Derimizin kilo alırken çatlaklar oluşmadan esneme ve kilo verirken de sarkmadan toparlanma kabiliyetinin büyük oranda yapısal ve genetik faktörlere bağlı olduğunu belirten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut, fazla miktarlarda kilo alıp vermeler ve hamileliğin, tüm vücut derisinde gevşemelere yol açarken, en fazla deforme olan vücut bölgesi genellikle meme ve karın bölgesi olduğunu söylüyor.
Hamilelik sonrası meme ve karın estetiği ameliyatlarını kombine şekilde yaptıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut, burada teknik beceri ve hızlı çalışmanın önemine vurgu yapıyor. Kadınların hem çocuk sahibi olup hem de hamilelik sonrası eski formda fiziki görünümlerine kavuşabileceklerini ifade ediyor.
Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut, diyet ve egzersizlerin karın bölgesinde yerleşen fazla yağ dokusunu azaltmada faydası olsa da, deri bolluklarını gidermede tek etkili ve kalıcı yöntemin karın germe (abdominoplasti) ameliyatı olduğuna dikkat çekiyor. Karın derisi sarkıklığı olan fakat vücut kontürleri düzgün olan kadın ve erkeklerin ise bu ameliyat için aday olduğunu sözlerine ekliyor. Bu ameliyatın özellikle birkaç kez doğum yapmış, karın bölgesi derisinde çatlaklar oluşmuş ve sarkmış, ve karın kasları zayıflamış kadınlarda son derece iyi sonuçlar verdiğini anlatıyor.
Karın germe işleminden sonra hastanın 9-10 gün içinde işe dönebileceğini anlatan Prof. Dr. Karabulut, ameliyattan 1 ay sonra hastanın birçok şeyi rahatlıkla yapabileceğini belirtiyor. Karın germe ameliyatlarında dikişlerin bikini bölgesinde kalacak şekilde, sezaryen izini uzatarak çalıştıklarını da sözlerine ekliyor. Genellikle doğum yapmış hastaların karın germe işlemini yaptırdıklarını, nadiren de olsa gençlerde ve hatta erkeklerde bile uyguladıklarını söylüyor. Deri bolluklarının sporla bile toplanamadığını ve doku sarkmalarını ameliyatla giderdiklerini, hatta karın germe ameliyatı uygulanan hastaların ilerde çocuk bile doğurabildiklerini, sarkmaların ise yaşanmadığını ifade ediyor.
Abdominoplasti ameliyatının göbek üstü ve alt karın bölgesinde mevcut fazla yağ ve sarkık haldeki cilt dokusunun alındığı ve karın kaslarının gerginleştirilerek sağlamlaştırıldığı bir cerrahi girişim olduğunu söyleyen Prof Dr Karabulut, bir şişmanlık tedavisi olmadığını açıklıyor. Kilolu kişilerin bu ameliyattan önce kaybedebilecekleri miktarda kilo vermelerini tavsiye ediyor. Abdominoplasti için plastik cerrahlar tarafından kullanılan pek çok teknik olduğunu belirtiyor. Abdominoplasti ameliyatının, vücut kontürü düzeltilmesine (estetik meme ameliyatları,liposuction vb) yönelik ameliyatlar veya diğer bazı ameliyatlarla (genital estetik, göbek fıtığı onarımı vb) beraber de yapıldığını belirtiyor. Bir abdominoplasti ameliyatının görünüşünüzü ve kendinize olan güveninizi arttıracağını söyleyen Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut, ameliyata karar vermeden önce, beklentileriniz konusunda iyi düşünmeniz ve bunları cerrahınızla tartışmanız gerektiğinin altını çiziyor.
Hamilelik ve meme protezleri
Meme büyütme ameliyatı geçiren kadınların kesinlikle emzirebildiklerini belirten Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut, meme büyütme işleminde meme bezine dokunmadıklarının altını çiziyor. Özellikle genç hanımlarda bu operasyonu mümkün olduğu kadar meme altından uyguladığını anlatan Karabulut, meme başından da protez işlemi yapılsa bile meme bezlerine dokunulmadığını açıklıyor.
Silikon protezi olan göğüslerin, hamilelik sırasında göğüs büyürken sorun olmadığını ama bebek emzirdikten sonra özellikle aşırı kilo alınıp verilmesine bağlı olarak hamilelik sonrası hasta için eskisinden de küçük boyutların söz konusu olduğuna dikkat çekiyor. Meme dokusunun emzirme sonrası çoğu zaman atrofiye yani erimeye uğradığını anlatan Prof. Dr. Karabulut, protezli olan memelerin olmayanlara oranla ise çökük ve sallanan bir görüntünün ortaya çıkma ihtimalini azalttığını belirtiyor.
Sağlık ve görüntü açısından "Meme Protezi"
Meme büyütme operasyonlarında protez uygulatmaktan çekindikleri için yağ enjeksiyonu ile meme büyütmek isteyen hastalarına protez ile büyütmeyi tavsiye ettiğini anlatan Prof. Dr. Karabulut, sağlık açısından da görüntü açısından da protezin daha iyi olduğunu açıklıyor. Kullanılan meme protezlerinin Avrupa'da CE belgesinin olmasının yeterli olmasına rağmen, kendisinin mutlaka, ABD'de FDA kurumunun onaylamış olduğu meme protezlerini tercih ettiğini belirtiyor.
Kasın altına yerleştirilen protezler daha doğal oluyor ve dikkat çekmiyor
Meme büyütme yönteminde koltuk altı, meme başı ve meme altından protezi yerleştirebildiklerini anlatan Karabulut, hem sağlık açısından hem de meme başındaki o iz görüntüsünü sevmediği için çoğunlukla meme altından protez yerleştirmeyi tercih ettiğini vurguluyor. Protezin ise vücutta kasın altına ve üstüne konumlandıralabildiğini, protezin ele gelmemesi, dışardan ilk görünüşte dikkat çekmeyen ve doğal görünümlü olması için mutlaka kasın altında konumlandırılması gerektiğini belirtiyor. Memenin damla gibi görünmesini sağlamak için damla protezler kullanmak zorunda olmadıklarını belirten Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut, bunu yuvarlak protezlerle de uygulayabildiklerini, protezi nerede ve nasıl kullandıklarının önemli olduğunu söylüyor. Damla protezin çok zayıf hastalarda sorun yarattığını ve anatomik şekilli bu protezlerin simetrik olmadığına dikkat çekiyor. Kasa temas eden damla protezlerin hastanın memesinin içersinde dönme ihtimali olduğunu açıklayan Karabulut, protez seçerken hastaya uygun protez seçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Meme büyütme ameliyatlarında iz kalır mı?
Meme büyütme ameliyatından sonra ameliyat izlerinin kişisel genetik faktörlere bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karabulut, en az görünen yerden en az izle meme protezini yerleştirdiklerini belirtiyor. Genel presibin hastanın doğal vücut çizgilerine uygun, kasık kıvrımı ve meme altı çizgisi gibi yerleri kullandıklarını, o çizgilerin ise bir süre sonra daha görünmez olduğunu açıklıyor. Bu yüzden meme başından ameliyat yapmayı çok fazla tercih etmediğini anlatan Karabulut, meme altındaki çizgiyi 4-5 cm gibi kısa tutarak ameliyat izini seçilmez hale getirdiklerini belirtiyor.
Meme büyütme ameliyatlarının sonrasında ağrılı bir süreç olmadığına değinerek, ameliyat sonrası kan birikmelerinin veya enfeksiyonların olabileceğinin ama cerrahın tecrübeli olmasına bağlı olarak riskin en az boyutlara inebileceğinin altını çiziyor.