HABER

Çömez'e Bozkurt şapkası

SAMSUN (İHA) - AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın sınır ötesi operasyon mesajına siyasi erkin katkı sağlaması gerektiğini söyledi.

"Irak'ta Türkmen Dramı" konulu panele konuşmacı olarak katılmak üzere Samsun'a gelen Milletvekili Turhan Çömez ve Kerkük Türkmen Cephesi Ankara Sorumlusu Ahmet Muratlı, Türk Ocağı Samsun Şubesi'ni ziyaret etti. Milletvekili Çömez'e, Türk Ocağı Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat tarafından bozkurt şapkası takıldı. Türk Ocağı Samsun Şubesi tarafından düzenlenen "Irak'ta Türkmen Dramı" paneli öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplayan Turhan Çömez, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin şu anda güney sınırında bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini tehdit eden önemli bazı problemlerinin olduğunu bildiren Turhan Çömez, bu problemin başında bölücü terör örgütü PKK'nın geldiğini, bu örgütün yıllardan beri kimler tarafından beslendiği, organize ve takviye edildiğinin bilindiğini ifade etti. Çömez, "Irak'ın kuzeyindeki bazı yerel unsurların liderlerinin, KDP'nin ve KYB'nin bölücü terör örgütü PKK'ya açık ve net bir şekilde destek verdiği hepimizin malumu. O bakımdan Türkiye'ninkendi ulusal güvenliğini muhafaza edilmesi ve geleceğe huzurla yürüyebilmesi için sınırının ötesinden gelen bu terör tehdidini bertaraf etmesi şart haline gelmiştir.

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın sınır ötesi operasyonla ilgili verdiği mesajların ilgililer tarafından önemsenmesi ve dikkate alınması gerektiğine inanıyorum. Siyaset erki ve parlamentonun bu sürece katkı sağlaması gerektiğine inanıyorum. Ancak, sınır ötesi harekat tek başına başarılı olmak için yetmez. Siyasal, ekonomik ve sosyal çalışmalarda olmalı ve Türkiye'nin silahsız kuvvetlerinin de hem Irak'ın genelinde hem de kuzeyinde varlığını tescil ettirmesi gerekir. Eğer Türkiye önümüzdeki 10 yıllarını huzurlu geçirmek istiyorsa, birliğini bütünlüğünü muhafaza etmek arzusu ve kararlılığındaysa hem silahlı hem de silahsız sınır ötesi faaliyetlerini konuşması, tartışıp ele alması ve Türkiye'nin gündemine taşıması gerekir" dedi.

Türkiye ile ABD arasında 50 yıldır devam eden bir müttefiklik ilişkisinin olduğunu, geçen yıl bu müttefiklik ilişkisinin kağıt üzerinde de 'ortak strateji vizyonu'yla imza altına alındını, ancak kağıt üzerinde var olan bu gerçeklerin pratikte istedikleri boyutlarda olmadığını kaydeden Turhan Çömez, "ABD kendi ülkesine yapılan saldırıları bahane ederek binlerce mil öteye operasyonlar düzenlemekte, yine NATO'nun 5. maddesini çalıştırıp NATO gücünü de arkasına alarak sınır ötesi operasyonlar yapmakta, ancak Türkiye'nin binlerce canına mal olmuş, kahraman askerlerimizin şehadetine sebep olmuş, milyarlarca ekonomik kaybına neden olmuş eli kanlı terör örgütü için beklenen desteği vermemektedir.

Bu yüzden halen Irak'ta işgalci olarak bulunan ABD'nin aynı zamanda terör örgütü PKK'nın dün ve bugün yaptığı faaliyetlerden direkt ve endirekt sorumlu olduğuna inanıyorum. ABD'nin sadece emekli bir general atayarak terör problemini çözemeyeceğini söylüyorum. ABD sahip olduğu askeri güçle Irak'ın kuzeyinde bulunan ve Türkiye'yi tehdit eden terörist organizasyona bir yaptırım uygulamayacak veya uygulayamayacaksa Türkiye'yle ortak hareket etme iradesini ortaya koymalıdır.

Bunun için teröristlerin yaşadığı kamplar, başta Kandil ve diğer bölgelerdeki kamplara giden yolların mutlaka lojistiğinin kesilmesi ve bununla ilgili Türk askeri makamlarıyla ortak işbirliğine girmesi gerekir. Yine terör örgütünün haberleşme ağlarının çökertilmesi, para ve gıda mühimmat transferlerinin çökertilmesi gerekir. Tüm bunlarla birlikte terör örgütüne açıkça ofislerinde destek veren KDP ve KYB'ye ABD'nin istenen tazyiki yapması gerekir. ABD tüm bunları ne yazık ki bugüne kadar yapmamıştır ve emekli bir general atayarak bu sorunu çözebileceğini dünyaya inandırmaya çalışmıştır. Ancak geçen zaman diliminde bunun böyle olmadığı ortaya çıkmıştır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili değerlendirmede de bulunan Milletvekili Çömez, "Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasını bilmem mümkün değil. Kanaatimi kendisiyle paylaştım. Partimiz kendi kararını açıklayarak, cumhurbaşkanlığı sürecini tamamlayacaktır. Ben kendisine, cumhurbaşkanı olmasının değil başbakanlıkta kalmasının daha doğru olacağını ifade ettim" şeklinde konuştu.

Malatya'da yaşanan olaya değinen Çömez, bunların psikolojik operasyonlar olduğunu vurgulayarak, "Açıkçası Menemen olaylarını çağrıştıran, insanda derin iz bırakan vahşeti, tüm Türk milleti gibi nefret ve şiddetle kınıyorum. Böylesi menfur olayların kınanması esnasında kimlik bunalımı varmış görüntüsü verilerek kimi çevrelerce organize edilen insanların sokaklara düşmesi ve geçtiğimiz günlerde Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından 'Hepimiz Ermeni'yiz' diyerek nümayişler yapılması, keza bugün 'Hepimiz Hristiyan'ız' denilerek sokaklara dökünülmesi büyük talihsizliktir. Bunu kabul etmemiz, demokrasi adına olgunlukla karşılamamız mümkün değildir.

Eğer gösteri yapılacaksa Türkiye yek vücut olarak terörü lanetlemeli. Ancak duyguları ifade ederken kimi çevrelerin de yönlendirmesiyle bu tür mesajlar verilmesi, Türkiye üzerinde oynanan bazı oyunların perde arkasını da işaret etmektedir. Bunlar yanlıştır. Hepimiz Türk'üz, Türk milletinin asil bir ferdiyiz ve hepimiz terörü kınıyor ve lanetliyoruz" açıklamasında bulundu.

Malatya'da yaşanan menfur cinayetin 4 genç tarafından sadece planlanarak organize edildiğini düşünmediğini, bu gençlerin arkasında bulunan birinci, ikinci, üçüncü halkalara ulaşılmadığı taktirde de bu cinayetin gerçek boyutlarının öğrenilebileceğine de inanmadığını belirten Milletvekili Çömez, "Bu gençlerin o ya da bu şekilde beyinleri yıkanmıştır.

Bunlar bazı psikolojik operasyonlara tabi tutulmuştur ve maalesef bu gencecik çocuklar bu vahşi katliamın müsebbibi olmuştur. Ancak buraya taşınan süreci de iyi görmek, değerlendirmek lazım, bunlara bu anlayışı tazyik eden halkaların da bulunması ve deşifre edilmesi lazım. Aynen katillerin yakalandığı gibi emniyet perde arkasındaki manipülatörlerini de bulur ve deşifre eder" ifadelerini kullandı.

Kerkük Türkmen Cephesi Ankara Sorumlusu Ahmet Muratlı ise, Ortadoğu'da en güçlü devletlerden birinin Türkiye olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Türkmenler olarak Irak'ın büyük bir halkının bir parçası olarak Türkiye'den tarihi ilişkilerimizden dolayı Irak'a barışın huzurun tesisini, Irak'ta akan kanın durması için özellikle Türkmeneli yöresinde bu işlenen cinayetlerin ve Türkmenler'in maruz kaldığı etnik temizliğin giderilmesi için bütün mahvillerde girişim yapmasını bekleriz. Dili, dini, örf adeti bir olan Türkmenler ile Türkiye arasındaki bu ilişkiler tarihe dayanmaktadır. Unutulmaması gereken; Irak'ta bizler 6 devlet kurmuş ve Osmanlı
idaresinde Irak halkı bu devleti bağrına basmıştır.

Biz onların kalıntıları olarak bu bölgedeyiz. Irak, Osmanlı'dan koparıldıktan sonra 85 yılda gerek kraliyetten cumhuriyete, cumhuriyetten diktatörlüğe kadar geçen süreçte komşularıyla girdiği savaşlarda bile bugüne kadar belini doğrultamadı. Ne sağlıklı ve kalıcı anayasaya kavuştu ne de yeraltı zenginliğini halkına yansıtabildi. Tabii Türkiye büyük devlet. Kuruluş ve demokrasisiyle bu bölgede sözünü geçirebilen, devleti, milletiyle bütün olan Türkiye'nin Irak halkına verebileceği yardımlar var.

Bunların başında barışın, huzurun sağlanması, akan kanın durdurulması girişimlerinin hızlandırılması ve Türkmenler'e yardım konusunda beklentilerimiz var. Lozan'dan bu yana dengeler Türkmen aleyhine bozulmuştur. Bu dengelerin yeniden sağlanması için Türkmen dengesinin de 1918 yılındaki duruma getirilmesinde Türkiye'ye düşen vecibeler olduğunu düşünüyorum."

"Bize ABD ve müttefikleri Irak için barış hürriyet ve demokrasi vaat etmişti" hatırlatmasında bulunan Muratlı, şöyle devam etti: "Ancak 4 sene sonunda sadece gözyaşı ve kan görüyoruz. Irak'ta 700 bin Iraklı öldü. 1.5 milyon sakat ve malul var, 2 milyon insan da mülteci durumunda. Ülkemiz işgal altında. Ortada mezhep kavgası var. Önümüzdeki yıllarda korkarız ki bu bir başka etnik gruplar arasında da bir çarpışmaya yol açacağı görülmektedir. ABD girdikten sonra ağzından kaçırdı. Ortadoğu'ya şekil vereceğini ifade etmiştir. Irak ve komşuları bu bakımdan dikkatli olmalı. Tarihi süreçte bölge ülkelerinin kaderi bir. Bir an önce bu
işgal güçlerinin ülkemizden giderek Iraklıların yönetimi ele alması, kendi güvenlik güçlerimizi kurarak, uluslararası mahvillerden bağımsız olarak yerini almasını dileriz."

En Çok Aranan Haberler