Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner, çocukların korkularının önemsenmesi gerektiğini belirterek, “Ailelerin çocuklarının korkularını arttırmamaları için öncelikle kendilerinin sakin ve güvenli bir yaklaşım sergilemeleri gerekir” dedi.Çocukların gece uykularında gördükleri kabuslar ve yaşadıkları korkularla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner, bu korkuların 4-12 yaş arasında görülebildiğini söylerken hangi durumlarda önemsenmesi gerektiğini söylerken günlük yaşamı kısıtlayan korkuların önemsenmesi gerektiğini ifade etti.Prof. Dr. Öner, “Çocuklardaki hafif korkuların büyük kısmı kendiliğinden ortaya çıkar ve kendiliğinden kaybolur. Fobik korkular ve kaygı bozukluklarında ise korku aşırıdır, kontrol edilemez, korkulan durumdan kaçılmasına neden olur ve çocuğun günlük yaşamını etkiler” dedi.“En çok hayalet ve canavarlardan korkuyorlar”Prof. Dr. Özgür Öner, “4-12 yaşları arasındaki çocukların yaklaşık yüzde 40’ı vücutlarına bir zarar gelmesinden, yüzde 45’i hayalet ve canavarlardan, yüzde 30’u hayvanlardan korkar. Bu yaştaki çocukların yarısının gece korkuları olur ve neredeyse üçte ikisi zaman zaman korkutucu rüyalar görür. Pek çok çocuğun en çok korktuğu şeyler yaralanma, kaza geçirme, saldırıya uğramaktır” şeklinde konuşurken “Normal” korkunun ne olduğu da şöyle açıkladı: “Korkunun “normalliği” yaş ile yakından ilgilidir. 4-5 yaşındaki çocukların neredeyse dörtte üçü hayalet ve canavarlardan korkarken, 12 yaşındaki çocuklarda bu oran yirmide birine kadar iner. Fiziksel olarak zarar görme korkusu ise tersi bir seyir izler: 4-5 yaş çocuklarda onda bir görülen bu korku 10-12 yaş arasındaki çocukların yarısında görülür.”“Yaş büyüdükçe korkular değişiyor”Sosyal kaygılar da yaşla artıyor. İlkokul çocuklarında ceza alma korkusu daha yaygınken daha büyük çocuklarda eleştirilme ve başarısız olma korkuları daha belirgin hal alıyor. Prof. Dr. Özgür Öner, “Yaşla “normal” korkuların değişmesinin nedeni çocuğun zihinsel gelişimidir. 9 aylıktan küçük çocuklar yabancılardan korkmazken bu aydan sonra yabancılara karşı korku gelişir. 2-4 yaş arasında hayal gücünün gelişmesi ile canavar korkuları ve küçük hayvanlara karşı korkular belirginleşir. 7 yaşından sonra çocuklar sebep-sonuç ilişkilerini daha iyi kurar. Ergenlerde soyut düşüncenin gelişmesi sosyal kaygıları arttırır” dedi.Normal korkular nasıl kalıcı hale dönüyor?Prof. Dr. Özgür Öner, “Bu şiddetlenmenin nedenleri arasında genetik özellikler, ailenin ve çevrenin yanlış modellemeleri, olumsuz yorumları ve aşırı tepkileri, çocuğun başından geçen olumsuz olaylar, çocuğun korkularından kaçmayı öğrenmesi sayılabilir. Bunun tersine, başa çıkma becerileri gelişen, olumlu düşünen çocuklarda korkular çok daha nadir kalıcı hale gelir” şeklinde konuştu.Korkuları olan çocuklara aileler nasıl yaklaşmalı?Ailelere korkuları olan çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda bilgi veren Prof. Dr. Öner, şunları söyledi: “Ailelerin çocuklarının korkularını arttırmamaları için öncelikle kendilerinin sakin ve güvenli bir yaklaşım sergilemeleri gerekir. Klinik tecrübeler, korku ve kaygısı olan çocukların özellikle annelerinde de belirgin kaygılar olduğunu göstermektedir. Korkularla başa çıkmanın en iyi yolu, başa çıkma becerilerini öğretmektir. Ancak burada önemli nokta, hazır olmayan çocukları korktukları şeylerle yüzleştirmek için aceleci olmamaktır. Örneğin sosyal endişeleri olan bir çocuğu hazır olmadan diğer çocukların yanına hemen gitmesi için zorlamak, onun başarısız bir deneyim yaşamasına ve olumsuz düşüncelerinin pekişmesine neden olabilir. Ayrıca çocuk, anne babasını hayal kırıklığına uğrattığını düşünerek ek bir güven sorunu da yaşayacaktır. Gece korkuları ile uyanan çocuklarda iki güçlü olasılık vardır: gece terörü ve kabus. Bu iki durum birbirinden farklı mekanizmalarla ortaya çıkar. Eğer çocuk uyandıktan sonar veya sabah korkulu deneyimleri hatırlamıyorsa, bu durumu onunla konuşmaya veya hatırlatmaya gerek yoktur. Eğer çocuk hatırlıyor ve soru soruyorsa o zaman rüyaların gerçek olmadığı ancak uyurken bunu ayırt edemediğimiz çocuğa açıklanmalıdır. Rüyanın içeriği kesilmeden dinlenmeli ve çocuğa güven verilmelidir.Ailenin kendi korkularını çocuğa taşımamaları ve yansıtmamaları için, kendi başa çıkma becerilerini arttırması ve olumsuz yorumlardan kaçınması gereklidir. Olumsuz ve aşırı yorumlar, özellikle küçük çocukların anne babalarının söylediklerini tam olarak doğru kabul etmelerinden dolayı çocukta yerleşebilir. Bu olumsuz yorumların temel inançlar şekline dönüşmesi, çocuğun bütün olaylara dair yorumları için olumsuz şablonlar oluşturur. Örneğin annesi tarafından devamlı rezil olacağı, diğerleri tarafından ayıplanacağı, dışlanacağı söylenen bir çocuk bir olayı olumsuz olarak nitelediği zaman otomatik olarak rezil olduğunu düşünecektir. Bir daha bu hissi yaşamamak için de sosyal ortamlara karşı korku geliştirecek ve uzak duracaktır. Korkular çocuğun yaşamını etkilediği zaman yardım alınmalıdır. Çocuğun okul yaşantısını, arkadaşlık ilişkilerini, anne babası ile olan yakınlığını etkileyen, istediği davranışları yapmasını engelleyen ve kaçınmaya yol açan korkular değerlendirilmeli ve gerekiyorsa tedavi edilmelidir.Korkular zaman içerisinde şiddetli bir biçimde devam ederse, korkulan durumlardan belirgin bir şekilde kaçınmaya neden olacaktır. Bu durumda kişi aslında korkulacak bir şey olmadığını öğrenemez. Belli ortamlardan kaçınmak, kişinin yaşamını kısıtlayacaktır. Belirgin korkusu ve kaygısı olan insanlar, olayları bu gözle yorumladıkları için devamlı tetikte olurlar ve korkuları olan alanlarda kötümserdirler. Bu da, birçok fırsatı kaçırmalarına neden olmaktadır.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz