Çözüm Süreci

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel, çözüm sürecine ilişkin, "Türkiye, ne zaman barışı tesis için bir hamle yapsa çok büyük badirelerle karşılaştı ve hükümetler ürktüler, geri çekildi" dedi.

Özgürel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ege Bölgesi'nde ortak bir tavrının olduğunu, herkesin barış ve kanın durmasını istediğini söyledi.

Sadece 3-4 aylık sükunet ve huzurun bile insanları heyecanlandırdığını ifade eden Özgürel, bunun yetmediğini, kalıcı hale gelmesinin istenildiğini, herkesin talebinin bu doğrultuda olduğunu belirtti.

Afyonkarahisar ve Uşak'ın en fazla şehit veren topraklar olduğunu anımsatan Özgürel, şöyle devam etti:

"O bakımdan duyarlıklıklar çok yüksek. Ben, her zaman için söylüyorum; karşı çıkışların, protestoların hiçbirine bizim bir itirazımız yok, hak da veriyoruz ancak bize farklı konuşuyorlar, kamuoyuna ya da basının önüne çıktıklarında da 'bizi davet etmediler, şunları yapmadılar, bunları yapmadılar' gibi farklı konuşuyorlar. Bu, gerçek değil. Biz herkesi davet ediyoruz, bütün sivil toplum örgütleriyle bir araya geldiğimizde toplantının başlangıcında kameralar var, toplantının devamında kameraları dışarıya alıyoruz. İlla isteniyor ki 'Biz kameraların önünde konuşalım' böyle bir şey söz konusu değil. Geçmişte kameraların önünde, bunu bilmediğimiz için denedik de... Kameraların önünde bir şov, bir gösteri... Bize doğru düzgün eleştirileri, kamera önünde de söyleyebilirler. Bunların da hiçbirine itirazımız yok ama sadece siyasi parti sloganlarından ibaret birtakım şeyler. Bunu kabullenmek, buna tahammül etmek mümkün değil. Uşak'ta, 'Şehit aileleri sizi bekliyor' dediler. Uşak Üniversitesinde programımız vardı, ben hemen haber gönderdim, 'Şehit ailelerini bekliyoruz.' Üniversitede, bir oda hazırladık, beraber olalım istedik. Uşak Üniversitesinin kapısında bekliyorlarmış. Dediler ki 'Kameralar olmazsa gelmeyiz' bu bir üslup değil, tarz değil."

-"Bir buçuk asırlık bir meseleden söz ediyoruz"

Bu meseleye omuz verenlerin, kendilerinin çok büyük risk aldığını vurgulayan Özgürel, "Bakmayın, bizim ki bir şey değil ama siyasi risk... Yani 30 yıldır devam eden, akan kandan söz ediyoruz. Her ne kadar cumhuriyet diye söyleniyorsa da 1,5 asırlık bir meseleden söz ediyoruz. Bütün bunların bugüne taşıdığı tortuların temizlenmesinden söz ediyoruz" diye konuştu.

Bugüne kadar, bu meselenin çözümüne elini uzatanın elinin yandığına dile getiren Özgürel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rahmetli Turgut Özal'ın, ona destek veren Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis Paşa'nın, Kürt raporunu hazırlayan rahmetli Adnan Kahveci'nin ve pek çok insanın eli yandı. Türkiye ne zaman barışı tesis için bir hamle yapsa çok büyük badirelerle karşılaştı ve hükümetler ürktüler, geri çekildiler. AK Parti hükümetinin başına da geldi, Habur'da geldi, Oslo süreci dendi geldi, Uludere dendi geldi, her şeyde her an... Ama bu sefer Türkiye, bu meseleyi çözmekte kararlı bir çıkış yaptı. Sayın Başbakan, 'Baldıran zehri' tabirini getirdi. 'Siyasi hayatıma mal olsa bile' dedi. Artık bir Başbakan neyi söyleyebilir ki... Yani bu Başbakan'ın üstlendiği, siyasi hayatının en önemli riski. 25 senedir Türkiye'de siyaset yapan bir insandan söz ediyoruz. O bakımdan bizlere, 'Gelin, bu meselenin, bu projenin arkasına, bu taşın altına sizde elinizi koyun' dendiğinde bunca senedir bu meseleleri yazan, çizen, eleştiren, AK Parti'yi eleştiren biz, 'Ben bu meseleyi çözmeye karar verdim, bu taşın altına siz de elinizi uzatır mısınız-' denilince, 'Eğer uzatmayız' desek, biz kendimizi inkar etmiş olurduk."

-"Şehitlerimizin kanları yerde kalmayacak"-

Özgürel, bütün siyasi partilerin ortak bir hedefinin bulunduğunu, onun da 2023 olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"2023, Cumhuriyetin 100. yılı, bu AK Parti'nin de hedefi. Biz, cumhuriyetin 100. yılını gelişmiş, çağdaş ve demokrat bir Türkiye hayalini hayata geçirerek kutlamak istiyoruz. Hepimizin hayali bu. İnşallah bu vatan bölünmesin, bu bayrak inmesin, bu millet bölünmesin, bu ideal uğruna toprağa verdiğimiz şehitlerimizin kanı yerde kalmasın. Şehitlerimizi ne diye toprağa verdik, 'Kanınız yerde kalmayacak' dedik. Kanları yerde kalmayacak."