Çocuklar En Fazla "ekonomik, Duygusal Ve Fiziksel" Istismara Maruz Kalıyor

Eski Adli Tıp Kurumu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Haluk İnce, çocuk istismarının ancak yüzde 3'lük kısmını cinsel istismarın oluşturduğunu, diğer yüzde 97'lik kısmının ise ekonomik, duygusal ve fiziksel istismarlar olduğunu belirtti. Antalya'da düzenlenen "5. Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar" sempozyumuna katılan Doç. Dr. İnce, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çocuklara yönelik şiddet, çocuk istismarı konusuyla geç tanıştığını, Amerika'da bu konu 1946'da tanımlanırken, Türkiye'de 1990'lı yıllarda konuşulmaya başlandığını söyledi. Çocuk istismarlarının önlenmesi konusunda öncelikle ülkenin verilerinin izlenmesi, Türkiye'de çocukların en fazla hangi konularda istismara maruz kaldığının irdelenmesi gerektiğini belirten İnce, "Çocuk istismarı denilince aklımıza cinsel istismar geliyor ancak cinsel istismar, istismarların genelinde yüzde 3'lük kısmı oluşturuyor, yüzde 97'lik bölümde ise ekonomik, duygusal ve fiziksel istismar yer alıyor" diye konuştu. Bu veriler ışığında mücadele planı oluşturulması gerektiğine işaret eden İnce, öncelikle istismar denildiğinde toplumun, olayı şikayet eden ve bu olayla ilgili hukuksal süreçte kararı verecek olan kişinin de aynı şeyi anlaması gerektiğini kaydetti. Olguyu yaşayan kişinin durumunu hukuki süreçte karar vericilerde karşılığını bulmamasının travmalara yol açtığını ifade eden İnce, özellikle istismara uğrayan çocuklarda; olayla ilgilenen polis, sağlık kontrolünü yapan hekimin, sağlık görevlilerin de bu tür olaylarda nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilinçlendirilmelerinin şart olduğunu söyledi. - "Türkiye'de çocuk, üst üste travma yaşayabiliyor" İspanya'da çocuk istismarı ile ilgili bir mahkemede sadece failin bulunduğunu, mağdurun olmadığını anlatan İnce, olayla ilgili sosyal çalışmacının, doktorun ve polisin de ifadelerini mahkeme başkanına verdiğini, mahkemenin de o celsede kararı açıkladığını kaydetti. Böylece çocuğun ikinci bir travma yaşamasının önlendiğini dile getiren İnce, Türkiye'de ise istismara uğrayan çocuğun üst üste travma yaşayabildiğini ifade etti. Türkiye'de bir olguda ekip halinde çalışma konusunda sorunlar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. İnce, "Travmaya bulaşmadan çocukları korumak, koruyucu hekimlik, koruyucu hukuk üzerinde duruyoruz. Avrupa Birliği ülkesi İspanya, istismara uğrayan çocuğu travma etmeden bir davayı sonuçlandırabiliyorsa bizim de bunu başarabilecek imkan, kabiliyetimiz var" diye konuştu. - Çocuk istismarlarında uygulanması gereken ceza İstismar suçları takip edilirken hukuki açıdan sürecin de çok uzun sürmemesi gerektiğini vurgulayan İnce, şunları söyledi: "Çocuğa cinsel istismar uygulayan bir kişiye ne yapacağız, ne yapmamız bekleniyor? Adam öldürdüğünüz zaman alacağınız ceza, yatacağınız süre, bu olaydan daha yüksek olamaz. Ancak hukukçular da cezaların adam öldüren bir kişiye verilecek olandan yüksek olmasının mağdurların hayatlarının sonlanmasına neden olabilecek sakıncalar içerdiğini savunmaktalar. O zaman bu insanlara hapis cezası vereceksiniz, sonrasında yaklaşmama cezası vereceksiniz ve takip edeceksiniz. İnsan hayatı bizim için önemli." - "Her şeye burnunu sokan teyzeleri, amcaları arıyoruz" Çocuk suçlarında ya da istismarlarda toplumsal duyarlılığın da ön plana çıkması gerektiğini savunan Doç. Dr. Cengiz Haluk İnce, bunların birer halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti. Sokakta kötü bir davranış sergileyen çocuklara toplum üyeleri tarafından müdahale edilmesi gerektiğini öneren İnce, "Mahallemizin çocuğuna sahip çıkmalıyız, onları kötü alışkanlıklardan korumak, uyarmak zorundayız. Bunu çocukken söyleselerdi inanmazdım ama 'Senin ne işin var burada, sen ne kullanıyorsun, ne içiyorsun, bu yaptıklarını annene, babana söyleyeceğim' diyen, her şeye burnunu sokan teyzeleri, amcaları arıyoruz" diye konuştu.