Çocukları pistten alalım

Normal sezonun “yarışmak güzeldi” mantığıyla oynayan takımları bizden bu kadar diyerek tatile çıktı. Şu anda Bodrum havaalanına iniyor olabilirler ya da Miami.

Kısacası çocuklar için uyku vakti, artık büyükler konuşacak.

Büyükler demişken;

Yaş itibariyle NBA’in en büyük takımlarından biri San Antonio Spurs.
Beşiktaş ile renkdaş NBA takımını başarıdan başarıya götüren üçlü Tony Parker, Tim Duncan ve Manu Ginobili otuz yaşın üstünde. Yani büyüklerin de büyükleri. Ancak oynadıkları basketbol ve duydukları basketbol heyecanı 20 yaşındaki bir çaylak gibi.

NBA’de San Antonio Spurs basketbolu diye bir tanım var.
Hareketli, akıcı, pasa dayalı, tek kişinin eline bakmayan, bir kişinin değil 12 kişinin yıldız olduğu, Alman mühendislerin elinden çıkmış bir makina gibi kusursuz bir şekilde işleyen bir basketbol.
Ancak San Antonio Spurs, basketbolunun yanında spor ahlakı ile de rakiplerinden saygı duyuyor.

Her smaçtan sonra rakibini küçük düşürecek hareketler yapan ya da ben kralım, sen canavarsın, o adamı döver, bu sizi çölde susuz götürür susuz getirir diyen bir iddiaları yok. Emre ve Melo bu takımda basketbol oynasalar sezon sonunda fair play ödülünü aynı sahnede beraber alabilirler.
Sahadyken yanlışlıkla Duncan’ı düşürürseniz “önemi yok genç” der, Tony Parker sinirden deliye dönse en fazla ağzından birkaç kötü kelime kaçırıverir, teknik faul yer.
Diğer oyuncular zaten gıkını çıkarmaz.
Ancak böyle olduklarına bakmayın, onlar süt dökmüş kedi değil, hala avlanan yaşlı bir aslan kral.
Bunun ana sebebi, head coach olarak tanımlanan Türkçesi “koç” olan Greg Popovich.
Uzun sorulara verdiği kısacık cevaplarla bir mola fenomenine dönüşen Popovich yılın antrenörü ödülünü 3 kez kazandı. Hakkıydı. Hatta daha fazlası hakkıydı.
San Antonio basketbolu size hiçbir zaman sıkmaz. Basketbol izlemek istiyorsanız uykusuz bir gece geçirin ve Spurs’ü seyredin. Gece kalkamam diyorsanız Ekim ayında İstanbul’a da gelecek olan bu türünün son örneği takımı Fenerbahçe karşısında seyredin.

Go Spurs go.