HABER

Çocuk İstismarını Önleme Araştırma Komisyonu Raporu Genel Kurulda

AK Parti Bartın Milletvekili Tunç: "TBMM'de daimi bir çocuk hakları komisyonu kurulmasıyla ilgili teklif Anayasa Komisyonunun gündeminde. Umut ediyoruz kısa süre içerisinde bu komisyon kurulur ve Mecliste çok önemli çalışmalara imza atar" - HDP Grup Başkanvekili Kerestecioğlu: "İstismarı önlemek için muhalefet partileriyle seferber olun"

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, TBMM'de daimi bir çocuk hakları komisyonu kurulmasıyla ilgili teklifin Anayasa Komisyonunun gündeminde beklediğini belirterek, "Umut ediyoruz, inşallah kısa süre içerisinde bu komisyon kurulur ve Mecliste çok önemli çalışmalara imza atar." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu görüşülüyor.

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, komisyonun kurulmasını, çocuk istismarına karşı güçlü ve etkili bir tepki veren duyarlı kamuoyu ve halkın sağladığını belirtti.

"Hükümetin, bu duyarlılığa yanıt veremediğini" öne süren Kerestecioğlu, "Raporda yapılması gerekenleri tek tek ifade ettik fakat o günden bu yana tek bir adım atılmadı. Komisyonun kurulmasında uzlaştığı Daimi Çocuk Hakları Komisyonu bu dahi Mecliste kurulmadı." diye konuştu.

Hükümet halen çocuk istismarına karşı bir seferberlik başlatmadığı için çocuk istismarını önleme noktasında hiçbir gelişme katedilemediğini savunan Kerestecioğlu, "Çocuğun cinsel istismarının önlenmesi, bunun yolu hadım gibi popülist cezalar getirmekten değil Türkiye Psikiyatri Derneğinin de belirttiği gibi cinsel taciz ve istismara zemin hazırlayan toplumsal değerlere, cinsiyet eşitsizliğine müdahale edebilecek kapsamlı politikalar geliştirilmesi, cinsel suçlarla ilgili kamu duyarlılığının artırılması, mağdurun adalet sistemine hızla erişiminin sağlanmasından geçer." değerlendirmesini yaptı.

"Bireyin fiziksel ve psikolojik bütünlüğüne yönelik en ağır şiddet suçlarından birisi olan cinsel saldırı suçlarıyla ilgili kadınların, kadın örgütlerinin, feminist mücadelenin biriktirdiği deneyimler ve yapılan pek çok akademik çalışma, cinsel saldırıların çoğunun cinsel bir eylem değil, cinselliğin sadece araç olarak kullanıldığı bir şiddet suçu olduğunu gösteriyor." diyen Kerectecioğlu, şunları kaydetti:

"Mütecaviz kişilerin temel motivasyonu, mağdura yönelik öfke, erkeklik güçlerini ve üstünlüğünü gösterme, erkekliğini ispatlama, hükmetme ve saldırganlık gibi duygulardır. Söz konusu duygular ve eylemler kadınlara ve erkeklere yüklenen esas olarak erkek egemenliğine dayalı toplumsal rollerin yarattığı eşitsizlikten kaynaklanıyor.

İstismarı önlemek için muhalefet partileriyle seferber olun. Okullardan hastanelere hem çocuklarla çalışanları hem çocukları hem de yurttaşları bilgilendirin. İstismarın üstünü örtmeyin. Artık Diyanet gibi kurumların 18 yaş altı çocuklarla ilişkiyi meşrulaştıran beyanlarının önüne geçin. Çocuk istismarını meşrulaştıran kanun tekliflerini bu Meclise getirmeyin. Artık bir çocuğun dahi canını yakmasın kimse. Bunu engelleyin. Buna tahammülümüz yok. Bu ülke 13-14 yaşındaki hamile çocukların, tecavüze uğrayan 4-5 yaşındaki bebeklerin ülkesi olmasın. Bu ülke çocuklar için güvenli bir ülke olsun. Bu ülke çocukların göz yaşlarıyla değil, huzurla oyun oynayarak büyüyeceği bir ülke olsun."

- "Kastrasyon komisyonumuzun teklifleri arasında"

Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, komisyonun kuruluş aşaması ve çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.

Bu konuda tüm dünya ülkelerinde bu sorun olduğunu aktaran Tunç, "Tüm bu tedbirlere rağmen hala bizi üzen haberler maalesef ortaya çıkıyor. Bunların en aza indirilmesi, yok edilmesi anlamında daha neler yapılabilir? Bununla ilgili de hükümetimiz elbette ki çalışmalarını sürdürüyor ancak bizler de Meclis araştırma komisyonu olarak 88 maddeyi öneriyi acil alınması gereken tedbirler olarak belirledik." dedi.

Komisyonun, çocuğun üstün yararını gözeterek çalıştığına dikkati çeken Tunç, çocukları politik tartışmalara kurban etmediklerini, komisyon çalışmalarına başladığında katılımı önemsediklerini söyledi.

TBMM'de daimi bir çocuk hakları komisyonu kurulması gerektiğini, bununla ilgili teklifin Anayasa Komisyonunun gündeminde beklediğini anımsatan Tunç, "Umut ediyoruz, inşallah kısa süre içerisinde bu komisyon kurulur ve Mecliste çok önemli çalışmalara imza atar." diye konuştu.

İl ve ilçelerimizdeki çocuk koruma koordinasyon kurullarının etkin hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Tunç, ceza kanununda düzenlenmesi gereken diğer konularla ilgili raporda önerilerin bulunduğunu dile getirdi.

Özellikle Türk Ceza Kanunu'nda çocuk istismarı suçuna verilecek cezalarda istismar eden ile mağdur arasındaki yaş farkının da gözetilmesi gerektiğini önerdiklerini anlatan Tunç, mağdur ile fail arasındaki yaş farkı arttıkça cezada da kademeli bir artış olması gerektiğini belirtti. Tunç, "Yeni yasal düzenleme gelecek, bu konuda da inşallah raporumuzdaki bu teklif dikkate alınacaktır." ifadesini kullandı.

Tunç, çocuk pornografisine bilerek erişim sağlanması suç olarak tanınmasını, suç mağduru çocukların tekrar tekrar ifadelerinin alınmasının önüne geçilmesini, çocuk izleme merkezlerinin sayısının tüm illere yaygınlaştırılmasını istedi.

- "Yargı daha hassas"

Tunç, şunları kaydetti:

"Özellikle kastrasyon meselesi çok tartışılan mesele. Bunun uygulanması, mevzuatta yerini alması ve Sağlık Bakanlığıyla koordineli bir şekilde etkin uygulanması bizim komisyonumuzun teklifleri arasında. Burada yasal düzenleme gerekiyor.

UYAP'ta bir değişiklik oldu. UYAP sisteminde, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin açılan davalara ait verilerin rakamları, 2002-2008 yılları arasında dava sayısı olarak dosyadaki en ağır suç esas alınarak veriliyordu. 2009 yılı ve sonrasında ise UYAP bilişim sisteminde yapılan değişiklikle dosyadaki tüm suçlar ve kararlar baz alınınca sanki 4 kat bir artış söz konusu gibi oluyor. Böyle değil. O zaman ne yapacağız? 2010 yılında 16 bin 135 dava vardı, 2017'de ne oldu, buna bakacağız, asıl sağlıklı değerlendirme budur. 16 bin 135 dava, 16 bin 348 olmuş 2017'de. Yani karşılaştırmayı yaparken 2002 ile 2017'yi yaparsak o aradaki değişiklikten dolayı kamuoyunu yanıltmış oluruz.

2010'da 16 bin 135 davanın 4 bin 651'i mahkumiyetle sonuçlanmış, 2017'de 16 bin 348 davanın 13 bin 396'sı mahkumiyetle sonuçlanmış. Yani burada mahkumiyet sayısının artmış olmasıyla yargının da artık bu konu üzerinde daha hassas davrandığını ve mevzuatla ilgili belirsizliğin de ortadan kalkmasıyla karar sayılarının da arttığını görüyoruz. Onun için 'Yüzde 700 arttı' dediğiniz zaman ortada bir rakam olması lazım. Resmi rakamlar bunlar."

En Çok Aranan Haberler