Oğlumun lise hazırlığı evveli moral depolayabilmesi için onu geçen sene söz verdiğim gibi Paris’e götürme planlarını, geçtiğimiz yaz yapmaya başlamıştım. Çok minik bir bütçe ile yapabileceğimiz en güzel tatili yapmak için geçtiğimiz kış planımı yavaş yavaş yola koydum. Aylar evvelinden en ucuz rota ile en ucuz bileti aldım. 2 ay sonra en ucuz yolla, en ucuz oteli ayarladım. Vize başvurusu da tamamlandıktan sonra plan oturmuş, biz de yola koyulmuştuk.
Senelerdir izin parasını alabilmek için izin kullanmadan çalışmıştım. Oğlum artık 13 yaşına geldiği için dünyaya açılma zamanımızın geldiğini, tatilin ikimiz için bir lüks değil, bir ihtiyaç olduğunu görmüştüm. Gerçekten de öyle oldu.
Benim gibi tam zamanlı çalışan bekar annelerin çocukları ile birebir zaman geçirmesi çok zor ama bir o kadar da önemli bir gereklilik oluyor. Günlük yaşam koşuşturmacasında, bir arada geçirdiğimiz günlük süre 2 saati geçmiyor hale geliyor. Bu arada da ikimiz de büyüyor, yeni deneyimler ediniyor, bir yandan birbirimizi daha iyi anlıyor hale gelirken; diğer yandan da birbirimizden yavaş yavaş uzaklaşıyoruz.
1. HAFTA
Son bir hafta birbirimizi daha yakından tanıdık. Cep telefonumu kapattım, sadece onun ilgileneceği şeyleri yapmaya odaklandım ve neler öğrendim neler.
Oğlum, ben iş peşinde koşarken, tarihe meraklı akıllı ve çok komik bir genç olmuş. Meğer benim düşündüğümden daha güçlü biriymiş, sırtımızda çantalarımız Paris sokaklarında yer ararken çok az yorulmuş; yemek yemiyor derken meğer yeni tatlar keşfetmeye meraklı biri olmuş ve çok az para ile yeni deneyimler edinmeye çalışabilecek kadar ufku geniş bir adam olmaya başlamış.
Sabırlı olmayı biliyormuş meğerse. Bilgisayar başından kaldıramam dediğim çocuk, meğer bilgisayarı olmadan kendini kitaplarla oyalayabiliyormuş. Resimlere merakı varmış, Mona Lisa’yı bir an önce görmek için Louvre müzesinde koştur koştur o meşhur tablonun yerini arayan meraklı bir birey olmuş. Disney’de ikimizin de binmekten korktuğun eğlence parkurlarına binecek kadar cesaretli, yaşına göre küçük kalacağını düşüneceğim etkinliklerde mutlu olacak kadar da çocukluğunu koruyabilmeyi başaran bir ergen olmuş.
Sosyalleşme becerilerini gördüm. Çok az bildiği bir dilde, yabancılara yol ve yön sorabilecek kadar kendisini zorlayacak kadar ufku geniş; hiç tanımadığı çocuklarla oyunlar oynayabilecek kadar da yabancılara karşı açık biri olmuş.
Onun bu noktaya gelme yolculuğunun çok büyük bir kısmını tek başına şahit olan bir anne olarak, anneliğimde rahat hissettim. Babası ile ayrılık dönemim boyunca onun göreceğinden emin olduğum zararın, onun heyecan dolu dünyasına uğramadığını gördüm.
Minnacık otel odamızda, marketten aldığımız peynir ekmeği yerken ertesi günün planını yaparken; her gece bir ertesi günün macerasına hazırlık yaptık. Sürekli konuştuk. Birbirimize anlatacak ne kadar çok şeyimiz varmış gördük.
Evimizi benimsediğini bir daha gördüm. Odasını, eşyalarımızı, burada yarattığımız minik dünyamızı ne kadar çok sevdiğini gördüm. Evden uzaklaşacak kadar güvenli, eve dönmeyi isteyecek kadar huzurlu olduğunu gördüm.
Babasını ziyaret ettiği zamanlar kadar benimle de eğlenebildiğimi gördüm. Sadece okul ve ödev sorumluluğunun takipçisi anne olmaktan çıkıp, eğlenceli ve çocuğu ile birçok anıyı yaratabilecek bir anne de olabildiğimi gördüm.
Evimizden uzaktayken, yabancı topraklarda ne kadar birbirine kenetlenen ve güvenen bir aile olduğumuzu gördüm hepsinden de öte. Bir olduğumuzu, birlik olduğumuzu gördüm.
İşten uzaklaştığımda, ufkumun genişlediğini hissettim. Bensiz de işlerin devam edebileceğini, kazandığım paranın sadece günlük ihtiyaçlarımız için değil, anılar biriktirmeye yarayabileceğini gördüm. Meğer dünyaya açılmaya hazır bir evlat yetiştirebildiğimi gördüm.
Oğlumun tatili devam ediyor ve ben şimdi minik yuvamızda, tek başıma bu yazıyı yazarken; babası ile ayrılışımızın beşinci senesinde; “olduğumu” gördüm.
Çünkü ister evinizden çok uzaklaşın, ister az uzaklaşın; arada bir birkaç adım geriye gidip yarattığınız dünyaya yeni gözlerle bakmak insana çok şey katıyor. Yapabildiklerinizi, yapamadıklarınızı ve yapmak istediklerinizi görüyorsunuz. Sanırım gerçek tatil de bu… Her gün yaptıklarınızdan farklı bir şeyler yapabilmek, rutinden bir mola çalmak; zamana zaman katarak, kendi içine dönmektir tatil.
Gerçek bir tatil yaptık biz bu sene ve asla unutamayacağımız bir sene oldu bu.
Bekar anne olarak tatil yapabilmek için birkaç tüyoyu paylaşmak isterim bende; bence her anne deneyimleyebilmeli bunu:-
Seyahatiniz için gerekli yolculuk biletlerini aylar evvel, biletler ucuzken alın. İyi araştırın. Konforlu yolculuklar olmayabilirler bunlar ama amaç sizi esas görmek istediğiniz yere ulaştırmaları.
Konaklama için de bu geçerli. Otel fiyatları ucuzken rezervasyonlarınızı yapın. Çoğu otel, kredi kartı bilgileri ile rezervasyon alıp; son dakikaya kadar parayı tahsil etmeyebiliyor. Şehir merkezinden uzak yerleri, oraya ulaşmak için gerekli toplu taşıma yollarını araştırın.
Gittiğiniz yerlerdeki otobüs, metro ve tramvay hatlarını öğrenin. Hem gittiğiniz yerin yerlisi gibi olmuş oluyorsunuz, oranın insanlarının nasıl yaşadığını daha yakından deneyimleme şansınız oluyor.
Restoranlardan yemek yemek zorunda değilsiniz. Market alışverişi yapın. Biz plastik çatal ve kaşık bulduk ama gelecek sefere evden onları bile götürmeye karar verdik. Dışarı çıkarken de öğle yemekleri için yanımıza hazırladığımız sandviçleri aldık. Su içtik bol bol.
Hafif gezin. Birkaç tişört, bir pantolon, bir şort yeter. Ayakkabılarınız rahat olsun, bunları taşıyacak birer sırt çantası yeter.
Gittiğiniz yerlerden alışveriş yapmak zorunda olduğunuzu hissetmeyin. Oğlum kendisi için anı olarak sadece 2 parça eşya aldı. Ben hiçbir şey almadım, bize yetti.
Bulunduğunuz yerlerdeki insanlara soru sormaktan çekinmeyin. En kolay ulaşımı, en ucuz yemekleri yiyebileceğiniz restoranları, en yakın marketin yerini öğrenin. Hem çok güzel tüyolar alıyor, hem de yeni arkadaşlıklar edinebiliyorsunuz.
Çocuğunuzun yaşına uygun yer ve aktiviteler seçin. Oğlumu Disney’ye götürmek benim hep gerçekleştirmek istediğim hayallerden biriydi, yaşının şu anda buna uygun olduğuna karar verdim. Daha küçük olsaydı, daha farklı bir aktivite seçerdim. Amaç hem size hem de çocuğa sıkıntı vermeyecek olan deneyimleri yaratmak.
Geçtiğimiz seneye kadar tatili bir lüks olarak gören ben, bunun ne kadar elzem bir ihtiyaç olduğunu öğrendim. E tabii… Tekrarlayacağız; ben döner dönmez gelecek sene yapacağımız tatilin parasını biriktirmek için plan yapmaya başladım bile.
Yediğimiz içtiğimiz bizde kalsın, gördüklerimizi anlatayım istedim. Bu seneyi geçirebileceğiniz en güzel yazı yaratmak için bir şans olarak görün, gelecek senelerin planını yapın. Şimdiden hepinize iyi tatiller.