KADIN

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Çocuklarda Görülen Alerjik Hastalıklar

Çocuklara görülen alerjik hastalıkların nedenleri ve tedavisi...

Çocuklarda Görülen Alerjik Hastalıklar

Çocuklara görülen alerjik hastalıkların nedenleri ve tedavisi...

Alerjik Bronşit (Astım)

Tekrarlayan hırıltı- hışıltı, öksürük atakları, hele bir de nefes alıp verme de güçlük varsa, akla gelmesi gereken en önemli hastalıklardan birisidir.

Astım; diğer ülkelerde de olduğu gibi bizim ülkemizde de giderek artmaktadır. Bölgelere göre değişmekle birlikte ülkemizde yaklaşık her 10 çocuğun 1'i astımlıdır. Giderek de artmaktadır.

Ailede astım veya başka bir hastalık öyküsü olması önemlidir. Örneğin anne veya babada astım varsa, çocukta olma ihtimali %20 oranında artar. Yine kardeşler, yakın akrabalar da bu ihtimali artırır.

Solunum sistemini olumsuz etkileyen çevresel faktörler önemlidir. Bunların en önemlisi de sigara dumanıdır. Çocuğun yaşadığı evin hangi odasında olursa olsun, çocuk yokken bile içilse zararlıdır. Yine kirli hava ortamı, mikroplarla sık karşılaşma, bulaşıcı solunum sistemi hastalıkları birer risk faktörüdür.

Allerjenlerle karşılaşma da önemlidir. Küçük yaştan başlayan allerjen teması, o allerjene erken dönemde duyarlılık gelişmesine, astım gelişmesine neden olur. Ev tozu akarları, polenler, hayvan tüy ve deri döküntüleri, küfler, bazen de daha az oranda gıdalar allerjen olabilir.

Sık geçirilen enfeksiyonlar; zaman içinde astıma dönüşmez. Ancak her enfeksiyon, zaten var olan ama henüz ortaya çıkmamış olan astımı biraz daha belirginleştiri. Yani astımı tetikler.

Bebeklikte sürekli veya tekrarlayan hışıltı, tekrarlayan bronşit-bornşit atakları, sık öksürük, gece yatınca gelen kuru öksürük şüphelendirir. Özellikle küçük bebeklerde 1 yıl içinde 3 kez veya daha fazla tekrarlayan bronşiolit; kuvvetle astım düşündürür. Daha büyük çocuklarda; tekrarlayan kuru öksürük, hırıltı, hışıltı, özellikle nefes verirken duyulan ıslık sesi gibi ötme, göğsünün inip kalkması gibi nefes zorlanması belirtileri hep astımı destekler.

Bebeklikte astım tanısı koyulan çocukların %20'si hiç tedavi edilmese bile iyileşir. Oysa bir tedavi ile bu oran %100'e yaklaşır. Çocuğun bünyesinin alerjik özellikte olması, göz rengi gibi kalıcı bir özelliktir. Yani o çocuk, ömür boyu alerjik bir bünyeye sahiptir. Oysa hastalık, tedavi edilebilen bir durumdur. Ancak tedavi bazen aylarca, yıllarca sürebilir. Aile ve hekim danışması ile, el ele verilerek inançla ve umutla tedavi sürdürülürse; başarı şansı çok yüksektir.

Öncelikle sigara dumanı başta olmak üzere çevre kontrolü önemlidir. Kirli havadan olabildiğince uzak durmak, evde evcil hayvan beslememek, keskin kokulu parfüm kullanmamak, boya, cila kokusundan uzak durmak, enfeksiyonlardan korunmak; korunamadığında da tedavi olmak önemlidir.

Ayrıca alerji testi yapılarak belirlenmiş ev tozu akarı, polen gibi dış etkenlerden de sakınmak gerekir. Sakınma tedavinin büyük bir bölümüdür. Ancak yetmez.


Alerjik Nezle

Alerjik nezle en sık rastlanan alerjik hastalıktır. Burunda; akıntı, kaşıntı, tıkanıklık, hapşırma ile kendini gösterir.

Alerjik nezlesi olan çocukların burun akıntısı renksiz ve berraktır.

Gözaltlarında koyu renkli halkalar görülebilir.

Tekrarlayan boğaz temizlenmesine bağlı oalrak kesik kesik öksürmeler olabilir.

Alerjik nezleye neden olan allerjenler sıklıkla; polenler (bitki tozu), ev tozu akarları, kedi-köpek-kuş gibi hayvanların tüyleri ve salyaları ile hamam böceğidir.

Polenler genellikle mevsimsel şikayetlere yol açarlar. En sık görüleni çayır poleni duyarlılığı olup şikayetler ilkbaharda alevlenir.

Alerjik nezlenin gelişmesindeki en büyük risk faktörü hastanın ailesinde alerjik bir hastalığın bulunmasıdır. Sigara ve egzoz dumanı, hava kirliliği, evde hayvan beslenmesi, hijyenik ortamda yaşanması gibi faktörler de alerjik nezle gelişme riskini artırırlar. Alerjik nezle belli bazı allerjenlere duyarlılığı bulunan çocuklarda uygun genetik ve çevresel şartlar sağlandığında ortaya çıkar.

Çoğunlukla alerjik nezlesi olan çocuklar erişkinlerde olduğu gibi tipik bulgular vermezler.

Düzelmeyen ve yineleyen öksürük
Geniz akıntısı
Orta kulak iltihabı
Sinüzit
Geniz etinin büyümesinin altında alerjik nezle bulunabilir.

Alerjik nezle çocukların; uyku düzeninin bozulmasına, okul veriminin azalmasına, dikkatinin dağılmasına, konsantrasyonunun bozulmasına neden olduğu için tanınmalı ve tedavi edilmelidir.

Alerjik nezlenin tedavisinde ilk ve en önemli nokta belirtilere yol açan allerjenden uzak durulmasıdır. Bu nedenle önerilerimize dikkat ediniz.

* Akar geçirmeyen yatak kılıflarını kullanınız
* Evde rutubeti azaltınız
* Evinizi her gün havalandırınız
* Çocukların uyuduğu odadaki yün halı, yatak-yorgan-yastıkları, üzerinde toz tutabilecek kitapları, oyuncakları uzaklaştırınız
* Hafif nemli bir bez ile her gün odanın tozunu alınız
* Ev hayvanını uzaklaştırınız
* Polen mevsiminde pikniğe gitmeyiniz
* Gün içinde camları kapatıp ev içine polen girişini engelleyiniz

Alerjik nezlesi olan hastalarada astım ve atopik dermatit (egzema) gibi diğer alerjik hastalıklar gelişebilir, bu nedenle yakından takip edilmelidirler.


Atopik Dermatit (Egzema)
Atopik dermatit (egzema), kaşıntılı, deride kızarma, çatlama, pul pul kabuklanma şeklinde görülen bir alerjik hastalıktır. Her yaşta ortaya çıkabilir. Genellikle bebeklik döneminde başlar. Her zaman bir dış etken söz konusu değildir. Bazı atopik dermatit türlerinde allerjen duyarlılığı yoktur. Yani dokunan bir besin, polen, ev tozu alerjisi gibi dış etkelerle ilişkisi yoktur. Bebeklik döneminde besin alerjisi ile bağlantısı daha fazladır. Bebeklikte egzema, bazen şiddetle başlar, bazen yavaş yavaş başlayan kaşıntılı kızarıklıklar giderek artar. Çoğu zaman da önemsenmez, nasıl olsa geçer diye beklenir. Veya bir akrabanın tavsiyesi ile alınan krem sürülerek geçici iyileşme beklentileri yaşanır. Bebek soyulduğunda her defasında elleriyle karnını kaşımaya çalışıyorsa, bu egzemanın ilk belirtisi olabilir. Ardından kırmızı, kaşıntılı, ilerledikçe üzeri pul pul kabuk gibi sertleşmeye, bazen deri çatlayıp, sürtünmenin de etkisiyle sızıntı kanamalara bile neden olabilir. Tipik dağılımı; bebeklerde yanaklar, boyun, kulak arkası, eller, bilekler olabilir. Bebek büyüdükçe diz arkası, kolun dirsek ön taraf katlantı yeri gibi bölgelerde yoğunlaşabilir.

En sık nedenlerden birisi de inek sütü alerjisidir. Direkt inek sütü vermek gerekmez; hazır mama ile de olabilir. Veya bir başka gıda da olabilir. Öncelikle tanının doğru konması, nedenlerin araştırılması gerekir. Hemen bir çocuk alerji uzmanına başvurmak ilk adım olmalıdır. Araştırılmadan, sadece tahmine dayanarak bebeğe bazı gıdaların yasaklanması, bebeğin normal büyüme ve gelişmesini engelleyebilir, çok tehlikeli bir yaklaşımdır.

Altta yatan neden ne olursa olsun; anne sütü asla kesilmemelidir. Tam tersine daha uzun süre verilmelidir. Araştırma sonucu gerekirse anneye yapılacak basit tedavilerle bebek de rahatlayacaktır.

Bazen çok şiddetli olmayan deri döküntüleri ihmal edilir. Oysa bunlar, ilerde ortaya çıkacak bir "astım" veya "alerjik bronşit"in ön habercisi olabilir. Tedavide genelleme yapılmaz. Her bebeğin tedavisi farklıdır. Önemli olan erken teşhis, doğru yaklaşımdır.


Güneş Alerjisi

Güneşe karşı hassasiyet veya güneş yanığı ile karıştırılmaması gereken bir durumdur. Cilt rengine bağlı olarak, güneşe karşı her insanda farklı sürede ve şiddette reaksiyon gelişir. Koyu ciltli kişilerde en az ve hafif, açık renklilerde daha şiddetli görülür. Güneş alerjisinde ise, cilt renginin olaya katkısı yoktur. Az miktarda bile olsa, güneş gören bölgelerde kaşıntı, kızarma, şişme gibi reaksiyon gelişir. Sadece yazın deniz kenarında değil, diğer mevsimlerde ve günlük yaşantısında da güneş gören bölgelerinde kaşıntılı reaksiyon gelişir.

Böcek ve arı sokmalarına karşı alerji
Bir insanın alerjik bünyeye sahip olması; örneğin alerjik astımı olması, o insanda arı ve böcek sokmasına karşı da alerji olacak anlamına gelmez. Diğer insanlar kadar risk söz konusudur. Çünkü arı ve diğer böcek sokmasına alerjik reaksiyon, farklı bir konudur. Arı soktuğunda, her insanda az veya çok reaksiyon olur. O bölge şişer, kızarır, kaşınır. Ama arı alerjisi varsa; yine alerjinin şiddetiyle ilişkili olarak bu reaksiyonlar çok daha abartılı ortaya çıkar. Hatta sadece sokulan bölgede kalmayıp, tüm vücudu etkileyen sistemik belirtilere yol açabilir. Yaygın kızarma-kaşınma, vücutta şişme, karın ağrısı, ishal, çarpıntı, baygınlık veya ani ölüme kadar gidebilen geniş bir yelpazeye sahiptir.

Sivrisinek sokması ile aşırı şişme, kızarma şeklinde reaksiyon olabilir. En erken dönemde lokal olarak kortizonlu bir krem sürülmesi, şiddetini azaltır. Ayrıca çocuk büyüdükçe, zaman içinde bu reaksiyonun şiddeti azalarak normale döner.

Soğuk alerjisi

Soğuk havada veya soğuk suyla temasla ortaya öıkan alerjik reaksiyonlar görülebilir. Aniden soğuk denize atlamak ölüme bile yol açabilir. Kış aylarında yüz, el, parmak gibi açıkta kalan bölgeler kızarır, şişer. Sıcak tutmak gerekir. Aynı şekilde soğuk su veya içecek içmek, dondurma yemek gibi soğukla içten temasa bağlı nefes yolunda ödem, şişme, tıkanma görülebilir. Tedavisi sakınmadır.


Anne ve Babalara Öneriler

Alerjik hastalığı olan her çocuk özeldir. Genellemelerle yaklaşım doğru değildir. Yaşam tarzının belirlenmesi, uyulması gereken kurallar her çocuk için özenle belirlenmelidir. Çocuğu koruyorum, tedavi ediyorum derken çocuğun hayatını zehir etmemek, aileyi de aşırı strese sokmamak gerekir. Genel olarak alerjik hastalığı olan bir çocuğun yaşadığı ortamda uyulması gereken ortalama ve basit kurallar şöyledir

Odada ev tozu tutulmasına neden olabilecek fazla eşya bulundurmayınız.

Kapalı bir dolapta günlük ihtiyacı giderecek kadar çamaşır ve giyecek bulundurunuz, odayı dolap ve yüklük olarak kullanmayınız.

Yün, kuştüyü, kıtık ve benzeri maddelerle doldurulmuş yatak, yastık, yorgan ve minder kullanmayınız. Pamuk, sünger, sentetik, kauçuk, keten olabilir.

Yatak örtüsü olarak yıkanabilir bir kumaştan örtüler kullanınız. Fitilli ve tüylü kumaşlar kullanmayınız. Yatak örtüleri ve yastıkları en az ayda bir kez yıkayınız.

Yastık, yorgan, çarşaf ve battaniyeleri her hafta havalandırıp silkeleyiniz, çarşaf takımlarını en az haftada bir kez değiştiriniz.

Odada mümkün olduğunca kumaş kaplı eşya tutmayınız. Su ile temizlenebilen plastik veya deri kaplı, metal ve tahta sandalyeler kullanınız.

Zemin tahta olmamalı veya mümkünse marley veya muşamba ile döşenmelidir. Yerde sentetik kilim kullanılabilir.

Pencereler için ince pamuklu veya sentetik perdeler tercih ediniz, kirlendikçe yıkayınız. Yıkama için deterjan yerine sabun ve sabun tozu tercih ediniz.

Yatak odasının kapısını kapalı tutunuz. Özellikle polen mevsimi ve hava kirliliğinin arttığı dönemlerde pencereleri açmayınız.

Odayı haftada 1-2 kez nemli bir bezle siliniz. Temizlik sırasında hasta odada olmamalıdır.

Odada sadece plastik, metal, tahta, sentetik gibi yıkanabilir tür oyuncakların bulunmasına izin veriniz.

Mantarlar (küfler), karanlık ve nemli yerlerde kolayca üreyebilir. Bu nedenle ev güneş görmeli, rutubetsiz ve aydınlık olmalıdır.

Evin içinde sigara içilmesine kesinlikle izin vermeyiniz.

Evde evcil hayvan bulundurmayınız.

Yatak odasında çiçek bulundurmayınız. Evdeki süs bitkilerini en aza indiriniz.

Hastanın yanında kolonya, parfüm, oda ve saç spreyi kullanmayınız.

Hastalara boya ve katkı maddesi içeren, baharat içeren, aşırı mayalandırılmış ve konserve edilmiş yiyecekler, kakaolu yiyecekler, yağlı kuruyemişler vermeyiniz. Boyalı şekerler, boyalı sakızlar, meşrubat, hazır meyve suları, sulandırarak hazırlanan meyve tozları, meyveli süt, tarhana, ketçap, mayonez, salam-sucuk-sosis-pastırma vermeyiniz.

Her türlü taze et, sebze, meyve. İçine kakao, susam, fındık, fıstık, ceviz gibi yağlı tohumlar koyulmamış her türlü pasta, börek, çörek, evde pişen yemekler verilebilir. Taze meyve suyu, ayran, süt, çay, ıhlamur, limondan yapılmış limonata serbest olarak verilebilir.

En Çok Aranan Haberler