Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi’nde yaşayan antika düşkünü Günay Uras’ın 1950 model aracı görenlerin dikkatini çekiyor. 73 yaşında olan aracını köyde terk edilmiş halde bulan Uras, tamirat için aylarca uğraştığı sanayide yaklaşık 20 bin Euro harcadı. Araçla aynı yaşta olduğunu belirten antika meraklısı, çocukluğunda hayallerini süsleyen araca yarım asırdan daha fazla bir süre sonra kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor. Trafikte neredeyse herkesin aracına ilgiyle baktığını söyleyen Günay Uras, otomobilinin ülke genelinde sadece 4 tane olduğunu belirtti.
73 yaşındaki aracıyla karşılaşma ve tamirat sürecini anlatan Günay Uras, “Bu aracın hikâyesi şöyle; bir arkadaşım Amerika'ya gidiyor, Eskişehir'den, 15 sene bu araba arkadaşımın köyünde kalıyor. Ben onu gördüğümde hurda halindeydi, aracı sanayide ustalarımızın da yardımıyla masraf ederek toparladık. Kendisi 1950 model bir araç, 1939-50 yılları arasında Almanya'da imal edilmiş. Sinyalleri özellikle çok dikkat çekici ve orijinal, gece sinyalleri çok güzel yanıyor, yandan çıkma yerleri var. Eski insanlar tanır bu sinyalleri bilirler yani. Köyde kapalı bir alanda muhafaza edildiği için bütün parçaları orijinal fakat çürümeler vardı. Çürüyen parçaların birçoğunu yurt dışından aldırdım, buradaki sanayideki ustalarımızla birlikte toparladık” dedi.
Otomobilinden ülke genelinde sadece 4 adet olduğunun altını çizen antika meraklısı Günay Uras, tamiratı için 20 bin Euro harcadığı aracının kendisine verdiği hissi anlattı. Trafikte seyrederken diğer sürücülerin antika otomobiline ilgi duyduğunu belirten Uras şöyle devam etti:
“Bu araçtan Türkiye'de sadece 4 tane olduğu söyleniyor, bulunduğu şehirlerin; Ankara, İstanbul, Bolu ve Eskişehir olduğunu duydum. Ben bu aracı çoktan beridir istiyordum zaten antikaları da çok düşkünüm evimde de bir sürü antika var. Buna sahip olunca çok mutlu oldum yalnız tamir ettirene kadar bir sene neredeyse sanayi çarşısında yattım. Tamiratına toplamda 20 bin Euro harcadım. Arkadaşım araç için ücret vermedim sadece vergilerini falan ödedim çünkü o aracının çürümesini istemedi. Hissi çok güzel özellikle direksiyona geçtiğiniz zaman anlıyorsunuz bunu. Örneğin, fren yaptığında önünün aşağı inip kalkması ya da sinyallerinin yanından çıkması ve orijinal olması. Bu anlattıklarım gerçekten benim için tarif edilmez bir duygu.
Şu anda arkamda bulunan aracım 73 yaşında. Trafikte bu aracı gördüğünde herkes tebessüm ediyor, özellikle çocuklar parmaklarıyla gösteriyorlar. Fotoğraf çekilenler aracımla çok oluyor, belki biraz abartılı olacak ama polisler beni durdurduklarında ehliyet ya da ruhsat sormuyorlar sadece aracımda fotoğraf çektirip bana iyi yolculuklar diliyorlar. Aracım benimle aynı yaşta neredeyse binebildiğimiz kadar bineceğim, keyfini süreceğim.” (İHA)