Evlerden ceset toplayan itfaiyeciler, oksijen sıkıntısı ve kriz döneminde birbirine destek olan bir toplum. Şu ana kadarki en kötü koronavirüs salgınını yaşayan Endonezya'daki sahnelerden bazıları bunlar.
Şu ana kadar kayıtlara geçen 2,7 milyon vaka ve 15 Temmuz itibariyle 56.700'ü geçen günlük vaka sayısıyla Endonezya, Asya'da koronavirüsün krizinin yeni merkez üssü oldu.
Daha bulaşıcı Delta varyantı ülkeyi kasıp kavurmaya devam ederken, Endonezya'daki salgın giderek daha da kötüleşiyormuş gibi görünüyor.
Wirawan Jakarta'da bir itfaiyeci. Ancak yangınlarla mücadele etmek yerine, koronavirüs kurbanlarının cesetleriyle uğraşmakla görevlendirildi.
Son bir yıldır Wirawan ve yedi ekip arkadaşı koruma kıyafetleriyle, cesetleri evlerinden alıyor ve toprağa verilmek üzere hazırlıyor.
Wirawan, birçok büyük olasılıkla hemen tedavi edilememesi ya da hastanelerden geri çevrilmesi yüzünden birçok kişinin yalnız öldüğünü söylüyor.
"Sıklıkla komşuları bizi arıyor ve 'şu kişi izolasyon döneminde görülmedi' diyorlar. Sonra ölmüş olduğunu anlıyorlar. Bunlar her gün gördüğümüz haller" diyor.
Vakalardaki son artıştan önce günde iki ila üç cenaze ayarlaması yapıyordu. Şimdiyse bu sayı günde 24'e kadar, başa çıkabileceğinden fazlasına çıkıyor.
Endonezya'daki koronavirüs krizi, Mayıs başındaki bayram tatilinde, en az 1,5 milyon kişinin ülke içi seyahat yasağını ihlal etmesinden sonra kötüleşti.
Ülke dışından gelen ziyaretçilere yönelik karantina kuralları da gevşek. Ülke uluslararası uçuşları hiç durdurmadı ve geçtiğimiz günlerde 5 gün olan karantina süresini 8 güne çıkarttı.
Sağlık uzmanları, sınırlar hala açıkken virüsü kontrol altına almanın mümkün olmadığını söylüyor, ancak yetkililer sadece belirli yabancıların ülkeye girebildiğini belirtiyor.
Endonezya'da resmi koronavirüs ölü sayısı 70 bin. Geçen hafta her gün ölü sayısı 1000'in üzerindeydi. Ancak birçok kişi asıl sayının çok daha fazla olduğuna inanıyor.
Endonezyalı bağımsız veri grubu Lapor koronavirüs, Haziran'dan bu yana en az 450 kişinin, hastanelerde yer bulamaması nedeniyle, izolasyona girdikleri evlerinde, tek başlarına öldüklerini söylüyor.
Endonezya'nın en büyük nüfusa sahip adası Java, ülkedeki salgının merkez üssü.
Temmuz ayının ilk hafta sonunda, Yogyakarta'daki hastanede oksijenin tükenmesinin ardından 63 koronavirüs hastası hayatını kaybetti.
Ölümler ülkeyi şoke ederken, hastane medyanın ölü sayısını fazla gösterdiğinde ısrar etti.
O zamandan beri, farklı kentlerdeki birkaç hastane oksijen tedarikindeki problemler nedeniyle yeni hastaları geri çevirmek zorunda kaldı.
Endonezya Hastaneler Birliği'nin Genel Sekreteri Lia Gardenia Partakusuma "Bir hastane normalde üç ton oksijeni üç günde kullanır, şimdi bir günde tükeniyor" dedi.
Endonezya Kamu Sağlığı Uzmanları Birliği, oksijen sıkıntısının hükümetin vaka sayılarındaki rekor artışa hazırlıklı olmamasından kaynaklandığını belirtti.
Sağlık uzmanları daha önce, bayram tatili nedeniyle vaka sayılarında önemli bir artış olacağı uyarısı yapmıştı.
Sosyal medyada insanlar umutsuzca oksijen tüpü bulmaya, yeniden doldurmaya, aileleri ve arkadaşları için hastanede yatak bulmaya çalışıyor.
Hala açık olan birkaç oksijen tesisisin önünde uzun kuyruklar var. Çoğu oksijen bulunamaması nedeniyle kapalı.
Ancak çaresizlik arttıkça, dolandırıcılık da artıyor.
Jakarta sakini Shani Budi, BBC Outside Source programına yaptığı açıklamada, kayınvalidesi için oksijen bulmaya çalışırken dolandırıldığını anlattı.
Bir oksijen satıcısı buldu ve peşin ödeme yapması istendi. Beş oksijen tüpüne 172 dolar ödedi. Sonra da dolandırıcı ortadan kayboldu.
Neyse ki kayınvalidesi hastalığı atlattı ve şu anda iyileşiyor.
Hükümet, durumu kontrol altına alamamakla suçlanırken, sıradan vatandaşlar kurbanlara yardım için harekete geçti.
Yogyakarta'da 24 yaşındaki bir doktor, bedava uzaktan sağlık hizmeti başlattı. Hastalarını video görüşmeleriyle teşhis ve tedavi etmeye çalışıyor.
Dr. Riyo Pungki Irawan, izolasyona giren birçok kişinin gözlemlenmediğini fark edince WhatsApp üzerinden bu hizmeti başlattı.
7 Temmuz'da başlattığı hizmete 800 talebin geldiğini söylüyor.
Dr. Irawan "WhatsApp gruplarından öğrendikleri ilaçları kendi başlarına alan çok sayıda hastayla konuştum. Bu durumu düzeltmeye çalışıyoruz" diyor.
Dr. Irawan görüşmelerinde ilaç yazmıyor, ancak izolasyon döneminde ne alınması ve nelerden uzak durulması gerektiği konusunda tavsiyeler veriyor.
Batı Java'da da Djoky Haryadi, mahallesinde kamyonetiyle dolaşıp, izolasyondaki hastalara kendi pirinç hasadını dağıtıyor.
Çiftçilik yapan Haryadi, aynı zamanda oksijen tüpleri ve vitamin aramalarına da yardımcı oluyor.
Haryadi "Komşular durumlarına aldırmıyor, çünkü onlar da virüsten korkuyor. Bence disiplinli bir şekilde maskelerimizi takarsak ve diğer önlemleri alırsak korkmamıza gerek yok" diyor.
Habere katkıda bulunanlar: *Pijar Anugerah, Silvano Hajid, BBC Outside Source*'tan Nurika Manan.