Çok zor oldu artık çocukları televizyondan koparıp kaldırmak. Sonu gelmeyen çizgi filmler, bitmeyen diziler ve sonrasında çocukla ebeveynler arasında ortaya çıkan çatışmalar…Yani, günümüzün en temel problemlerinden biri haline geldi televizyon. Sadece çocuklar için değil aslında yetişkinler için de.
Psikomola Bireysel ve Kurumsal Danışmanlık Merkezi’nden Çocuk ve Ergen Psikoloğu Uzm. Psk. Reyhan Uzun, yetişkinlerin de işten eve geldikleri an itibariyle kafalarını dağıtmak adına en çok seçtikleri yolun televizyon olduğunu belirtiyor:
“Herkesin odasına çekildiği, yahut kumandanın kimin elinde olacağına dair tartışmaların yaşandığı, rutin dizi mi izlenecek yoksa, akşamki maç mı? Evdeki akşam sohbetleri bunun üzerine döner oldu uzun süredir.Televizyon doğru ve sınırlı şekilde kullanıldığı sürece probleme yol açmayan ancak sınırsızca ve içeriğine bakılmadan kullanıldığında, izlenen programların özellikle çocuklar üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler göz ardı edilemeyecek kadar önem teşkil etmektedir. Çocuklar yetişkinler kadar zihinsel olgunluğa ulaşamadıkları için izlediği, gördüğü, yaşadığı her şeyde doğruyu-yanlışı algılayamaz, soyut düşünemez, daha korumasızdır. O yüzden anne babalara burada çocuklarını koruma ve rehberlik etme görevi düşer. “
Uzm. Psk. Reyhan Uzun, çocukların anne babaları bu konuda uyarıyor;
“-Çocukların izlediği kanalları ve programların içeriğini kontrol etmek ve program hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
-Fazla televizyon izlemek obezite ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarını tetiklemektedir. Aileler, özellikle, çocuğuyla yemek problemi yaşayanlar, çoğunlukla televizyon karşısında yemek yedirmek kolay olduğu için çocuklarına tepsilerle yemek taşıyarak ya da sandviçler yaparak öğün hazırlamaktadırlar, ancak televizyon karşısında bilinçsizce ve hızlıca tüketilen yiyecekler beslenme alışkanlığını olumsuz etkilemektedir.
-Televizyonun sınırsızca kullanımı aile içi sosyal izolasyon oluşturmaktadır. Aynı evin içinde aile üyeleri birbirinden habersiz ve iletişim kurmadan yaşamaya başlar hale gelirler.
-Özellikle ufak yaştaki çocuklarda dil gelişimini olumsuz yönde etkilediği görülmektedir.
-Çocuklar ve gençler uygunsuz sayılabilecek (sigara, alkol vb.) şeylere erken yaşta maruz kalabilmektedirler.
-Çocuklarda televizyon izleme oranı arttıkça ders başarısının da azaldığı görülmektedir.
-Dikkat eksikliğini tetiklediği görülebilmektedir. Hızlı ve sürekli değişim içinde olan televizyon programları çocuklar için gerçek hayatta da bu hızlı değişimin olması gerektiğine dair beklenti yaratmaktadır. Dolayısıyla odaklanma ve konsantrasyon konularında sıkıntı yaşamaya başlamaktadırlar.
-Bazı televizyon programları çocuklar için şiddet ve saldırganlığa yönelimi tetikleyebilmektedir. Sadece yetişkinlerin izlediği programlar değil, aynı zaman da bazı çizgi filmlerde de saldırganlık ve şiddete yönelik olumsuz davranış örüntüleri içermektedir.
-Çocuklar kendileri için neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmeden odalarına televizyon alındığı takdirde kontrolsüzce ve sınırsızca televizyon izleme oranı artmaktadır. Çözüm olarak da, çocukların odasına televizyon almamak en doğrusudur.
-Önerilen, her zaman televizyon izlemeye sınır koyarak, doğru programları seçmektir. Çocuklar için yaşlarına uygun olan eğitici ve yaratıcılığı tetikleyen programların, çizgi filmlerin izlenmesi tercih edilmelidir. Her şeyin fazlasında olduğu gibi televizyonun da fazlası zararlıdır diyebiliriz. “