Eşinin kolunda başka bir kadını görenle, annesinin kucağında başkasını gören bir çocuğun duygularının aynı olduğunu kaydeden Psikolojik Danışman Pelin Uğur, "Anne sevgisini yitirmek korkusu, yeni kardeş geleceğini öğrendiği anda çocuğun içini sızlatır" dedi.
"ÇOCUK İÇİN EN DEĞERLİ VARLIK ANNEDİR"
Kardeşler arasında önemli problemlerin söz konusu olduğuna dikkat çeken Uğur, "Çocuk için en değerli varlık annedir. Onu başkalarıyla bölüşmek kolay değildir. Hele küçük bir çocuğun, kendisi varken ikinci bir kardeşe neden gerek duyulduğunu anlaması çok güçtür. Hamile annelerin çocuklarını kucaklarına almayışı, sevmekte isteksiz oluşu, çocukta sevilmediği duygusunu oluşturur. Bu psikolojideki bir çocuk, tedirgin bir bekleyiş içinde annenin sevgisini sınamaya başlar. Çevresinde dolaşır, olmadık isteklerde bulunur. Huysuzlaşır, ağlar, tutturur. Ancak asıl fırtına doğum yapan annenin eve dönmesiyle başlayacaktır: Evde esen bayram havası, bebeği görmek için eve doluşan insanlar... 'Maşallah nur topu gibi bir yavru' gibi sözler... Bunlar çocuğun boynunu iyice büker. Artık korkusu gerçekleşmiştir. Anneyi bütün gün uğraştıran, bütün ilgiyi üstünde toplayan bu yaratık, onun yerini gerçekten almıştır. Bu durum, kardeşi düşman bilmeye yol açar" diye konuştu.
"ERKEKLER, KIZLARI DAHA KOLAY BENİMSİYOR"
Uğur, erkek çocukların kız çocuklarını daha kolay benimsediklerine dikkati çekerek, "Erkekler, ikinci bir erkek çocuğa neden gerek duyulduğunu bir türlü anlayamaz. Bir süre duygularını saklar. Bebeği sever. Getirdiği hediyelerle oyalanır. Birkaç gün geçince, 'Bebeği sevdik, artık geldiği yere gitsin' diye bir yoklama yapar. Bebeğin gitmeyeceğini anladığında, kıskançlık belirtileri su yüzüne çıkmaya başlar. Bebek emzirilirken, o da anne kucağına tırmanır. Biberonla beslenmeye başlar. Çişini altına yapmaya başlar. Yemeğini yiyebilirken, annesinin yedirmesi için direnir. Böylece kardeşinin pabucunu dama attıran yumurcağa benzeyerek, annenin ilgisini üstünde tutmaya çalışır. Bebeksi konuşmaya özenir. İtmeler, vurup kaçmalar başlar. Sert tepkiyle karşılaşınca, tavırlarının şiddetini arttırır. Çocuklara küçük kardeşinden dolayı sert tepki göstermemelidir" şeklinde konuştu.
"ÇOCUĞUN DUYGULARI ANLAYIŞLA KARŞILANMALI"
Çocuğun duygularının anlayışla karşılandığı evlerde zamanla durumun normale döneceğine değinen Pelin Uğur, çocukların kardeşini sevmek zorundaymış gibi bir duyguya kapılmasının yanlışlığını dile getirdi. Uğur, şöyle konuştu: "Çocuk, olumsuz duygularını dışa vurunca suçlanmamalıdır. 'Kardeşimi hiç sevmiyorum' diyen bir çocuğa, 'Aman o nasıl söz, o sana ne yaptı, böyle şirin kardeş sevilmez mi?' demek çocuğun kardeşine olan öfkesini daha da arttırır. Bunun yerine 'Ona kızmakta haklısın. Bak beni de ne kadar uğraştırıyor. Arada sırada ben de kızıyorum' demek, hem çocuğu şımartır hem de içine su serper. Çocuk kıskançlığını açıkça belli etmeden, anne bu duruma tercüman olabilir."