Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Aile Söyleşileri’ne konuk olan Prof. Dr. Ferhunde Öktem, çocukluğun kilometre taşlarını anlattı. Öktem, eğitimin önemine dikkat çekerek, “Çocuklarımızı sorgulayan, kitap okuyan, tartışan çocuklar haline getirmeliyiz” dedi.
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Oyuncak Müzesi tarafından organize edilen etkinlikte, Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem, “Çocukların Ruhsal Gelişim Aşamaları” konulu konferans verdi. Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’ndaki söyleşiyi Antalyalılar ilgiyle izledi.
Büyümenin bedensel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal olmak üzere dört alanda olduğunu belirten Prof. Dr. Ferhunde Öktem, anne baba ve bebek arasında kurulan bağın sonraki yaşamın temeli olduğunu söyledi. Öktem, özellikle anne ile bebek arasında kurulan ilişkinin gelecekteki hayatın imzası olduğunu kaydetti. Çocuklara isim koyarken dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Öktem, “Çok iddialı isimler koyduğunuz zaman çocuklar bu isimleri altında ezilebilir” uyarısı yaptı.
Anne ile bebek arasındaki bağda, aynalamanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ferhunde Öktem, bebeklerin çok kısa süre sonra yüz okumaya başladığını, anne ve babanın tepkisinin çocuğa ayna olduğunu anlattı. Çocuk gelişimindeki temel güven duygusu, aidiyet, bireyselleşme evreleri hakkında örneklerle bilgi veren Prof. Dr. Ferhunde Öktem, şunları söyledi: “Bebeklerin benlik gelişim dönemi olan ve ‘korkunç 2 yaş’ diye nitelenen dönemde, bebek her şeyi kendi uhdesinde toplamak istiyor. Bu dönem bütün dünyada geçiciyken, Türkiye’de kalıcıdır. O dönemde bebekler sinirlidir, bizde sinir kalıcıdır. Gücü hissediyor, benliği gelişiyor. 2 yaşında başlayan şiddet, kalıcı olarak gidiyor.”
Ailelerden çocuklarına sınırlar koymasını isteyen Prof.Dr. Öktem, “Sınırlar çocukların dünyayı tanımalarına ve anlamalarına yardımcı olur. Sınırlar onaylanan davranışları, ilişkileri tanımlar. Sınırlar büyümenin ölçütüdür, güvenlik sağlar. Sınırlar terapidir” diye konuştu.
Eğitimde aidiyet duygusunun önemine işaret eden Prof.Dr. Ferhunde Öktem, şunları söyledi: “Çocukların okullara aidiyetini bozmak isteyen insanlara izin vermeyin. Forma eğitimin simgesidir. Forma bir aidiyettir. Okullarda formayı kaldırmanın özgürlükle alakası yoktur. Araştırmalar okula formalı giden çocukların kendilerini daha güvenli hissettiklerini ortaya koyuyor.”
Günümüz eğitim sistemini eleştiren ve çocukların kısır, tartışmayan, sorgulamayan insanlar olarak yetiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ferhunde Öktem, “En seçkin üniversiteleri ve bölümleri kazanan öğrencilerimiz bile tartışmayı bilmiyor. Çocuklarımızı sorgulayan, kitap okuyan, tartışan çocuklar haline getirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocukların 60 aylıkken okula alınması kararını eleştiren Prof.Dr. Öktem, “60 ay çok erken. Şu anda aynı sınıfta 60 ve 72 aylık çocuklar var. Bu çocukların nörolojik ve ruhsal gelişimleri farklı. Şu anda sınıf arkadaşlarına ağabey diyen çocuklar var” dedi. Prof.Dr. Öktem, 2006’da yapılan bir çalışmada çocukların dörtte birinin kimseye benzemek istemediğini, geri kalan kısmının ise televizyon kahramanlarıyla özdeşim kurduğunu, burada da şiddet verildiğini anlattı.
İzleyicilerin sorularını da yanıtlayan Prof. Dr. Ferhunde Öktem’e konferans sonunda Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Adem Akyürek tarafından çiçek verildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz