AKP milletvekilleri Aşkın Asan ile Alev Dedegil tarafından hazırlanan ‘Çocuklara Yönelik Cinsel Suçlarla Etkin Mücadele’ raporu, mağdur çocukların karşılaştığı acı tabloyu ortaya koydu. TBMM Kayıp Çocukları Araştırma Komisyonu’na da sunulan raporda, Türk Ceza Kanunu (TCK), Çocuk Koruma Kanunu, Ailenin Korunmasına Dair Kanun gibi düzenlemeler anımsatılırken, “Ancak yasal düzenlemeler, onlara eşlik eden kurumsal yapılanmalar oluşturulmadığından hayata geçirilemiyor” görüşü yer aldı.
Raporda şu konular var:
Ruhsal bütünlük kriteri: TCK’da cinsel saldırıyla ilgili sıkıntılar var. Cinsel saldırıya uğrayan birey ile ilgili ‘Ruhsal bütünlüğün bozulmadığı’ gibi bir kritere göre değerlendirme yapılabiliyor. Bozulmamışsa beş yıl, bozulmuşsa 15 yıl hapis verilebiliyor. Bu durum kanunların uygulanmasında karmaşaya yol açmaktadır.
Adli Tıp sıkıntısı: (Bu bölümde Adli Tıp Kurumu’nun cinsel suçlarda ‘beden ve ruh sağlığının bozulmadığı’ yönündeki raporlarından örnekler sıralanıyor) “Birçok mağdureye üniversite hastanelerinin verdiği raporların tam tersi olması ve bu raporların karar verirken göz ardı edilmesi ise oldukça düşündürücüdür. Yapılan literatür taraması sonunda, cinsel saldırıya uğrayan çocukların ve hatta yetişkinlerin ruh ve beden sağlıklarının bozulamayabileceğine yönelik hiçbir bilimsel araştırma ya da bilgiye rastlanmamıştır.”
Kemik yaşı suiistimal ediliyor: (Çocuğa yönelik cinsel saldırılarla ilgili adli olgularda yaş tayininin yasaların doğru uygulanması için gerekli olduğu belirtilen raporda, yaş tayini istemlerinin özellikle 12,15,18,21,25 yaş gibi yasalarda ceza sorumluluğu ve hukuki açıdan önem taşıyan yaşlar civarında yoğunlaştığı anımsatıldı.) “Cinsel saldırı davalarında yaş tayini önemli, ancak çok suiistimal edilen bir konu. Düzenlenen rapor, yaş tayininin kesinliğiyle ilgili çoğunlukla açık bilgi vermemekte.”
Kendi rızası olmaz: “Çocuk 18 yaşından küçükse ‘kendi rızası’ söz konusu olamaz. Cinsel saldırıda esas olan çocuğun kandırılmasıdır. Çocuk kandırılıp olay yaşandıktan sonra genellikle korkutulduğu için bunu anlatamaz. Saldırgan ‘Eğer bunu başkasına söylersen kardeşine de annene de zarar veririm’ gibi tehditlerle korkutur. Böylece saldırı sürüp gider.”
Ensestte boşluk: “Şu anda yürürlükte olan TCK 104. madde 16-18 yaş arası bir çocuğun ensest ilişkisini şikâyet olmadığı durumda yasal hale getirmiştir.”
Fiziksel incelemede örseleniyorlar: “Kurumlararası işbirliklerinin zayıf olması çocuğa yönelik saldırılarda olayın yarattığı örselenmeye ek bir örselenme daha yaratabiliyor. Örneğin hastaneye başvurduğunda, sıklıkla hekimlerin bu konudaki deneyimsizliği ve daha deneyimli birine danışma isteği nedeniyle öykü ve fizik inceleme tekrar tekrar yapılmaktadır. Bu süreç çocuk için oldukça örseleyicidir, ancak genellikle olay bu kadarla da kalmayıp, resmi rapor için çocuğun bir kez de Adli Tıp’ta muayenesi istenmektedir. Adli Tıp Kurumu ortamı ise çoğu kez çocuk dostu bir ortam değildir, çocuğun ikincil örselenmesine katkıda bulunur, ayrıca çocuk sağlığı ve hastalıkları, Adli Tıp ve çocuk psikiyatrisi gibi birimlerin bir ekip olarak çalışmaması, çocuğun bölümden bölüme dolaşmasına ve kaygısının artmasına yol açıyor.”
Telefon hattı akşam 20.00’de kapanıyor!: “Cinsel saldırıya uğramış çocuk ve gençlerin yaşadıklarını yetkililere anlatabilecekleri bir telefon hattı gerek. Bir olay yaşandığında bunun için uzmanlaşmış ve hemen müdahaleci olabilecek sistemler kâğıt üzerinde var ama pratikte işlemiyor. Sorumlu kurum Sosyal Hizmetler. Ancak bu kuruma ait Alo 183 telefon yardım hattı, sabah 9.00’da açılıp akşam 20.00’de kapanıyor. Telefonlara cevap veren yok.
İfade alınırken hassasiyet yok: “Yasada bildirilmiş olmasına karşın halen çocukların ifadesinin alınması aşamasında bile gerekli yasal ve bilimsel hassasiyet sağlanamıyor. Dünyada, bu tür olgularda, çocuğun ifadesinin alınması, adli ve hukukçu kişilerin istedikleri şekilde soru sormalarına izin verecek şekilde ancak görüşmenin çocukla görüşme yapabilme konusunda eğitim almış uzmanlarlayapıldığı bir aynalı görüşme odası aracılığıyla yapılmaktadır. Tüm çocuk ihmal ve istismarı olguları na hizmet verecek yeni bir, ‘Çocuk Koruma Merkezi Modeli’ne ihtiyaç duyulmaktadır.”
Mağdurlara yeni travma nedenleri
Raporda yargılama süreciyle ilgili sorunlara ilişkin şu saptamalarda bulunuldu.
* Mıntıka karakollarında çocuk polisi yok. l Çocuğun ifadesinin bir kerede alınmaması en büyük sorunlardan biri. l Birçok vaka çocuk büro savcılıklarına değil diğer savcılıklara gidiyor. l Savcılıklar bünyesinde çalışacak sosyal çalışma görevlileri sayıca az. l Savcılıklarda ve mahkemelerde çocuğun ifadesinin alınması sırasında yanlarında uzman yok. l Sanık ile mağdur çocuğun aynı oturumda dinlenmesi, yüzleştirme yapılması mağdurda psikolojik sorunlara yol açmakta. l Çocukların ifade alımı sırasında bulundukları ortam çok sağlıklı değil. Elinde kamera olan kameraman çekim yapıyor. l Hastanelerde muayene yerleri uygun değil.
* Kimliklerin deşifresi büyük sorun.