Farklı ülkelerin, iki doz aşı olmuş kişilere ek bir doz daha aşı yapma çabasının altında, Delta varyantı korkusu yatıyor.
Ancak pekiştirme ya da takviye dozu olarak tanımlanan ek dozların gerekliliği ve etkinliği konusunda kısıtlı bilimsel kanıt var.
Dünyanın büyük kısmı aşıya erişimde güçlük yaşarken, ek doz aşı, kamuoyunda tartışma yaratan bir konu.
Dünya Sağlık Örgütü'den (WHO) Salgın Epidemiyoloji Uzmanı Mike Ryan, Covid-19 hastalığını batan bir gemiye benzettiği konuşmasında, "Diğer insanları boğulmaya terk ederken, zaten can simidi olanlara ek can simitleri vermeyi planlıyoruz" dedi.
WHO, konuya ahlaki açıdan yaklaşıyor ve dünya nüfusunun daha fazlası aşılarla korunmadan önce, hükümetlere pekiştirme dozlarını durdurması çağrısında bulunuyor.
Peki bilimsel kanıtlar ne diyor? Peşiktirme dozuna karşı çıkanların ve destekleyenlerin argümanları ne? Ek dozları yapmanın zamanı geldi mi, yoksa beklemeli miyiz?
WHO'nun çağrılarına karşın, bazı ülkeler bazı gruplara pekiştirme dozu önermeye başladı.
ABD, yaşa ya da sağlık durumuna bakılmaksızın, 2. doz Pfizer ya da Moderna aşısından 8 ay sonrasında ek doz aşıyı öneriyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinde 2. dozların 6 ay sonrasında 3. doz aşı yapılabiliyor, yüksek risk gruplarındakilerde ise 2. dozun 3 ay sonrasında öneriliyor.
İsrail'de 2. dozlarını en az 5 ay önce olmuş 40 yaşın üzerindeki herkese üçüncü dozlar veriliyor.
Şili, Uruguay ve Kamboçya'da; Sinovac ya da Sinopharm aşıları olanlara, yaşlılar ve risk altındaki gruplar öncelikli olmak üzere ek dozlar veriliyor.
Benzer şekilde, Tayland ve Endonezya'da iki doz aşı olanların oranının yüzde 8 ve yüzde 12 olmasına karşın, Sinovac aşısı olan sağlık çalışanlarına 3. doz başka bir aşı öneriliyor.
Fransa ve Almanya, Eylül ayında 3. dozları önermeye başlayacak. İngiltere ise henüz kesin bir karar almadı.
Türkiye'de de 14 Ocak'ta başlayan yaygın aşılamada Haziran sonunda 3. doz aşılamaya başlandı.
İki doz Sinovac aşısı vurulmuş kişilere pekiştirme dozu olarak ifade edilen 3. doz aşılar da tanımlandı. 3. dozda ise kişiler Sinovac ya da BioNTech aşısı olabildi.
Geçtiğimiz günlerde de Türkiye'de yabancı ülkelere seyahat edeceklere yönelik 4. doz aşı uygulamasına da başlandı.
Pekiştirme dozunu değerlendiren ülkeler arasında, Brezilya, Güney Kore ve Hindistan da var ancak henüz herhangi bir duyuru yapılmadı.
Bu programların arkasında ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne (CDC) göre daha önceki varyantlara göre iki kat daha bulaşıcı görülen Delta varyantı korkusu var.
CDC tavsiyesinde, "Delta varyantıyla enfekte olmuş kişiler, bunlara iki doz aşı olanlar da dahil, hastalığı diğerlerine bulaştırabilirler" deniyor.
Ancak aşılı kişilerin, virüsü daha kısa süre bulaştırdığı vurgulanıyor. ABD Başkanı Joe Biden bu nedenle halka aşı olma çağrısı yaptı ve "bizi yeni varyantlara karşı korumanın en iyi yolu" dedi.
Ancak, University College London (UCL) Eczacılık Fakültesi'nden Oksana Pyzik, pekiştirme dozlarını bu kadar erken devreye almanın "bilimsel temeli olmadığını" söyledi.
Pyzik BBC'ye yaptığı açıklamada, "Pekiştirme dozları Delta'ya karşı verilen bir aşırı tepki ve 'ne olur ne olmaz' politikası" dedi.
Pyzik ayrıca, pekiştirici dozun gerekliliği ve hatta etkinliğini destekleyecek bir kanıt olmadığını belirtti ve "Şu anda bağışıklığın azaldığına dair çok az veri var. Ancak bu erken aşamadaki veriler orta şiddetteki enfeksiyonlara karşı korumada bir azalmaya işaret ediyor, ağır hastalığa karşı değil" diye konuştu.
İsrail'deki bir çalışmada, 3. doz Pfizer aşısının 60 yaşın üzerindekilerin bulaşı ve hastalığı ağır geçirmeye karşı korumasını önemli oranda artırdığı saptandı.
Pfizer ve Moderna'nın yaptığı çalışmalarda da aynı sonuç alındı.
Ancak Dr. Pyzik bir grupta korumayı artırıp, diğerinde aşılamayı geciktirmenin akıllıca bir strateji olmadığını söylüyor.
Çünkü, Delta gibi endişe yaratan varyantlar, aşılamanın yaygın olmadığı ve toplumsal bulaşının yüksek olduğu yerlerden çıkabiliyor.
Dr. Pyzik, "Dünyayı aşılamayı ne kadar çok geciktirirsek, daha güçlü ve aşılara karşı dirençli varyantların çıkması olasılığı artıyor" ifadelerini kullandı.
Pyzik ayrıca tüm yüksek gelirli ülkelerin 50 yaşın üzerindeki nüfuslarını aşılamaya karar vermesi halinde bunun için ek bir milyar doz aşı gerekeceğini de ekledi.
Bu arada, Burundi ve Eritre'de aşılama hiç başlamadı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yetişkinlerin yüzde 0,01'i iki doz aşı oldu. Tanzanya'da bu oran yüzde 0,37, Nijerya'da ise 0,69.
Mısır ve Vietnam'da yüzde 2 dolayında. Afrika genelindeki aşılama oranı yetişkinlerde hala yüzde 2,5'un altında.
Dr. Pyzik "Aşı ve varyantlar arasındaki savaşta, pekiştirme dozları kısa, orta ve uzun vadede virüsten yana oluyor" dedi.
Delta'nın bulaşma ve aşılı kişiler tarafından da bulaştırılmasına ilişkin son veriler, kitlesel aşılamanın virüsü kontrol etmeye yeterli olmayabileceğini gösteriyor.
Uzmanlar, Delta'yla mücadelede sadece aşılara güvenmek yerine, virüse karşı bir koruma katmanı daha sağlayan koruyucu önlemleri almaya devam etmemiz gerektiğini vurguluyor.
Covid konusunda bağımsız tavsiye veren uzmanlar heyetinden modelleme uzmanı Christina Pagel de "Bence kapalı kamusal alanlarda herkes maske takmalı, bunlar öncelikle sizi değil diğerlerini korumak için. Aşılı kişilere koruma önlemlerinden özel muafiyetler verilmemeli. Çünkü diğer insanlara Delta bulaştırabildiklerine yönelik kanıtlar giderek artıyor" dedi.
Dr. Pyzik de "Pekiştirici dozlara en nihayetinde gerek duyulabilir. Ancak şu andaki veriler beni, düşük gelirli ülkelere gidebilecek aşı tedarikinin yolunu değiştirmeye ikna etmiyor" diyor ve ekliyor:
"Dünyanın büyük çoğunluğunda ilk dozlara gerçek ve acil bir ihtiyaç var. Yalnız hareket ederek, pandemiden çıkışın en pahalı ve en yavaş yolunu seçiyoruz."