GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, V. Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali çerçevesinde düzenlenen “Gastronomik Kimlik Oluşturmada Coğrafi İşaretlerin Önemi; 100’üncü Yılda 102 Coğrafi İşaret & 1 Geleneksel Ürün” konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
Moderatörlüğünü Mutfak Sanatları Merkezi Başkanı Fikret Tural’ın yaptığı panelde, Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Gıda Daire Başkanı Kenan Seçkin ve Metro Türkiye Kategori Coğrafi İşaretler Müdürü Birol Uluşan katılımcılara, Gastronomide coğrafi işaretlerin önemi hakkında değerlendirmelerde bulundular.
Gaziantep’in gastronomi ve coğrafi işaretli ürünlerde son derece zengin bir mirasa ev sahipliği yaptığını kaydeden Akıncı, medeniyetlerin yoğurduğu, hünerli ellerin hayat verdiği Gaziantep mutfağının coğrafi işaretli ürünlerle geleceğe taşınabileceğini ifade etti.
“MEDENİYETLERİN ORTAK İZLERİ”
Dünyaca bilinirliği bulunan Gaziantep mutfağının, evrensel bir değer olduğunu belirten Akıncı, “Köklü bir geçmişe ev sahipliği yapan Gaziantep, gerek yeme-içme gerekse el sanatları açısından bu topraklarda yaşamış tüm medeniyetlerin ortak izlerini taşımakta. Bu konuda son derece zengin bir mirasa ev sahipliği yapmaktayız. Halen yaşatılan ve ayakta tutulan bu değerlerimizin önemli bir ayağını ise bugün üzerine titrediğimiz coğrafi işaretli ürünlerimiz oluşturmakta” dedi.
“GAZİANTEP ROL MODEL OLUŞTURMAKTA”
Gaziantep’in coğrafi işaretli ürün sayısı bakımından Türkiye’ye rol model oluşturduğuna dikkat çeken Akıncı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “UNESCO Gastronomi kenti Gaziantep 102 adet coğrafi işaret tescilli ürün ile bu alanda Türkiye’de ilk sırada yer almakta. Bu rakam bugün birçok Avrupa ülkesinin toplam tescilli ürün sayısından daha fazla. Tescilli ürünlerimizin büyük çoğunluğunu tarımsal ürünler veya kaynağını tarımdan alan ürünler oluşturmakta. 2015 yılından bu yana şehrimizin coğrafi işaret tescil çalışmalarına borsa olarak katkı sağlamaktayız. Yaptığımız bu çalışmaları şehrimize karşı kültürel bir sorumluluk olarak görmekteyiz. Türkiye’de bulunduğu şehir adına en fazla coğrafi işaret tescili alan borsa konumundayız. Şu ana kadar Antep Lahmacunu, Oğuzeli Narı ve Antep Peyniri gibi 23 farklı yöresel ürünümüzü coğrafi işaret tesciliyle taçlandırdık. 3 ürünümüz için ise Türk Patent ve Marka Kurumuna yasal başvurularımızı gerçekleştirdik. Coğrafi işaret çalışmalarındaki temel gayemiz milli birer değer olarak gördüğümüz bu geleneksel lezzetlerimizi korumak, geleneksel üretim metotlarıyla gelecek nesillere taşımak ve bu ürünlere katma değer sağlamak.“
“COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLERİ TİCARİLEŞTİRMELİYİZ”
Coğrafi işaretli ürünlerin Avrupa’da bir yöresel kalkınma sistemi olarak asırlardır kullanıldığına işaret eden Akıncı, “Bu sayede Avrupa’da peynir, et ürünleri ve zeytinyağı gibi birçok ürün marka değeri kazanarak, sağladığı katma değerle bulunduğu bölgenin ve üreticisinin ekonomik refahına katkı sağlamakta” dedi.
Coğrafi işaretli ürünlerin son yıllarda dünyada hızla gelişen büyük bir pazar oluşturduğuna vurgu yapan Akıncı, “Günümüzde birçok ülke ürünlerini bu sistemle pazarlamakta ve ürünlerine bu şekilde katma değer sağlamakta. Değişen yeni dünya düzeniyle birlikte tüketiciler artık üretim yeri ve metodu bilinen, kalitesi garanti edilen, kültürel kimliğiyle ön plana çıkan ürünlere yönelim göstermekte. Bu talep coğrafi işaretli ürünleri tüketici pazarlarında ön plana çıkarmakta. Ülke olarak bu konuda tüm dünya ülkelerine göre çok şanslıyız. Ülkemiz bulunduğu coğrafi konum, kültürel ve ekolojik sistem nedeniyle coğrafi işaretli ürünler açısından son derece zengin bir yapıya sahip. Bu nedenle bu avantajı özellikle coğrafi işaretli ürünlerin ticarileştirilmesi ve ulusal pazarlara açılması noktasında çok iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
"TESCİLLİ ÜRÜNLER GASTRONOMİ TURİZMİNİN GELİŞMESİNE KATKI SUNUYOR"
Coğrafi işaretli ürünlerin gastronomi turizminin gelişmesinde de anahtar görevi üstlendiğini vurgulayan Akıncı, “Yeme-içme kültüründe geleneksel ürünlere yönelik artan eğilim gastronomi turizmi için çekim merkezi oluşturuyor. Yöresel lezzetlerin gün yüzüne çıkmasına ve gastronomi turizminin gelişmesine katkı sunan bu durum, aynı zamanda kırsal kalınmanın refah payını da artırmakta. Yöresel ürünler üretildikleri bölgeye ait özellikleri yansıtır ve o yörenin kültürel özellikleriyle anılır. Bu bağlamda ürünün temel kökenini merak eden veya bu kökenle bağları olan insanlar gerçekleştirdikleri lezzet turları ile Gastronomi turizminin gelişmesine katkı sağlamakta” ifadelerini kullandı.