Anne babalar olarak, çocuğumuz büyüdükçe, geliştikçe, yeni hallerine uyum sağlamamız gerektiğiydi altını çizmek istediğim. Öncelikle de bunun farkına varmanın önemini…
Bu yazıda ise daha spesifik bir konuda bu adapte olma işini irdelemek istiyorum: Teknoloji! Ne kadar genç ve bilinçli anne babalar olursak olalım, çocuklarımızla aramızda kuşak farkı olduğu bir gerçek! Aynı farkı kendi anne babalarımızla aramızda da yaşıyoruz. Belli durumlarda belki daha öne çıkıyor belli durumlarda ise birbirimize yakın düşünür hale gelebiliyoruz.
Benzer şekilde çocuklarımızla aramızdaki farkın özellikle teknoloji alanında çok daha çabuk açıldığını düşünüyorum. Çünkü zaten teknoloji artık erişemeyeceğimiz bir hızla gelişiyor. Çocuklarımız teknolojiye daha yatkınlar; bu hıza daha çabuk uyum sağlayabiliyorlar! Hani şu X,Y,Z ler var ya kuşakları ve özelliklerini tanımlamak için kullanılan. Bizim çocuklarımız yani Z’ler bence mouse ellerinde doğmuş bir jenerasyon! O yüzden de cep telefonlarını ellerine alır almaz çözmeye, bilgisayar ile olmadık şeyleri yapmaya ve bizim daha yeni tanıştığımız sosyal medyaya “benim ne zaman facebook’ um olacak?” şeklinde hayatlarının gayet normal bir parçası olarak görmeye hazırlar.
Şimdi dünya bu tarafa doğru hızla akarken, bizim çocukluklarımızda hayalini bile kuramadığımız şeyler yavaş yavaş gerçek olmaya başlamışken; çocuklarımızı bu dünyadan uzak tutmaya çalışmak ya da bu tarafa ilgilerini yok saymak gerçekten biraz çağ dışılık gibi geliyor bana. Tabii ki sağlıklarını, sosyal yaşamlarını etkileyecek düzeyde bir ilgiden bahsetmiyorum burada. Sınırları koymak yine biz anne babaların işi!
En başta belirttiğim adapte olmak konusuyla bağlantı kuracak olursak, bence biz anne babaların zamane teknolojisine ayak uydurması, çocuklarımızın hızına, ilgi alanlarına yetişmesi lazım. Belki birinin yüzüne bakıp konuşurken aynı anda cep telefonunda sms yazar hale gelmemiz(!) zor ama kendimizi geliştirecek alanlar olduğunu düşünüyorum. Yeni uygulamaları takip etmek, trendleri izlemek, son teknoloji cihazları kullanmakta ustalaşmak gibi. Ya da en basitinden bilgisayarda ustaca oyun oynayabilmek! Eminim kız olsun, erkek olsun her çocuğun bilgisayarda oynadığı bir oyun vardır. Ya da konsol oyunları; Play Station, Wii. “Ben beceremiyorum” diye bir kenara çekilmek yerine çocuklar kadar iyi oynayabilecek hale gelmek. Çünkü benzer konular bir süre sonra çocuklarımızla aramızdaki iletişim aracı olacak. Onlarla aynı dili konuşabilmek adına bu çok önemli. Bir şeyleri paylaşabilmek, birlikte vakit geçirebilmek adına da. Kaldı ki; ne kadar çok onların dünyasının içinde yer alabilirsek o kadar daha etkin gözlem ve kontrol da yapabiliriz.
Yazdıklarımı kendim de bir anne olarak uygulamaya çalışıyorum; belirteyim istedim: 9 yaşında bir erkek çocuk annesi olarak, bunca senedir hayatımda hiç yeri olmamış futbolu uzun üredir takip etmeye ve tekniğiniyle, terimleriyle, futbolcularıyla öğrenmeye çabalıyoum. Yerli, yabancı takımları tanıyıp performansları konusunda yorum yapacak hale bile geldim! Bilgisayar oyunlarında buna göre takımımı seçip; elimde kumandalar gol atmaya, oğlumu yenmeye çalışıyorum…Hele bir de Wii’de yaptığımız maçlar, yarışmalar var ki!
Bakalım daha neler bekliyor bizleri…gayret anneler babalar!