Kocaeli'nde, Erkul Eğitim Kurumları bünyesindeki Özel Erkul Tunagür Anaokulu öğrencileri, korkularının resmini çizdi. Anaokulu öğrencilerinin korkularını öğrenmeye yönelik çalışmayı, psikolojik danışmanlık ve rehberlik (PDR) uzmanı Saliha Sümeyra Anaç yürüttü. Çalışmayla, çocukların nelerden korktukları öğrenilmeye çalışıldı.
Çalışma sonuçlarıyla ilgili bilgi veren PDR uzmanı Saliha Sümeyra Anaç, korkunun, canlı varlıkların, görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri en doğal tepkileri olduğunu söyledi. Anaç, her korkunun, canlıyı uyaran ve kendini savunmasını sağlayan yararlı bir mekanizma olduğunu belirterek, "Korku, koruyucu bir tepki olarak, yaşamı destekler, kişinin gelişiminde ve kişisel olgunlaşmasında yardımcı olur. Çünkü yeni olgulara ya da bilinmeyene karşı hissettiğimiz korkuyu her yenişimizde ileriye doğru büyük bir adım daha atmış oluruz." dedi.
Anaç'a göre, çocuklar için de korku normal gelişimlerinin bir parçası. Birçok korku çeşidi geçici ve gelişimle ilgili. Bebeklikten itibaren her yaş grubunda farklı korkuların normal olduğunu belirten Anaç, şunları kaydetti: "Bu normal sayılan korkular, çocuğun günlük yaşantısını sürdürmesine engel olmadığı sürece doğal karşılanmalı. Çocuk çevresini tanıdıkça, beden gücü ve zihin yetenekleri geliştikçe, korkularını yenmeye başlar. Bir bakıma, insan yavrusu çevresinden ve kendi içinden gelen korkuları yene yene olgunlaşır. Ancak ileri düzeydeki korku ve kaygı okul başarısını, kişisel gelişimini ve sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir."
Okul öncesi dönemde 2-5 yaş aralığındaki çocukların korkularında artma ve farklılaşma görülüyor. Bu dönem en sık rastlanan korkuların başında, 'Hırsızlar, hayali yaratıklar, köpekler, karanlık ortamlar, motor gürültüleri, şimşek çakması ve yalnız kalmaları' geliyor. 5 yaşından itibaren, aileden ayrılma, karanlık, tanımadığı kendisine zarar verebileceğini düşündüğü insanların yanı sıra vücutlarına zarar gelmesinden korkmaya başlıyor. 4 ila 6 yaş arasındaki çocuklarda yaygın olarak okula gitme, karanlık, yükseklik, asansörde kalma, kaybolma ve hayvanlardan korkma korkusu görülebiliyor.
Anaç, bu çalışmadaki amaçlarının çocukların 3-5 yaş arası gelişim özelliklerine dikkate alarak korkularını öğrenmek ve bunları gidermeye yönelik adımlar atmak olduğunu dile getirdi. Anaç, çocuklardan aldıkları dönütler neticesinde genellikle mantık dışı, doğa üstü varlıklardan (Hayalet, canavar, dinozor, dev, cadı, hortlak vs. ) korktuklarının gözlemlendiğini dile getirdi. Anaç, "Ayrıca hayatlarının ilk yıllarında gelişimlerine bağlı olarak başta kalıtımsal kökenli olmak üzere mizaç ve öğrenilmiş korkularının da var olduğu gözlendi. Çocuklar, deneyimlerinin az, düşünme yeteneklerinin sınırlı olması nedeniyle, gördüklerini ve duyduklarını gerçekçi olarak değerlendiremezler. Gördüklerini benzeterek, çarpıtarak, abartarak, süsleyerek korkulu sonuçlar çıkartırlar. Çocukluk çağının bu özeliği göze alınırsa çocukları korkak yetiştirmenin çok kolay olduğu sonucu ortaya çıkar. 'Beni üzersen hastalanırım annesiz kalırsın' 'Anne-babaya karşı gelinir mi? Allah yakar!', 'Uslu durmazsan seni dilenciye veririm' gibi sözlerle çocuğu sindirmek, korkuyu bir disiplin aracı olarak kullanmak çocuğun ileri yaşantısında derinleşip kökleşmiş korkuların kaynağı olabilmekte." bilgisini verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz