Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Kim, '6 yaşındaki bir çocukla evlenilebilir' demişse, çok açık söylüyorum, halt etmiştir. Bunun, AK Parti'yle, bizimle, bizim düşüncemizle uzaktan yakından bir alakası yoktur, bizi bağlamaz. Bu hususta AK Parti'yi ve Hükümetimizi suçlayıcı ifadeleri asla kabul edemeyiz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismar Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu görüşüldü.
Akdağ, görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada, söz konusu problemin herkesin sorunu olduğunu belirterek, parti gruplarının ve milletvekillerinin temel hususlarda farklı düşünmediğini ifade etti.
Ortaya konan iyi niyetli yaklaşımların en güçlü şekilde icraata dönüşmesinin önemine değinen Akdağ, doğru işler yapmak için önce doğru teşhislerin konulması gerektiğini vurguladı.
Eğer teşhis yanlış konulursa geliştirilen politikaların da doğru sonuçlara götürmeyeceğini ifade eden Akdağ, "Bu hususta BM'nin konuyla ilgili kararları, uluslararası anlaşmalar, Türkiye'nin aslında dünyadaki demokratik toplumla birlikte hareket ettiğini gösteriyor. Ancak bunun üstünde, ötesinde bizim millet olarak inançlarımız, kültürümüz, çocukların herhangi bir şekildeki istismarına asla müsamaha etmez. Bu hepimiz için böyledir." diye konuştu.
Bugün parti gruplarında bu konuya değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür eden Akdağ, her ikisinin de konuyu geniş olarak ele aldıklarını, geniş bir perspektiften yapılması gerekenleri ifade ettiklerini hatırlattı.
Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda, kendisinin koordinasyonunda, 6 bakan ile bir komisyon kurulduğunu anımsatan Akdağ, ellerindeki bütün verileri değerlendirerek, süratle bir eylem planı gerçekleştireceklerini aktardı.
Akdağ, "Bu eylem planının birinci ayağı, derhal yapılacak işlerle alakalıdır. Bunların hiç gecikmeden behemehal uygulamaya konulması gerekecek. Diğer kısmı ise orta ve uzun vade için doğru stratejiler oluşturarak bir stratejik belge ve eylem planı çerçevesinde yola devam etmektir." ifadesini kullandı.
Bu anlamda, bugün Mecliste görüşülen araştırma raporunun, çalışmaları için önemli bir zemin teşkil ettiğini vurgulayan Akdağ, TBMM'de çok kıymetli bir çalışma yapıldığını ve bilim insanlarının, uzmanların dinlenilmesiyle raporun oluşturulduğunu anlattı.
-"Rapordaki önerilerden bir bölümü hayata geçirildi"
Rapordaki önerilerden bir bölümünün hayata geçirildiğini kaydeden Akdağ, çocukların yardıma ihtiyaç duyduklarında kolayca erişebilecekleri ücretsiz Alo 183 Hattı'nın 24 saat hizmet sunduğunu, 1 milyon 700 bin ebeveyne çocuk gelişimi üzerine eğitim verildiğini, TBMM'de ise çocuk haklarına dair sözleşmenin başvuru usulüne ilişkin ihtiyari protokolün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair bir kanun tasarısının yasalaştığını bildirdi.
Çocuk İzlem Merkezleri'nin Türkiye'de mükemmel bir şekilde geliştiğini, 28 ilde 31 çocuk izlem merkezi bulunduğunu aktaran Akdağ, bir şekilde mağdur olan, özellikle cinsel istismara maruz kalan çocukların, herhangi bir şekilde örselenmeden doğrudan bu merkezlere götürülebildiklerini, psikologlar yardımıyla ifadelerine başvurulduğunu vurguladı. Ancak bu uygulamada da birtakım eksikliklerin bulunduğuna işaret eden Akdağ, yapılacak çalışmalarla bu eksikliklerin önümüzdeki günlerde ortadan kaldırılacağını belirtti.
- "Birbirimizin niyetini sorgulamaya kalkışmayalım"
Böyle bir konuda polemiklere girmenin kimseye fayda vermeyeceğini ifade eden Akdağ, "Mesela kim, '6 yaşındaki bir çocukla evlenilebilir' demişse, çok açık söylüyorum, halt etmiştir. Bunun, AK Parti'yle, bizimle, bizim düşüncemizle uzaktan yakından bir alakası yoktur, bizi bağlamaz. Bu hususta AK Parti'yi ve Hükümetimizi suçlayıcı ifadeleri asla kabul edemeyiz. Çünkü bu hususta yaptıklarımız, düzenlemeler ve bu düzenlemelerin gelişme tarzı çok açıktır. Dolayısıyla aman ne olursunuz, birbirimizin niyetini sorgulamaya burada kalkışmayalım. Ben, TBMM'nin çatısı altındaki her milletvekilinin bu hususta yapılacak her olumlu işe katkı vereceğinden eminim. Niyetlerinden de eminim." diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Akdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam dininin, erken yaşta evlilikleri uygun görmediğine ilişkin Cuma hutbesi hazırlayarak camilerde okuttuğunu da hatırlattı.
Mecliste, zaman zaman dini eğitimle çocuk istismarı ahlaksızlığını, dolaylı da olsa ilişkilendirmeye çalışan bazı talihsiz yorumlarla karşılaştıklarını aktaran Akdağ, şunları söyledi:
"Gerçekten bunlar aslında doğru olmadığı, gerçekleri yansıtmadığı gibi bilimsel anlamda da hiçbir elle tutar tarafı yok. Birincisi yüce dinimiz İslamiyet, bize ahlaklı olmayı emreder. Çocuk istismarı gibi zalimce, ahlaksızca davranışları hem dinin dışında görür hem de bugün bizim modern toplumlarda cezalandıramadığımız biçimde, çok ağır biçimde de cezalandırılmasını öngörür. Bu o kadar net, açık bir husustur ki. Dolayısıyla doğru teşhislerle doğru politikaları oluşturabileceğimizi bilmeliyiz.
(Eğitimsiz bir kişi bu işi yapar da eğitimli, yüksek lisanslı, doktoralı bir kişi yapmaz) dersek yanılırız. Bu sapkınlık, sapıklık, psikolojik ağır arıza toplumun her çeşidinden, her kesiminden insanda görülebilen bir problemdir. Dolayısıyla kategorik bir takım yanlış sınıflamalar yaparsak yanlış teşhislere doğru gideriz ve politikalarımızı doğrultamayız. Pedofili hastalarının herhangi bir meslekten, eğitimden, toplum katmanın olabileceğini bugün bilim dünyası olarak hepimiz biliyoruz."
-"Mücadeleye devam edeceğiz"
Recep Akdağ, kendisinin de çocuk sağlığı hastalıkları uzmanı olduğunu ve yıllarca üniversitede profesörlük yaptığını anımsatarak, bu tür vakaların da kendilerine çok geldiğini belirtti.
Toplum ve ailelerin, bu konuyu saklamak istediğine işaret eden Akdağ, dolayısıyla ebeveynlere yönelik yapılacak eğitimlerin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Akdağ, "Şimdi atılabilecek en hızlı adımları atacağız ve bir taraftan bunları uygulamaya koyarken bir taraftan da yeni bir strateji belgesi ve eylem planı hazırlayacağız." diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, 2017 yılında, çocukların yüzde 12'sinin cinsel, kötü muameleye ve istismara maruz kaldığını aktaran Akdağ, "Sakın yanlış anlaşılmasın. Türkiye'deki oranlar, birçok ülkeden daha az olsa da hatta çok çok altında olsa da bizim için elbette çok önemlidir. Bir tek yavrumuzun bile böyle bir ağır travmaya maruz kalması, bir ailenin çocuğunun böyle bir haksızlığa maruz kalmasını asla kabul edemeyiz ve elbette bunun için sizlerle birlikte mücadeleye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Rakamları yanlış bir şekilde kullanmak bize bir fayda getirmez"
Afaki rakamlarla bu olayların artışından zaman zaman bahsedildiğine değinen ve bunun doğru olmadığını belirten Akdağ, "Amacımız ne? Azaltmak. Hatta bu işin bir kızıl elması olarak yok etmek. Yok edemeyeceksek olabildiğince azaltmak. Hepimizin istediği bu değil mi?" dedi.
Bu konuya ilişkin, 2002 yılında 4 bin 988 dava açıldığını, 2008 yılında ise açılan dava sayısının 4 bin 61 olduğunu aktaran Akdağ, şu bilgileri verdi:
"AK Parti'nin iktidarda olduğu ilk 6 yılda aslında dava sayısı artmamış, azalmış. Peki ne olmuş da 2010 yılına geldiğimizde birden bire UYAP'ın veri tabanında 16 bin davadan bahsediliyor. Bu tamamen teknik bir mesele. Çünkü 2009 yılına kadar ki 2009 yılı bir geçiş dönemi, 2010 rakamlarına bakmak lazım. 2010 yılına kadar çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin açılan davalara ait veriler dosyadaki en ağır suç esas alınarak istatistiklere girmiş durumda. Yani bir dosyada o cinsel suçtan daha ağır bir suç varsa ki var, birçok dosyada olduğunu biliyoruz, o ağır suç olarak dosyaya girmiş oluyor. Böyle sayılmış. O günkü istatistik bu şekilde toplanmış. 2010 yılında 16 bin 135 vaka var, 2015 yılında 16 bin 957 vaka var, 2016'da 15 bin 51 vaka var, 2017'de yine 16 bin vaka var. Aslında açılan dava sayılarının değişmediğini görüyoruz. Aşağı yukarı istatistiksel olarak değerlendirirseniz bunlar birbirine benzer. Değişen ne? Mahkumiyetler. Bütün bu yaptığımız tartışmalar, toplumun bu husustaki duyarlılığının artmış olması, TBMM'nin bu meseledeki duyarlılığı yükseltmiş olması neticesinde mahkumiyet kararlarının daha hızlı verilmesine, yargının, adaletin daha hızlı tecellisine sebep olmuş. Olumlu bir gelişme. Dolayısıyla rakamları kullanırken de yanlış bir şekilde kullanmanın bize bir fayda getirmeyeceğine inanıyorum."
- "Meclis bu hususta ne kadar hassas olduğunu gösterdi"
Toplumda uyuşturucu ve alkol kullanımı ile daha önce ailelerde geçirilmiş ağır travmaların ve buna benzer birtakım hazırlayıcı faktörlerin bulunduğuna işaret eden Akdağ, bu hazırlayıcı faktörlerin bulunduğu çevrelerde ya da ailelerde cinsel istismarın daha yüksek oranda seyrettiğini kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Hiçbir hazırlayıcı faktör dışarıdan görünmese bile her seviyede, her meslekte, her eğitim seviyesinde, her ekonomik gelişmişlik seviyesinde bu belanın, ahlaksızlığın, zulmün meydana gelebildiğini de görebiliyoruz. O zaman bize düşen, TBMM olarak burada, öbür tarafta da icra olarak Bakanlar Kurulumuzda el ele vermek ve bu yakıcı dertle, sıkıntıyla birlikte mücadele etmektir." dedi.
Genel Kurulda görüşülen raporun hazırlanmasının, Meclisin bu hususta ne kadar hassas olduğunu gösterdiğini anlatan Akdağ, Bakanlar Kurulu tarafından kurulan komisyonun da icranın bu konudaki hassasiyetini de ortaya koyduğunu ifade etti.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, komisyon ve genel kurul çalışmalarına katkı sunan siyasi parti gruplarına ve milletvekillerine teşekkür ederek, "Dileğimiz bir daha bu tür olaylarla karşılaşmamak ve bu olayların olmaması adına gerek yasal, mevzuat açısından yapılması gereken değişiklikler, gerekse de toplumsal bir olay olduğuna göre, toplumsal bilinçlendirmeye de ihtiyaç var. Bunu sağlayacak olan da hepimiziz." diye konuştu.