HABER

Çocuklarımızı 'erken ergenlik' tehdit ediyor!

Çocuklarımızı 'erken ergenlik' tehdit ediyor!

Erken ergenlikten, şişmanlığa, boy kısalığından gelişim geriliğine kadar, gelecek nesli ilgilendiren çok önemli hastalıklar, genel "toplum sağlığı"nı tehdit ediyor.

Türkiye'nin ilk kez ev sahipliğini üstlendiği 47. Avrupa Çocuk Endokrinolojisi Toplantısı'ndan hiç de iç açıcı sonuçlar çıkmadı. 75 ülkeden 2500 katılımcı ile gerçekleşen kongrede, sadece Türk çocuklarının değil, gelecek neslin, "şişmanlık, erken ergenlik, diyabet, büyüme geriliği" gibi çok önemli hastalıklarla karşı karşıya olduğu açıklandı. Avrupa Çocuk Endokrin Derneği (ESPE) Başkanı, Büyüme, Ergenlik ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, özellikle erken ergenliğin bütün Avrupa ülkelerinde ve Türkiye'de giderek artan sıklıkta görüldüğünü vurgulayarak şunları söyledi:

Erken ergenlik büyük tehdit!
"Normal şartlar altında kızlarda ergenlik 10-11, erkeklerde ise 11-12 yaşlarında başlar. Kızlarda ergenliğin 8 yaşından önce, erkeklerde ise 9 yaşından önce başlaması normal değildir. Ergenliğe giriş yaşı değişik faktörlere bağlıdır. Irk, iklim şartları, cinsiyet, ailesel özellikler, beslenme, çevresel uyaranlar ergenliğe giriş yaşında belirleyici olurlar. Ergenliğe kızlar erkeklerden ortalama 2 yıl önce girerler. Maalesef, son yıllarda bütün dünyada ergenlik yaşı öne çekildi. Özellikle Amerika'da zencilerde, beyaz ırkta da erkene çekiliyor. Çevresel uyaranlar dediğimiz; tam olarak bilinmeyen fakat beyindeki seksüel hormonları tetikleyen faktörler var. İngiltere'de yapılan bir araştırmada; fazla televizyon seyreden çocuklarda, bu uyarının erken olduğu şeklinde bir hipotez öne sürüldü ve bir çalışma sunuldu. Daha çok hormonlu gıdalar, o zamana kadar salgılanmayan ostrojen ve testesteronun salgılanmasına yol açabiliyor. Hipofiz dediğimiz bez, bu çevresel faktörlerin uyarıcı etki göstermesiyle erken çalışmaya başlıyor. Hormonlu gıdalar kanıtlanmış zaten. Bazı katkı maddeleri (çok yumuşak bazı plastiklerde bulunan fitalat veya bisfenol A gibi veya östrojen verilmiş hayvanların et ve sütünün fazla miktarda alınması), içinde bulunduğumuz ortamdaki dalgalar örneğin cep telefonları (kesin kanıt olmasa da hormonlar için uyarıcı olabilirler), tarımda fazla miktarda böcek ilaçlarının ve büyüme faktörlerinin kullanılması erken ergenliğe yol açıyor. Parfümler bile örneğin; afrodizyak etkisi yapıyor ve bunlar bile cinsel uyaranları arttırıyor. Televizyon, internet gibi yayınların seksüel dürtüleri erken uyarması ve erken ergenliğe yol açması gibi bilimsel bir veri yok ama davranış bozukluklarına yol açıyor, Çocuklar görerek ve yaşayarak da, hormonlar salgılanmaya başlamasa bile davranışsal olarak erken ergenlik tablosu gösteriyor. Henüz 5-6 yaşındaki bir çocuk bile, televizyonda gördüğü bir sahne yüzünden mastürbasyon yapabiliyor, soyunarak cinselliğini keşfetmeye çalışıyor."

Çocuklar hem enine, hem boyuna Erken ergenlik tanısının bazı hormonal testler ve kemik yaşı incelemesi ile konulabileceğini, böyle bir durumda ergenliği durdurmak gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Büyükgebiz, "Özellikle kız çocuklarında daha fazla görüyoruz, erken adet görüyorlar ve boyları kısa kalıyor. Normal bir kız çocuğunda ergenliğin yani meme büyümesinin 10 yaş civarında başlaması ve 12 yaş civarında adet görmesi gerekir. Erkek çocuğun ise 12 yaş civarında ergenliğinin başlaması gerekir. Kızlarda boy uzaması adetten hemen önce hızlanır ve adetten sonra 6-7 cm daha uzarlar; erkek çocuklar ise 13-14 yaşlarında en hızlı boy artımı gösterirler ve 17-18 yaşına kadar yavaş da olsa boyları uzar. Kemiklerdeki büyüme kıkırdakları kapanınca büyüme durur. Çocukların boyunun belirlenmesinde anne-baba boyu da bir faktördür, doğumda normal kilolu olması, iklim, ergenliğe giriş yaşı, ergenliğin süresi, geçirdiği ağır hastalıklar boyunun uzamasını etkiler. Büyüme geriliği fark edildiğinde hemen önlem alınmalıdır. Yeni neslin boy ortalaması tabii ki iki kuşak öncesine göre daha uzun ama yine de anne ve babalar bu süreçleri çok iyi takip etmeli ve rutin doktor kontrollerini aksatmamalıdırlar." uyarısında bulunuyor.

Çocuklar enine genişliyor
Avrupa Çocuk Endokrin Derneği (ESPE) Genel Sekreteri ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Francesco Chiarelli ise; bütün dünyada çocuklarda görülen tip1 diyabet hastalığı yanında, şişmanlıkla direkt alakalı olan tip 2 diyabet hastalığında da artış gözlendiğini vurguladı. Prof. Chiarelli, "Bu çocuklara insülin tedavisinin yanı sıra diyet ve egzersiz ayarlanmalıdır. Çağımızın en önemli tehditi obezite yani şişmanlık için de önlemler alınırsa çocuklarda giderek artan tip 2 diyabet sıklığı azalacaktır." diyor.
Avrupa Çocuk Endokrin Derneği Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Jean Claude Carel ise; "Özellikle obezite, Avrupa Birliği ülkelerinde giderek artıyor, önlem almak için hükümetler çalışmalar yapıyor. Araştırmalar gösteriyor ki; Türkiye'de de obezite giderek artıyor. Obezitenin ilk sıklıkla görülmeye başladığı yaş okula başlama yaşı olan 6-7'dir. Bu yaşta fizyolojik olarak yağ dokusu arttığı için, alınan fazla kaloriler yağ dokusuna dönüşüyor ve obeziteye sebep oluyor. Ergenlik döneminde şişman olan çocukların %70'i, büyüyünce de şişman olurlar. Bu nedenle ergenlikte obezitenin önlenmesine özel önem vermek gerekiyor. İngiltere'de okul çocuklarının karnelerine, okula başlarken, ara dönemde ve dönem sonu boy ve kiloları yazılıyor ve aile obeziteye karşı uyarılıyor. Yine İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinde çocukların televizyonu çok seyrettiği saatler, fast-food yiyecek reklamı konulmuyor. Her ne zaman şişmanlık tehditi söz konusu ise; hem birey, hem aile hem de hükümetler önlem almak zorundadır." diyor.

Sağlıklı yeni nesiller için;
-Çocuk aile ile birlikte yemek yeme alışkanlığına sahip olmalıdır.
-Porsiyonlar makul ölçülerde olmalı ve aşırı porsiyonlardan kaçınılmalıdır.
-Fast-food yiyeceklere haftada bir kez izin verilmelidir.
-Şekerli içeceklerin tüketimi kısıtlanmalıdır. Süt tüketimine ağırlık verilmelidir.
-Çocuklar televizyon ve bilgisayar başında 2 saatten fazla oturtulmamalıdır
-Mutlaka, aktivite (oyun, ip atlama, top oynama) çocukların hayatlarına sokulmalıdır.
-Okul yönetimleri ile "aşırı yağlı ve kalorili yemeklerin çocuklara verilmemesi konusunda işbirliğine gidilmelidir. Okul kantinleri kontrol edilmelidir.
-Öğün atlanmamasına ve ara öğünler yapılmasına dikkat edilmelidir.

En Çok Aranan Haberler