HABER

Çocuklara nikah kıyan imamlar işten atılacak

Kader’in ölümüyle tekrar gündeme gelen çocuk gelinlerde gözler nikah kıyan imamlara çevrildi.

Çocuklara nikah kıyan imamlar işten atılacak

Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, bundan böyle çocuklara nikah kıyan imamlar hapis cezasından memuriyetten atılmaya varan oranlarda ceza alacak.

Siirt’in Pervari İlçesi’nde 12’sinde evlendirilen, 13’ünde anne olan Kader, 14’ünde evinde ölü bulundu. Hürriyet Yazarı Yılmaz Özdil, “Bu işin baş sorumlusu imam değil mi? İmam olmadan bu suç işlenebilir mi” diye sordu. “Göz göre göre çocuklara nikah kıyan imamların yakasına yapışılsın, çocuk gelin dramı yüzde 90 biter” iddiasında bulundu.

Biz de Diyanet İşleri Başkanlığı’na sorduk: “Siz Kader’in nikahını kıyan imamı soruşturdunuz mu?” diye?

Olay basına yansır yansımaz Diyanet İşleri Başkanlığı, dini nikahı kimin kıydığı araştırması yapmış ve bunun Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosunda resmi görev yapan bir imam olmadığını tespit etmiş. Nikahı aile yakını olan, çevresinde dini değer atfedilen bir şahıs tarafından kıyıldığı tespit edilmiş. Diyanet İşleri yetkilileri, İslam dininin çocuk yaşta evlilikleri kesinlikle tasvip etmediğine dikkat çekerek, Diyanet imamlarının da ‘resmi nikah cüzdanını görmeden’ nikah kıymadıklarına dikkat çektiler. Resmi nikahsız, dini nikahın Türk Ceza Kanunu’na göre de suç olduğunu belirterek, bunun cezasının memuriyetten atılmaya kadar uzayabildiğini vurguladılar.

“SEFERBERLİK BAŞLATALIM, BU AYIBA SON VERELİM”

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Kader için aradığımızı öğrenince sesi titremeye başladı. Kendisi de kız çocuk sahibi bir baba olarak, bu çağda küçücük çocukların evlendirilmesini kabul etmediğini belirten Ünal, bu nikahları Diyanet İşleri’ne bağlı imamların kılmadığına dikkat çekti. Devlet memuru hüviyetindeki imamların, resmi nikah cüzdanını görmeden nikah kıyamayacaklarını belirten Ünal, “Küçük yaşta evlilikler genelde Doğu ve Güneydoğu’da yaygın. Buralarda halk, resmi imamlar yerine; kendisini ‘imam’ diye tarif eden, ‘mele’ denilen bu insanlara itibar ediyor; nikahları da bunlara kıydırıyor” dedi.

Ünal, Diyanet’e bağlı imamların küçük yaşta çocuklara dini nikah kıymaları halinde, hapis cezasından memuriyetten atılmaya varan oranlarda ceza alacaklarını vurguladı.

Ünal, küçücük çocukların oyun parklarına götürülmek yerine , evlendirilmeleri utancına son verilmesi için topyekun bir seferberlik kampanyası başlatılması gerektiğini söyledi. Bunun için hem Diyanet’e hem medya ve sivil toplum kuruluşlarına özellikle de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na büyük görev düştüğünü anlattı.

ÇOCUK GELİNLERİ ÖNLEMEK İÇİN BARO'DAN KRİTİK ÇAĞRI
Türkiye çocuk gelin sorununun çözümünü tartışırken, en keskin öneri Ankara Barosundan geldi. Baro, Türkiye genelindeki tüm barolarda bir birim oluşturularak, gelen ihbarların hızlıca sonuçlandırılması önerisinde bulundu. Başkan Sema Aksoy, "Anneler, kardeşler, teyzeler, komşular gizli gizli bizi arasınlar. Anında harekete geçelim, bu çocukları okula, oyun parklarına gönderelim; yatak odalarına değil" dedi.

ARANACAK NUMARA 444 43 06
Ankara Barosu olarak üç yıldır kadına yönelik her türlü şiddeti önlemek üzere Gelincik Projesi yürüttüklerini anlatan Başkan Aksoy, Türkiye'nin her yerinden aranabilen telefon numarasıyla 20 bin kadına el uzattıklarını söyledi. Baro olarak, 444 43 06 numarayı arayan tüm kadınlara hukuki destek verdiklerini, kadınların arkalarında bir avukat olduğunu bilmenin gücüyle cesaret bulduklarını vurgulayan Aksoy, aynı yöntemin küçük kız çocukları için de uygulanabileceğini anlattı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Kadına Yönelik Şiddet Önleme Merkezleri bulunduğunu belirten Aksoy, bu merkezlerin barolar bünyesinde kurulması için öneri götürdüklerini ancak bunun kabul görmediğini söyledi. Oysa bu merkezlerin baro içinde olması halinde, gelen şikayetlerin takibinin baro tarafından yapılacağı için yaptırımının daha güçlü olacağını vurgulayan Aksoy, şimdi aynı teklifi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşegül İslam'a götüreceklerini anlattı.

Türkiye'nin 80 ilinde baro olduğunu belirten Aksoy, önerilerinin bu barolar içinde kadına ve çocuğa yönelik şiddet önleme birimleri kurularak, gelen ihbarların bizzat baro tarafından takibinin sağlanması olduğunu söyledi. Bu birimlerin bizzat devlet tarafından desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti.

"ANNELER, KARDEŞLER, KOMŞULAR GİZLİ GİZLİ BİZİ ARASINLAR"
Aksoy, "Küçücük kız çocukları, okula, oyun parkına gitmesi gerekirken, koca koca adamlara satılıyor. Bunda anne babanın olduğu kadar, kardeşlerinin, amca teyzelerinin, komşularının da sorumluluğu var. Bu hem hukuki hem vicdani bir sorumluluk. Biz baro olarak diyoruz ki; bünyemizde bu birimleri kuralım. Küçücük kız çocuklarının sözde evliliğinden vicdanen rahatsız olan anneler, kardeşler, teyzeler, yengeler, komşular gizli gizli bizi arasınlar. İsimlerini vermesinler. İhbar etsinler. Harekete geçelim, bu çocukları okula gönderelim" dedi.

SEFERBERLİK ÇAĞRISI
Ankara Barosu yönetimi olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşegül İslam'ı ziyaret ettiklerini belirten Aksoy, çocuğa yönelik her türlü istismarın önlenmesi için topyekun bir seferberlik başlatılması önerisi götürdüklerini söyledi. Bakanın da bu öneriye sıcak baktığını ve 15 gün sonra yeniden bir araya gelmek istediğini belirten Sema Aksoy, "Bu yaranın kapanması için topyekun bir seferberlik gerekiyor. Barolar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, medya herkes elini taşın altına koymak zorunda. Kurumsal işbirliği yapmak zorundayız. Her kurumun tek başına çalışması sorunu çözmüyor" dedi.

SAVCI 30 YIL İSTEDİ!
Cumhuriyet Savcısı Seyfettin Atıcı, Kader gibi 12 yaşında evlendirilip, 13 yaşında çocuk sahibi olan, İstanbul Arnavutköy'de yaşayan F.K'nin hem anne-babası hem de kayınpeder ve kaynanası için soruşturma başlattı.

"Çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçları kapsamında başlatılan soruşturma sonunda Savcı Atıcı, hiç kimsenin şikayetçi olmamasına hatta F'nin yaşının büyük olduğu iddialarına aldırmadan, konuyu yargıya taşıdı.

Hazırladığı iddianamede F.K.'nin yaşının 15'in altında olduğu ve evlilik için rızasının hukuken geçerli olmadığı belirtilerek, şüpheli anne-babaların 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarını işledikleri yönünde kanaat oluştuğu vurgulandı. Şüpheli anne babalar haklarında 30 yıla kadar hapis istemiyle, Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıktı.

En Çok Aranan Haberler