Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Özkeskin, başta Alzheimer, Parkinson, obezite, diyabet, kanser, kalp ve bağışıklık sistemi hastalıkları olmak üzere kronik sorunlar yaşayanlara “Tüm dünyanın Covid-19 salgınıyla mücadele ettiği bu günlerde bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. Bunun için beslenmenize, D ve C vitamini seviyenize dikkat edin; iyi uyuyun, egzersiz yapın ve koruyucu önlemlere sıkı şekilde uyun” çağrısında bulunuyor. Dr. Ali Özkeskin, Mynet.com okurları için önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kronik hastalıklar, birçok tetikleyici nedene bağlı gelişen, kesin tedavisi olmayan ve istenmeyen etkileriyle hayat kalitemizi düşüren karmaşık hastalıklar olarak tanımlanıyor. Son yüzyılda, yaşlanmaya bağlı gelişen Alzheimer ve Parkinson gibi sinir sistemi ile ilgili kronik hastalıkların dışında obezite, diyabet, kalp hastalıkları, otoimmün (bağışıklık sistemi) hastalıklar, kanserler ve diğer nörolojik hastalıklar da daha sık görülüyor. Bu artışın özellikle son 30 yılda daha da belirginleştiğine dikkat çeken Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Özkeskin, şu örnekleri veriyor: “Diyabetik hasta oranı 90'lı yıllarda yüzde 7 iken, günümüzde yüzde 14'e; obez hasta oranı ise yetişkinlerde yüzde 34'e kadar yükseldi. Kanserlere özgü gen bozukluğu taşıyan bireylerde, önceden yüzde 24 olan kanser gelişme oranının yüzde 82'ye ulaştığı görülmektedir. Bu artışta beslenme, yaşam şekli ve çeşitli toksinlere maruziyetin sorumlu olduğuna inanılıyor.”
Ucuz kalori kaynağı hibrit ve genetiği değiştirilmiş tohumlardan üretilen gıdalar, pestisitler (zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan maddeler) ve tarım ilaçları ile zehirlenmiş sebzeler, ağır metal ve koruyucu madde içeren konserve ve paketli gıdalar, deodorantlar ve diğer kozmetik ürünler, plastik saklama kapları ve şişeler gibi birçok çevresel faktörün hastalıklardaki artışın sebebi olabileceği de sıklıkla vurgulanan konular arasında yer alıyor. Bilimsel araştırmaların, tükettiğimiz besinlerin hücreler arası sinyalizasyon ve iletişimde, hücre döngüsünde ve bazı önemli hücre fonksiyonlarında doğrudan rolü olduğunu gösterdiğini de hatırlatan Dr. Ali Özkeskin, “Besinlerin tıpkı bilgisayara yüklenen programlar gibi vücuda giren birer ‘data’ olduğunu öğrendik. Araştırma sonuçları gösterdi ki doğru beslenerek hastalıklı genlerimizin yansımasını durdurabiliyoruz yani genetik yatkınlıklar kaderimiz değil. Bizi koruyan kısa süreli enflamasyon (canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği tepki, iltihaplanma) uzun sürüp kronikleşmesi halinde bizi yavaşça öldürüyor. Doğru beslenerek kronik enflamasyonu azaltabiliriz. Özetle, iyi beslenmenin değerini ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenin kaderden ziyade kendi elimizde olduğunu bilmeliyiz” diyor.
Kronik hastalıklar deyince akla ilk gelenler arasında bağışıklık sistemi sorunları yer alıyor. Otoimmün hastalıklar olarak tanımlanan bu sağlık sorunu, bağışıklık sistem hücrelerinin aşırı çalışması, vücuttaki organ ve dokuları ‘düşman’ olarak nedeniyle hasar vermesi şeklinde ortaya çıkıyor. Bağışıklık sisteminin büyük oranda bağırsak çevresinde konumlandığını ve gıda alerjileri veya intoleranslarının buradaki immün hücrelerin uyarılması ile oluştuğunu anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Özkeskin, “Bizi bu durumdan kendi mikrobiotamız (virüs, bakteri ve mantarlardan oluşan vücudun iç ekosistemi) koruyor. Mikrobiotamızın güçlü olabilmesi için mide asidinin güçlü olması, gereksiz antibiyotik kullanılmaması, şeker ve gluten gibi toksik gıdalardan uzak durulması, lif içeren bitkisel ağırlıklı beslenme modelinin benimsenmesi ve fermente gıdaların tüketilmesi gerekiyor” diye bilgi veriyor.
Özellikle dünyayı ve ülkemizi derinden etkileyen Covid-19 enfeksiyonu ile mücadele sürecinde bağışıklık sistemimizi güçlü tutmanın şart olduğunu vurgulayan Dr. Ali Özkeskin şöyle konuuşyor: “Yapılan araştırmalar D vitamini düzeyi yeterli olanların Covid-19 hastalığını daha hafif atlattığını gösteriyor. Ayrıca, kaliteli uyuyanlarda melatonin düzeyi yeterli olduğundan, Covid-19'a yakalanma oranı düşüyor. Turunçgillerde bulunan hesperidin ve yeşil çaydaki epikateşin Covid-19'un çoğalmasını yavaşlatıyor. Dolayısıyla, bolca portakal ve mandalina yememiz ve yeşil çay içmemiz gerekiyor. Bunun yanında beslenmemizden basit şekerleri ve ucuz kaloriyi çıkarmalıyız. Sebze, meyve ve Omega 3 içeren gıdalar tüketip paketli ve katkılı gıdalardan ise uzaklaşmalıyız.”
Kalıtımsal kronik hastalıkların da sağlıklı beslenme, spor ve toksinlerden uzaklaşarak hafifletilebileceğini vurgulayan Dr. Ali Özkeskin, “Eğer bir kronik hastalığınız varsa da hiçbir zaman geç değildir. Vücudunuzda gelişen patolojik bozukluğu fizyolojinizi destekleyerek geriye döndürmek her zaman mümkündür” diyerek sözlerini tamamlıyor.