HABER

"Çözüm büyümede"

İSTANBUL (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'nin toplam borcunun 210 milyar doları bulduğunu belirterek, "Borçların ödenebilmesinin tek yolu, büyümenin sağlanmasıdır" dedi.

Ekonomik Denge Dergisi'ne bir açıklama yapan Aygün, 2001 yılını yüzde 9.4'lük küçülme ve Gayri Safi Milli Hasıla'sının (GSMH) 50 milyar dolar azalmasıyla kapatan Türkiye'nin, 2002 ve sonraki yıllarda en temel amacının büyüme olması gerektiğini vurgulayarak, "Aralık 1999'da gerçekleştirilen programda da, krizden sonra revize edilen programda pozisyon almada bir yanlışlık vardır. Her iki program da borç ödeme zincirinin kırılmaması üzerine kurulmuştur. Büyümeyi gerçekleştirecek iklim ihmal edilmiştir. Üst üste yaşanan iki krizin ardından ekonomide dengeler yerine oturuyor, üretim artıyor, piyasalar canlanıyor gibi görünse de bu göstergeler işlerin düzeldiği anlamını ne yazık ki taşımıyor" diye konuştu

"VERGİ VE VERGİ DIŞI KAYNAKLAR" 2002 yılının ilk beş ayında memur maaşı, savunma harcamaları ve diğer harcamalar için 21.2 katrilyon lira, faiz ödemeleri için ise 18.5 katrilyon lira harcandığını belirten Aygün, "Buna karşılık Maliye Bakanlığı,vergi ve vergi dışı kaynaklardan 27.5 katrilyon lira para toplayabildi. Yani 5 ayda hazinenin nakit açığı 12.2 katrilyon lirayı buldu. Hazine bu parayı, yurt içinde bono satıp 5 ayda 33.7 katrilyon lira borçlanarak buldu. Ancak geçmiş borçların anapara ve faizi için 33.2 katrilyon lira ödendiğinden, Hazinenin elinde ancak 0.5 katrilyon kaldı. Bu para da yetmeyeceği için dışarıdan 16.9 katrilyon lira karşılığı döviz borcu alındı. Bu arada 3.7 katrilyon lira karşılığı da döviz borcu ödendi. Yani Türkiye ekonomisi bu yılın ilk beş ayında 13.7 katrilyon lira borçlanabildiği için ayakta kalabildi" dedi.

"ENFLASYON TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL" Ekonomik değerlendirmelerde en önemli göstergelerden birinin enflasyon olduğunu ifade eden ATO Yönetim Kurulu Başkanı Aygün, "Ülkemizde mayıs ayı itibariyle, tüketici fiyatları yıllık bazda yüzde 46.2'ye gerileyerek, enflasyonda yüzleri güldürmüştür. Ancak iç ve dış borçlar, yatırımlar, işsizlik ve üretimdeki artış konularına bakılınca enflasyonun tek başına yeterli gösterge olmayacağı görülecektir. Hiç şüphesiz çok kısa dönemde Türkiye'nin enflasyon belasından kurtulması gerekir. Bunun da yolu, büyümenin gözardı edilip sadece enflasyonla mücadele edilmesi değildir. Maharet biri düşerken diğerini yükseltmeyi becerebilmektir. Bunun da imkanı vardır, yapacak olanlarda mevcuttur" ifadelerini kullandı.

"TEK YOL BÜYÜME"
Borçların toplamının 210 milyar dolara ulaştığı vurgulayan Aygün, "2002 yılında 28 milyar dolar dış borç ödeyecek olan Türkiye'nin de borçlarını ödeyebilmesinin tek yolu büyümenin sağlanmasıdır. 2003'te 21.4 milyar dolar, 2004'de 18.8 milyar dolar, 2005'de 15.3 milyar dolar dış borç ödemesi gereken ülkemizde, IMF'den 2003 yılında alacağımız 1 milyar dolar dışında para olmadığı da gözönüne alınırsa, büyümenin önemi daha doğru anlaşılabilir. Daha da ileri gidersek, 2003 yılında ve 2004 yılında ödememiz gereken borçlar için şu anda yeterli kaynak bulunmamaktadır. Vergi gelirlerinde önemli bir düzelme beklenmediğine göre -ki bu ancak piyasadaki canlanma ve büyüme ile mümkün olur- uygulanan politikanın sonucu 2003 yılında IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmaktır. Bu ise son birkaç yıldır yaşadığımız kısır döngünün kırılması anlamına gelir ki, bizce Türkiye'yi bekleyen en önemli tehlike bu noktadadır" diye konuştu.

"DÜNYADAKİ BÜYÜMENİN NEDENİ" Dünyada yaşanan hızlı büyümenin nedenlerinden ilkinin istihdam ve üretim üzerindeki vergi yüklerinin düşürülmesi olduğunu belirten Aygün, "Türkiye'nin 9.4 küçülme yaşadığı krizlerin ardından ekonomi politikaları büyüme üzerine ne yazık ki kurulmamıştır. İstanbul Yaklaşımı gibi tüm kesimlerin sorunlarını çözmekten uzak yöntemler Türkiye'de gerçek üretim artışını ve piyasaların canlanmasını sağlayamayacaktır. Üretim artışı sağlayamayınca kriz nedeniyle işsiz kalan 3 milyon kişiye ve her yıl yetişerek işgücü durumuna gelen 2 milyon genç nüfusa iş bulmak da mümkün olmayacaktır. Yeni iş imkanları ise önemli miktarda yatırım gerektiriyor. Yapılan hesaplara göre bir kişiye iş imkanı sağlamak için yapılacak yatırım tarım sektöründe 33.1 milyar lira, imalat ve sanayide 90 milyar lira, hizmet sektöründe 85 milyar lira. Yatırım için kaynak gerekli" şeklinde konuştu.

En Çok Aranan Haberler