Ankara - Devlet Bakanı Beşir Atalay, Türkiye'de, onyılların oluşturduğu "çok bozuk bir gelir dağılımı tablosu" bulunduğunu belirterek, "Hükümet, bunlarla mücadele ediyor, normalleştirmeye çalışıyor. Şu anda adeta normal bir trendi yakalamış durumdayız" dedi.
Atalay, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), geçen hafta yayımladığı "2005 Gelir Dağılımı" ve "2005 Yılı Yoksulluk Çalışması" sonuçlarını değerlendirdi. Enflasyondaki gerilemenin, özellikle düşük gelirli vatandaşlara iyi geldiğine işaret eden Bakan Atalay, "Özellikle gıda enflasyonu, bizde genel enflasyonun altındadır. Mesela geçen sene genel enflasyon yüzde 8 civarındaydı, gıda enflasyonu ise yüzde 5,5 gibiydi" değerlendirmesinde bulundu.
"Son 4 yılda sağlanan iyileşmeye yönelik somut veriler bulunduğunu" dile getiren Atalay, "2005 Gelir Dağılımı" sonuçlarına ilişkin özetle şunları söyledi:
"Bu, ülkedeki gelirin değişik toplum kesimleri arasındaki paylaşımını gösteren en önemli verilerden bir tanesidir. 1 yıl geriden gider bu araştırmalar, son yayımlanan 2005 yılı verisidir. Bu, gelir dağılımında nispi bir iyileşme gösteriyor bize. Zaten 2002'den itibaren belli bir oranda olumlu trend görüyoruz. Araştırmada, nüfus, yüzde 20'lik dilimler halinde 5 gruba ayrılır ve bu yüzde 20'lik kesimlerin gelirden aldığı payı gösterir. Birinci yüzde 20'lik dilim, gelirden en düşük pay alan, sondaki 5. dilim ise gelirden en yüksek pay alan kesimdir. Bizde maalesef çok bozuk bir gelir dağılımı tablosu var. Türkiye'de bu, onyılların oluşturduğu bir tablodur. Dengeli toplumlar, orta kesimin en güçlü olduğu toplumlardır. Yani orta gelir grubu, gelirden, uçlardakilerden daha yüksek pay alıyorsa, bu toplum sağlıklı bir toplumdur. Bizde de o yöne doğru bir gidiş var.3. yüzde 20'lik dilim, 2002'de gelirin yüzde 14'ünü alıyormuş, 2005 sonunda 15,8'ini alıyor. Yani yaklaşık yüzde 2'lik bir artış var. 4. dilim, yüzde 20,8 alıyormuş şimdi 22,6'ya yükselmiş. Buna karşılık toplam gelirden en düşük payı alan 1. kesim, 2002'de 5,3 alıyormuş, şu anda 6,1'e yükselmiş. En yüksek alan 5. yüzde 20 ise 2002'de yüzde 50,1 pay alıyormuş, şu anda yüzde 44,4'e düşmüş.Yani en düşük gelir diliminde yükselme, en yüksek gelir diliminde düşme var. Ortada ise biraz daha yoğunlaşma var. Bu sağlıklı bir trenttir."
Türkiye'de yoksulluğun arttığına ilişkin söylemler bulunduğunu, ancak bunların resmi verilere dayanmadığını kaydeden Atalay, "2005 yoksulluk çalışması" sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
"Uluslararası standartlarda yapılmış bir çalışmadır bu. Burada da görüyoruz; Türkiye'de hamdolsun bir çok ülkede görüldüğü gibi büyük bir yoksulluk yok, insanların açlık çektiği bir ülke değiliz. Özellikle de gıda yoksulluğu dediğimiz Afrika Ülkelerinde, Uzak Doğudaki bazı ülkelerde görüler ciddi yoksulluk oranı bizde, 2005 verilerine göre yüzde 1'in altındadır."
Yoksulluğun, ülkedeki yaşam standardına bağlı göreceli bir konu olduğuna işaret eden Atalay, şöyle devam etti:
"Bizde gıda dışı yoksulluk, göreli yoksulluk olarak baktığınızda, hem oran diğer ülkelerle mukayese ettiğinizde daha düşüktür hem de özellikle 2004-2005 yılında çok ciddi iyileşme görüyoruz. Standardın altında gelir ve harcama düzeyini gösteren 'genel anlamda yoksulluk' 2003 yılında yüzde 28 iken 2005'in sonunda 20,5'e düşüyor. Yüzde 8 oranında bir düşmeyi görüyoruz. Bu tabii çok ciddi bir iyileşme."
Türkiye'de, onyılların biriktirdiği bir "gelir dağılımı bozukluğu" bulunduğunu belirten Atalay, "özellikle 90'lardan sonra gelişen ciddi krizler, yoksullaşma ve işsizlik olduğunu" söyledi.