Samsun Büyük Anadolu Merkez Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Erdal Seren, uyku apnesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Uyku apnesi ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Erdal Seren, "Uyku apnesi uyku sırasında nefes durmasıdır. Şiddetli bir horlamayı takiben en az 10 saniye ve üzerinde nefes durmasına biz uyku apnesi diyoruz. Uyku apnesi kişinin kendi sağlığını, aile yaşantısı, sosyal yaşantısını hatta ekonomik problemlere yol açan bir hastalıktır. Yüksek tansiyon, ritim bozuklukları gibi nedenler kişinin kalp rahatsızlıklarına yol açabilir. Bir metobolik hastalıklara yol açabilir. Kilo alma, dikkat dağınıklığı, depresyon gibi hastalıklara yol açar. Uyku apnesi olanlar sabah yorgun kalkar. Bunun sonucunda, iş yaşantısında başarısızlıklar, motivasyon bozukluğu, gergin kalkmaya bağlı evde ailesiyle kavgalar ortaya çıkar. Horlama aynı zamanda bir boşanma nedenidir. Evde kişiler eşi de bu durumdan rahatsız olmakta ve onlarda uyumamaktadır. Genellikle horlayanlar horladıklarının pek farkında değillerdir. Kişinin özel yaşantısında sorunlar yaşanıyor. Dolayısıyla bir çok sistemi etkileyen hastalıktır" diye konuştu.
Uyku apnesinde en önemli tanının tanıklı apne dedikleri kişinin aile yakınları olduğu vurgulayan Seren, "Kişinin yakınları bizlere şiddetli horlamaya takiben kişinin nefesi duruyor diye söylüyor. Kişi bize geldiği zaman endoskopik muayene ile burundan başlayarak küçül dil, yumuşak damak, dil kökü, dil, gırtlak muayenesini yapıyoruz. Daha sonra uyku testini gerekli gördüğümüz zaman uyku testlerine yatırarak horlamanın tipi, biçimi, kaç kere uykuda nefesi durduğunu, oksijen seviyesinin ne kadar düştüğünü belirtilerek buna göre ne kadar süre horladığı, nefes durduğu gibi kesin tanı koyulabilir" ifadelerini kullandı.
Uyku apnesi tedavisinde çoklu cerrahi kullandıkları ifade eden Erdal Seren, "Sadece burun ameliyatı apne cerrahisinde tek başına yetmiyor. Burun eti, küçük damak, bademcik, yumuşak dil, dil kökü bunların hepsi muayene edilir. Burada 4-5 yerde sorun vardır. Sorun olan sistemleri tek seansta lazer cerrahisi ile beraber ameliyat yapıyoruz. Lazerin amacı neredeyse kanamanın hiç olmaması, hastanın daha az acı duyması, hızlı iyileşmesi bizim için avantajdır. Küçük dil ameliyatla alındığı zaman tekrar büyümez. Burun kıkırdağı da alındığı zaman tekrar büyümez. Burun etleri filtre gibidir, sigara içen kişilerde tekrarlayabilir. Bu sefer tekrar lazer tedavisi ile küçültülebilir. Damaktaki sarkma kilo alma ile beraber o yüzden hastanın ameliyat sonrası sigara içmemesini ve kilo almamasını öneriyoruz" açıklamasında bulundu.
Dr. Seren, "Genetik yatkınlık önemlidir. Burun, boğaz ve damak yapısı önemlidir. Çocukluktan bu yana burun tıkanıklığı olanlar ya da alerjik bünyesi olanlar, yoğun sigara içenler ,düzensiz beslenenler, boyun yapısı dar olanlar, dil yapısı büyük olanlar ya da çenesi geriye doğru yapısal olarak problemli olanlar daha çok uyku apnesi oluyor. Uyku apnesi günümüzde gittikçe artmaktadır. Bunun en büyük nedeni hareketsizlik, düzensiz beslenme, gece geç saatlerde ağır yemek yemeler, aşırı stres bütün vücut sistemini etkilediği için uyku apnesi artmaktadır" ifadelerini kullandı.
(İHA)