Karapınar ilçesinde, 1950'li yıllarda yaşanan şiddetli rüzgar erozyonu ve bilinçsiz mera kullanımı yüzünden oluşan çölleşme ile mücadele serüveninin anlatıldığı "toprak varsa hayat var" sergisi açıldı. Konya Toprak Su ve Çölleşme İle Mücadele Araştırma İstasyonu Müdürlüğü'nde açılan sergide, kurumun halkla el ele vererek sürdürdüğü 60 yıllık mücadelenin hikayesi anlatılıyor. İstasyon Müdürü Durmuş Ali Çarkacı, serginin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'deki çölleşme ile mücadelede çok iyi bir örnek olan Karapınar'ın dünü ve bugününü anlatmayı hedeflediklerini söyledi. Çölleşen ilçenin nasıl geri kazanıldığının resimlerle ziyaretçilere anlatıldığını dile getiren Çarkacı, şöyle konuştu: "Karapınar'da 1960'lı yıllarda şiddetli rüzgar ve bilinçsiz kullanım artınca çölleşme ortaya çıkıyor. Yöre halkı mera bitkilerini önce toparlıyorlar. Gevenleri evlerine götürerek yakacak olarak kullanıyorlar. Saha da bitkisiz olunca sıkıntı oluyor. Bölgede saatte 110 kilometreyi bulan rüzgar hızı var. Materyal göl tabanı olunca ve rüzgarla da birleşince kumsal bir ortam oluşuyor. Bölgedeki evler Kındam evleri. Pencerelere kadar kumla kaplanıyor. Vatandaşlar nefes alamaz hale gelebiliyor. Sağlık sorunları yaşanıyor. Şehrin tekrar edilmesi gündeme geliyor. Daha sonra Toprak ve Su Teşkilatının çalışmaları ile birlikte bölgenin bir proje hazırlanıyor. O bölgedeki kamışları getiriyorlar. Polis, asker, memur, halk adeta taşıma su ile değirmen döndürerek bentler yapıyorlar. Özverili bir şekilde kamış perdeler yapıyorlar. Cansız perde diyoruz biz buna. Öncelikle rüzgarı durduruyorlar. Kamışların arasına önce bitkilendirme yapıyorlar. Mera bitkilerini ekiyorlar. Sonra da ağaçlandırma yapıyorlar." Bölgeye ağırlıklı olarak iğde, badem ve akasya gibi ağaç türlerinin ekildiğini belirten Çarkacı, "Mühendis arkadaşlar proje kapsamında çölleşmeye karşı çeşitli denemeler yapıyorlar. 700 bin adet badem fidanı dikiyorlar. Şu anda sahada 1,5 milyonun üzerinde badem ağacı var. 1950'li yıllarda çölleşme ile mücadele yapıyorlar. Saha yavaş yavaş yeşermeye başlıyor. Buğday, aspir ve mısır ekmeye başlıyorlar. 1972 yılında tarla günü yapıyorlar. Mera artık canlılığını devam ettiriyor. Yaban hayatı artık bir şekilde hayatiyetini devam ettiriyor" ifadelerini kullandı. Bölgede Örnek Tepe denilen bir yere hiç dokunulmadığını ve ibret alınması için çöl halinde bırakıldığını anlatan Çarkacı, hepsinin resimlerinin sergide yer aldığını sözlerine ekledi. Konuşmanın ardından Çarkacı, protokol üyeleri ve davetliler sergiyi gezdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz