7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremlerden 10 il etkilenmiş, en çok yıkımın yaşandığı illerden bir tanesi de Hatay'ın Antakya ilçesi olmuştu. Ekinci Mahallesi İnönü Sokak'taki Rönesans Rezidans da yıkılmış ve binanın müteahhidi ile ilgili olaylar gündem yaratmıştı. Binanın 11'inci katında oturan bir firmada pazarlama müdürü olan Cem Savcı (52), eşi Nazan Savcı (50) ve oğulları lise öğrencisi Cem Kaan enkaz altında kalmış, Adana'daki teyzesinde olan çiftin büyük oğlu Cevher Cenk (21) ise ailesine ulaşamayınca Antakya'ya gitmişti. Cevher Cenk, enkazda ailesinden gelecek haberi beklerken kardeşi Cem Kaan, enkazdan yaralı olarak çıkarılmıştı. Cem Kaan, enişteleri Cem Eroğlu (57) tarafından Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülmüş ancak müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Cem Kaan'ın ailesinin bilgileri alındıktan sonra cenazesi morga götürüldü. Cem Kaan'ın cenazesiyle ilgili önemli bir gelişme oldu.
Bir gün sonra cenazeyi almaya gelen yakınları, morgda bulamadı. Bunun üzerine savcılıkla görüşen aile, kamera kayıtlarına ulaştı. Kayıtlardan Cem Kaan'ın hastaneye getirildiği ve ölümünün ardından cenazesinin morga konduğu anlaşıldı. Ancak morgdaki cenazenin akıbeti bilinmiyor.
Cem Kaan'ın ağabeyi Cevher Cenk, "Babamı annemi 6 gündür bulamıyorum. Ben Adana'daydım, ulaşmaya çalıştık ama yetişemedik. Kardeşimi kurtardılar buraya yetiştirdik. 5 gündür cenazesi yok. Hangi ile gitti bilmiyorum. Lütfen yardım edin" dedi.
Hastanede ölen Cem Kaan'ı yaralı olarak getiren eniştesi Cem Eroğlu, "Deprem sabahı yakınlarımızı kontrol etmek istedik. Yeğenimin annesi babası orada yaşıyordu. Apar topar oraya gittik. Bina enkaza dönmüştü. Kardeşi Cem Kaan'ı enkazdan çıkartmışlardı. Onu aldığım gibi Antakya'daki hastanelere götürdüm. Ancak hepsi yıkık olduğu için Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirdim. Saat 15.30 sıralarında acil önündeydik. Sedyeye alırken doktorlar nabzının olduğunu yaşıyor olduğunu söylediler. Kırmızı alana alındı ve hatta bir yakını gelsin dediler. Müdahale edildiğini gözlerimle gördüm. Sonrasında iki polis yanıma gelip, kimlik bilgilerini istedi. Adını soyadını baba adını doğum tarihini verdim sonra bir evrak imzalattılar. Başınız sağ olsun, eşyalarını teslim alacaksınız deyip kağıdı imzalayın dediler, imzaladım. Bana birkaç gün sonra morgdan alırsınız dediler. Bir gün sonra morga gittik çocuk kayıp. Çocuğu bulamıyoruz." dedi.
Eroğlu, "İlginç olan şu; bütün hastane kamera kayıtlarını sağ olsun bir beyefendi bize seyrettirdi. Çocuğun anbean morga teslim edildiği kayıt altında. Hatta savcılar morgun içerisinde ölen cesetlere bir işlem yapıyorlarmış. O işlem sırasında kamera kaydı alınıyormuş. O videoyu da bize seyrettirdiler. Yeğenimi bizzat orada gördük. Şu anda yeğenim kayıp, bize teslim edemiyorlar. Artık akıbetinden şüphe ediyoruz. Yanlışlıkla birine mi teslim ettiler ya da Allah korusun düşünmek istemiyorum ama kadavra olarak mı kullanıldı. Ne oldu, nerede bilmiyorum. Hastane bize hiçbir şekilde bilgi vermiyor. Çocuk kayıp" diye konuştu.
Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Eroğlu, "Şu an savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Olan her şeyi anlattık. Tüm belge ve kayıtların hastanede olduğunu onlara da el konulması gerektiğini her şeyini söyledik. Bir dilekçeyle müracaat ettik. Allah savcılardan razı olsun. Hiçbirinin hakkını ödeyemem. Bulmak için ellerinden geleni yaptılar. En son bize adli olarak bir şikayet dilekçesi verin dediler. Herkes tabii ki acılı ama şu bir gerçek cesediniz, cenazeniz var ama onu bulamamak kaybetmek hepsinden daha acı. Az önce bir cenazeye daha baktık, gittik yine o yoktu. Şu an morglarda cenazemiz yok" ifadelerini kullandı.
İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, hastane morgunda ceset kaybolmasının mümkün olmadığını, araştırdıklarını bildirdi. (DHA)