Milyonlarca insanın hayatını tehdit eden kanser hastalıklarının içinde bulunan kalın bağırsak kanseri kolon kanseri ismiyle de anılmaktadır ve oldukça ciddi bir rahatsızlıktır. Sizler de yazımızda bu kanser hakkında tüm merak ettiklerinizi öğrenebilir, kalın bağırsak ve rektum kanseri arasındaki ilişki hakkında detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Sindirim sistemimizin anüsle biten son 1.5 - 2 metre uzunluğunda olan bölüme kalın bağırsak denir. Kalın bağırsağın genişlemesi sonucunda oluşan son 15 santimetrelik bölümüne rektum, arta kalan kısmına ise kolon denir. Kalın bağırsak ince bağırsaktan sonra gelen organdır. Ters dönmüş u harfi biçimindedir ve karnın sağ alt tarafından başlayarak yukarı çıkar, ardından karaciğer altından dönerek karından yatay olarak geçer. Sol üst bölgedeki dalağın altına gelerek tekrar bir u dönüşüyle sol taraftan aşağı doğru inerek rektum ile birleşir. Bu bölgelerde oluşan kansere kalın bağırsak kanseri adı verilir. Kalın bağırsağın son 15 santimetrelik yerinde meydana gelen kansere rektum kanseri ve geri kalan kısımda oluşan kansere ise kolon veya kalın bağırsak kanseri denir. Kalın bağırsak kanseri tüm dünyada en önemli sağlık sorunlarından biridir.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalar sonucunda çıkan istatistiklere göre ülkemizde en çok görülen beş kanser türü içinde yer alan kalın bağırsak kanseri dünya genelinde ise en çok karşılaşılan kanser türüdür.
Kalın bağırsak kanserinin cinsiyete göre dağılımı göz önüne alındığında tüm dünyada kadınlarda görülen hastalıklar arasında ikinci ve erkeklerde ise üçüncü sıradadır. Genellikle belli bir yaş olmaksızın meydana gelebilen kalın bağırsak kanserinin 50 yaşından sonra daha sık görüldüğü anlaşılmıştır ve ortalama görülme yaşı 63 olarak tespit edilmiştir. Hastaların ancak üçte biri 55 yaşından gençtir. Ayrıca her 20 kişiden 1’inde görüldüğü saptanmıştır.
Kesin bir nedeni bilinmemekle birlikte kalın bağırsak kanserini artıran riskler vardır. Bunlar;
Peki kalın bağırsak kanseri nasıl anlaşılır? Bu hastalığın belirtilerini;
Her hastalıkta olduğu gibi kalın bağırsak kanserinin de erkenden teşhis edilmesi önemlidir. Erken teşhis için kişiye kolonoskopi, bilgisayarlı tomografi kolonografisi, fleksible sigmoidoskopi, dışkıdaki gizli kana bakılması, dışkıya DNA testleri yapılması gibi çeşitli tesler yapılır. Kolonoskopi, ucunda ışık ve kamera olan bir aletle makat yolundan kalın bağırsağa girilmesi ve hava yoluyla bağırsağı şişirip içinin incelenme yöntemidir. Bu işlemin süresi yaklaşık yarım saat ile 45 dakika arasıdır. İşlem sırasında hastaya ağrı kesici ilaçlar verilir veya anestezi uygulanarak kişi hafif bir şekilde uyutulur. Bu yüzden sanıldığı kadar acı veren bir işlem değildir. Özellikle ailesinde kalın bağırsak kanseri olmuş olan kişiler 15 - 18 yaşlarından itibaren kolonoskopi taramaları yaptırmaya başlayabilir. Herhangi bir belirtisi olmayan kişiler için ise 50 yaşından sonra tarama yapılmaya başlanır.
Yapılan testler sonucunda kalın bağırsak kanseri teşhisi konan hasta çeşitli yöntemlerle tedavi edilir. Bu yöntemlerin başında cerrahi kemoterapi ve radyoterapi gelir. Kemoterapi ilaç tedavisi, radyoterapi ise ışın tedavisi demektir. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın düzeyi belirlenerek tedavi planlaması yapılır. Kalın bağırsak kanseri 4 evrede sınıflandırılır. Bunlardan ilki olan 1. evre en erken hastalık evresidir. 2. evre kanser hücrelerinin bağırsağın tüm katlarını ele geçirdiği evredir. 3. evre lenf düğümlerinde tümor yayılımının olduğu ve en son evre olan 4. evre hastalığın en ileri olduğu evredir. Son evrede karaciğer, akciğer, karın zarı, kemik ve beyin gibi organlarda metastaz vardır. Metastaz yapmış bir kanser durumu varsa hastanın tedavi ile yaşam ömrü uzatılmaya çalışılır. Doktor tarafından bu evreler belirlenerek ona göre tedaviye başlanır. Bütün testler ve planlamalar tamamlandığında ameliyatın uygun görüldüğü hastalar ve yakınları doğal olarak kalın bağırsak kanseri ameliyat riskleri hakkında detaylı bir araştırma yaparlar. Bu riskler yaşa ve hastalığın derecesine göre değişiklik göstermektedir. Ameliyat öncesinde hastalara ameliyatın riskleri hakkında bilgilendirme yapılır.
Tedaviden sonra hastalar ilk iki yılda 3 ayda bir CEA testi, bilgisayarlı tomografi, kolonoskopi gibi yöntemlerle kontrol edilmek kaydıyla tedavi sonrası süreci geçirmeye başlar. Daha sonraki yıl ile beşinci yıl arası dönemde 6 ayda bir kontrol edilir.