Çölyak hastalığı genellikle genetik bir yatkınlıkla ilişkilidir ve hayat boyu devam eden bir durumdur. Bu durumun en dikkat çekici özelliği, glüten içeren gıdaların tüketilmesi durumunda ince bağırsağın iç yüzeyinde hasara neden olmasıdır. Bu hasar, vücudun besinleri emme yeteneğini azaltabilir ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Çölyak hastalığıyla yaşayan bireylerin en büyük mücadelelerinden biri, günlük yaşamlarında karşılaştıkları glüten içeren gınlardan kaçınmak ve sağlıklarını korumak için özen göstermektir. Gıda alışverişlerinden restoran ziyaretlerine kadar birçok alanda dikkatli olmak, çölyak hastalarının glütensiz bir diyeti sürdürebilmeleri için önemli bir adımdır.
Çölyak hastalığı buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan glüten adlı proteine karşı vücudun verdiği anormal yanıt sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Glüten bu tahılların yapısal proteinidir ve ince bağırsakta sindirimi sağlar. Çölyak hastalarında glütene karşı bağışıklık sistemi tarafından üretilen antikorlar, ince bağırsağın villus adı verilen parmaksı çıkıntılarını tahrip eder. Bu da besinlerin emilimini bozarak çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
Çölyak hastalığı otoimmün bir hastalıktır. Otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi vücudun kendi dokularına saldırarak hasara neden olur. Çölyak hastalığında bağışıklık sistemi glüteni yabancı bir madde olarak algılayarak ona karşı antikorlar üretir. Bu antikorlar, ince bağırsağın villus adı verilen parmaksı çıkıntılarını tahrip eder.
Çölyak hastalığı bağışıklık sisteminin glüten adı verilen bir proteinle aşırı reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıkan bir otoimmün hastalıktır. Bu durum glüten içeren gıdaların tüketilmesiyle tetiklenir. Glüten buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan bir protein kompleksidir. Çölyak hastalarının bağışıklık sistemleri normalde zararsız olan glüteni bir tehdit olarak algılar ve ince bağırsağı hedef alarak hasara neden olur.
Çölyak hastalığının kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır ancak genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimine dayandığı düşünülmektedir. Çölyak hastalığı genellikle aile öyküsü olan bireylerde daha sık görülür. Bu da genetik yatkınlığın rolünü vurgular. Ancak genetik yatkınlığa sahip olmak tek başına çölyak hastalığı gelişimini garanti etmez çevresel tetikleyiciler de bu hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar.
Çölyak hastalığı genellikle belirtiler gösterdiğinde teşhis edilebilir. Ancak bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve bazen hafif olabilir, bu nedenle çölyak hastalığı düşünülüyorsa bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Çölyak belirtileri:
Çölyak hastalığı genellikle belirtileri olan kişinin kan testleri ve ince bağırsak biyopsisi gibi tıbbi testlere tabi tutulmasıyla teşhis edilir. Eğer çölyak hastalığından şüpheleniyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek ve uygun testleri yaptırmak önemlidir. Unutmayın ki, kendinizi teşhis etmek yerine bir uzmandan yardım almak en doğrusudur.
Çölyak hastalığı her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Ancak, genellikle çocukluk çağında ortaya çıkar. Çölyak hastalığının görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişkenlik gösterir. Dünya genelinde her 70 ila 200 kişiden birinde çölyak hastalığı görülür. Çölyak hastalığı genellikle ailesel geçişli bir hastalıktır. Çölyak hastası olan kişilerin birinci derece akrabalarında çölyak hastalığı görülme riski, genel popülasyona göre yaklaşık 10 kat daha fazladır. Çölyak hastalığı aşağıdaki kişilerde daha sık görülür:
Çocuklarda çölyak hastalığının belirtileri, genellikle gluten içeren gıdaların bebek ek gıdalarına dahil edilmesiyle veya çocukların daha geniş bir yelpazede gıda almaya başlamasıyla ortaya çıkabilir. Çocuklarda çölyak hastalığı genellikle yetişkinlerde görülen belirtilerden farklılık gösterebilir. Çocuklarda çölyak hastalığının belirtileri şunlar olabilir:
Çocuğunuzda bu belirtilerden biri veya birkaçı görülüyorsa, bir çocuk doktoruna başvurmak ve gerekli testleri yapmak önemlidir. Çölyak hastalığı erken teşhis edildiğinde, uygun bir diyetle semptomların kontrol altına alınması mümkündür.