KONYA (İHA) - Okulların açılmasıyla birlikte özellikle küçük çocuklarda okula gitmek istememe, okula gitmemek için bahaneler uydurma ve okuldan kaçma gibi durumlar yaşanabileceğini belirten uzmanlar, bu tür çocuklarda okul fobisi olabileceğini ve kolaylıkla tedavi edilebileceğini belirtiyor.
Konya İl Sağlık Müdürlüğü'nün internet sitesinde konuyla ilgili bilgi veren Konya Numune Hastanesi psikologlarından Bilal İlisu, okul fobisi olan çocukların okula gitmeyi reddettiğini ya da okula gittiklerinde sıkıntı çektiklerini belirterek, "Bu tür çocuklar birdenbire okula gitmek istemez. Okula gitmesi için yapılan zorlamalar karşısında kaygı ve bunalıma düşer, panik içine girer, midesi bulanır, kusar, ağlar ve gitmemekte direnir. Bazıları zorlamalar karşısında okula gitmek için yola çıkar, yarı yoldan döner, ya da sınıftan çıkar eve gelir. Ön belirtiler günlerce sürebilir. Çocuk neşesizdir, uykuya dalmakta güçlük çeker. İştahı kesilir, ödevlere karşı ilgisi azalır. Başı, karnı ağrır, midesi bulanır. Okul fobisi olan çocuklar, okula gitmek için evden ayrılmakta zorlanırlar; okuldan kaçarlarsa okula gittiklerini söyleyerek evden istekli ayrılırlar. Okuldan kaçmaya genellikle diğer davranışsal sorunlar eşlik eder" dedi.
Okul korkusu geliştiren çocukların genellikle başarı kaygısı olan, uslu, uyumlu, aşırı onay bekleyen, ailesine bağımlı çocuklar olduğunu ifade eden psikolog İlisu, şöyle devam etti: "Bu kişilik özelliklerine sahip çocuklarda tetiği çeken bir etken hastalığı başlatır. Okul fobisi olan çocukların yaşamlarının daha önceki yıllarında anneleri tarafından aşırı özen içinde büyütüldükleri görülür. Bu tür annelerin sürekli olarak çocuklarını memnun ederek onların sevgilerini kazanma çabası içinde oldukları, tüm isteklerini karşıladıkları ve onları sürekli hayal kırıklığına uğramaktan korudukları dikkatimizi çeker. Bu anneler özellikle çocukların bedensel rahatsızlıklarıyla yakından ilgilidirler. Çocuklar gözlerinin önünde olmadığında kendilerini çok huzursuz hissederler. Psikolojik ve fizyolojik olarak çocuklarıyla yakın olma gereksinimi duyarlar. Bu anneler çocuklarını anaokullarına göndermekten kaçındıkları gibi, arkadaşlarının evine bile oyun oynamak üzere göndermekten kaçınırlar. Bu çocukların babaları da aşırı bağımlılık ve koruma hususunda eşleriyle işbirliği içindedir. Bu tür babalar ev içinde bir takım kurallar koyma ve disiplin uygulama yerine, pasif kalmayı ve ev içinde sürekli bir sakinlik ortamını yeğlerler."
Hastalığın tedavisinde, okula gitmediğinden dolayı çocuğu suçlamaktan kaçınılması gerektiğini kaydeden İlisu, "Ona bu durumun birçok çocukta görüldüğü, tedavi edilebileceği anlatılır. Onun güvenini kazandıktan sonra her ne şekilde olursa olsun okula gitmesi gerektiği, zaman geçerse bu korkuya, derslerden geri kalma korkusunun ekleneceği söylenir. Okula ailesinden birisiyle gitmesi, çıkışa kadar onunla beraber okulda kalması istenir. Bunun için okulda işbirliği sağlanmalıdır. Bir yandan da çocuğun bireysel tedavisi, davranış ve oyun tedavisiyle sürdürülür. Yaş ne kadar küçükse tedaviye yanıt o kadar iyidir ve kısa sürede çocuk okula döner. Stresle ilgili yinelemeler olabilir. İlaç tedavisi de uygulanabilir" şeklinde konuştu.