ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler. Çocuğun el becerisi, merakı ve ebeveynin tutumu, diş fırçalama alışkanlığını belirler.
Özellikle annelerin sıklıkla yaptığı bir hata, emzik ya da biberonu şeker, reçel gibi gıdalara batırarak çocuklara vermeleri veya onları uyku aralarında şekerli süt, meyve suyu gibi gıdalara alıştırmalarıdır. Böylece, beslenme düzensizliğinden dolayı dişler çürümeye yatkın hale gelir.
Uzmanların verdikleri bilgiye göre, çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı ya da ilaç henüz geliştirilemedi. Ancak, çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümüzde kullanılmakta. Bunlardan biri, "fissür örtücü" denilen malzeme. Diş çürükleri genellikle, azı ve küçükazı dişlerinin çiğneyici yüzlerinde bulunan "fissür" adı verilen oluklarda başlıyor. Adı geçen malzemeyle olukların üzeri kapatılıp, o bölgeye mikrop, yemek artığı vs'nin sızması engellenerek çürük başlaması önleniyor. Bu işlem, 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçükazı dişlerine de uygulanabiliyor. Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini arttırmak. Dişlere yüzeysel florür uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılıyor.
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar pek çok genel sağlık problemine sebep olabilir. Dolayısıyla, süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmeli.
Süt dişlerindeki çürükler, ağrı ile çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir. Bu çürükler ayrıca, süt dişlerinin çok erken kaybına da neden olabilir.
Uzmanların verdikleri bilgiye göre, bebeklerde bazen, dişlerin üzerinde sürer sürmez kahverengi lekeler oluştuğu ya da bu dişlerin kırılıp döküldüğü gözlenir. Aslında bu lekeler diş çürükleridir ve dişler de çürük nedeniyle kırılır. Bu kadar erken bir dönemde çürük oluşmasının nedeni, biberon çürüğü adı verilen çürüklerdir. Bebek beslenmesinde en önemli besin olan anne sütü ya da inek sütü doğal olarak şeker içerir. Gece yatmadan önce ya da uyku sırasında bebek anne sütü veya biberon emerse, süt ağızda birikerek mikropların dişleri çürütmesi için elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle özellikle gece beslenmesi sonrası dişlerin temizliğine özen gösterilmelidir.
Biberon çürüğü görülen diş tedavi edilmezse ağrı yapar ve iltihaplanır. İltihaplı ya da ağrıyan dişler bebeğin huzursuzlanmasına ve beslenme düzeninin bozulmasına neden olur. İltihap, alttan gelecek kalıcı dişleri de etkileyip şekillerinin bozuk olmasına yol açar. Bu dişler çekilmek zorunda kalırsa, çocukta konuşma problemleri ortaya çıkabilir.
Bebeklerde meydana gelen çürüklerin tedavisi çok güç olduğundan, koruyucu önlemlerin erken dönemde alınması gerekir. Uzmanların bu konudaki önerileri şunlar:
Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin. Biberondaki süte şeker, bal, pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin. Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin. İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla, gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizleyin.
Ağlayan bebekleri s6ck sayısını azaltmaya yusturmak amacıyla biberonların bal, pekmez, reçel gibi tatlandırıcılara batırılarak verilmesi de biberon çürüklerinin başka bir nedenidir. Bunun yanı sıra, dişler sürdükten sonra oyalanmak amacıyla bebeğin eline verilen karbohidratlı-şekerli gıdalar da diş çürüklerine neden olur. Çocuğu, bu tür gıdaların yerine elma, havuç gibi besin değeri yüksek ve diş temizliğine yardımcı gıdalara yönlendirmek gerekir.
Uzmanların verdikleri bilgiye göre, bebeklerin en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri, ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda, fizyolojik başlıklı, yani damaklı, kesik uçlu biberon kullanımı gerekir. Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır. Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir. Parmak emme, yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2-2,5 yaşına kadar izin verilebilir. Eğer parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılmalı ve 3-6 yaş arasında mutlaka giderilmelidir.
Solunum problemleri, çene gelişmesi üzerine olumsuz etki eder. Burundan değil de sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa, muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.
Bebek 6-8 aylıkken, yani ilk dişler ağızda göründüğünde, temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri, en azından çiğneme yüzeylerini temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra, ortalama 2.5-3 yaşında başlanması uygundur.
Okul öncesi çocuklara diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalarlar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle, fırçalamadan sonra anne-babanın kontrolü yerinde olacaktır.
Uzmanların bu soruya verdikleri yanıt, çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş diş fırçalarının kullanılması. Sert fırçalar dişleri aşındıracağı için kullanımı uygun değil. Eskimiş bir süpürgeyle süpürme işlemi nasıl yapılamazsa, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz. Fırça, kılları aşınır aşınmaz mutlaka değiştirilmeli.
Uzmanlar, bebeklik döneminde ve 3 yaşına kadar çocuklara diş macunu kullanımını önermiyor. Uzmanlara göre, diş macunu kullanımına 3 yaşından sonra başlanmalı. Ancak reklamlarda gördüğünüz gibi 3-5 cm. değil, bir leblebi kadar macun fırçalama için yeterli. Diş macunu kullanımına başlandığı dönemde, florürlü diş macunlarından herhangi biri tercih edilebilir. Önemli olan, çocuğun seçilen macunun tadını sevip istek duyması. Macundan çok, etkili bir fırçalama işleminin önemli olduğunu unutmamak gerekir.
Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece üçer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterli.