Andy Dent isimli bir yazılımcı kızı 4-5 yaşlarındayken kızının iyimser mi yoksa kötümser mi olduğunu anlamak için bir bardağın yarısına kadar su doluduruyor ve kızına soruyor:
Andy Dent: "Kızım bu bardağın yarısı dolu mu, boş mu?
Küçük Kız: "İçecek veya doldurmaya devam edecek olmana göre değişir."
Alan Ljunberg doğumgününde eşine ne alması gerektiğiyle ilgili 5 yaşındaki kızına danışmak istiyor ve soruyor:
Alan Ljunberg: "Kızım sence annene doğumgününde ne alayım?"
Küçük Kız: "Bilmem."
AL: "Birine değer verdiğini nasıl gösterirsin?"
KK: "Onlarla oyun oynayarak."
Yaşadığı yerde bir STK'da çocuklara eğitim veren Elangkumaran Jayabarathi bir ders sırasından sınıfındaki çocuklardan birine soruyor:
E J: "3 elmayı 4 kişiye nasıl paylaştırırsın?"
Jayabarathi'nin beklediği cevap: her birine elmaların 3/4'ünü vermek.
Küçük Oğlan: "Elma suyu yapar ve hepsine bir bardak veririm."
Sosyal medya danışmanlığı yapan Simon Sanders bir gün 4 yaşındaki kızıyla çocuk kanalı izliyorlar. Haliyle programlar birçok oyuncak ve çocuklara yönelik ürünlerin reklamları ile bölünüyor. Kızının her reklamda çıkan ürünü istemesinden endişelenen baba, kızına soruyor:
S S: "Kızım, bunlardan herhangi birini istiyor musun?"
Küçük Kız: "Sanmıyorum. Eğer bunların çok güzel şeyler olduklarını insanlara anlatmak için bu kadar uğraşıyorlarsa bu şeyler güzel olamaz."
Xu Beixi, gönüllü olarak çalıştığı orta okuldaki son gününde öğretmenliğini yaptığı sınıftaki çocukları hatırlamak için bir şey yapmaya karar veriyor. Sınıftaki çocuklara birer boş kağıt veren Beixi çocuklardan hayattan aldıkları en önemli dersi yazmalarını rica ediyor. Çocuklardan bir tanesinin yazdıkları ise aklına öyle bir kazınıyor ki hayatı boyunca unutmayacağını söylüyor.
"Hayatın amacı sınırlı olan şeyleri sınırsız şeylerle takas etmektir."
Beixi, bir kız çocuğunun yazdığı bu cümleye öylesine hak veriyor ki... Kendi kendine şunu düşünüyor: "evet, hayatta hepimize 'zaman' gibi sınırlı kaynaklar veriliyor ve biz hayatımız boyunca onları sonsuza kadar sürecek bir şeye dönüştürmeye çalışıyoruz."
Namrata Srivastava Patil bir gün kızının aynaya baktığını görüyor ve ne düşündüğünü soruyor:
Küçük Kız: "Beynim çok acayip. Sürekli ben, ben, ben diye düşünüyor. Sanki evrenin merkezi benmişim gibi... Anne, baba, bu hiç sizin de başınıza geldi mi?"
Tanay Vora, küçük kız kardeşi ve babası arasında geçen sohbeti aktarıyor:
Küçük Kız: "Baba, neden gülmüyorsun?"
Baba: "Aklımda çok sey var."
Küçük Kız: "Eğer aklının bir kısmını kaybedersen, belki o zaman gülebilirsin."
Ankit Arora'nın iki yaşındaki kuzenine soruyorlar:
Soran: "Elma ne renktir?"
Kuzen: "İçi mi dışı mı?"
Bo Brustkern bir gün dokuz yaşındaki oğluna soruyor:
Bo Brustkern: "Başarının zıttı nedir?"
Bir süre düşünen oğlan:
"Vazgeçmek"
Bu hikayeyi Natasha Figueroa anlatıyor. Bir çalışma arkadaşının Maya adında 7 yaşında bir kızı var. Maya haftasonunu geçirdiği kuzeninden döndüğünde babası soruyor:
Maya'nın Babası: "Haftasonun nasıl geçti?"
Maya: "Sıkıcı. Bütün haftasonu televizyon izlemek istediler. Bence çok üzücü." (Maya'nın evinde televizyon yok)
Baba: "Neden?"
Maya: "Çünkü televizyon kendi hayalgücü olmayan insanlar için."
Prarthana Bhat yarı Hindistanlı yarı ABD'li ve ABD doğumlu yeğenine soruyor:
Prarthana Bhat: "Kendini hintli mi yoksa amerikalı mı sayıyorsun?"
Yeğen: "Dünyalı."
Reuben Steiger sekiz yaşındaki oğluna soruyor:
Reuben Steiger: "Bin tane maymuna sonsuz zaman verseler Yüzüklerin Efendisi'ni yazabilirler mi?"
Oğul (bir süre düşündükten sonra): "Yazabilirler ama anlayabilirler mi?"