Çözüm Süreci

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Üyesi İzzettin Doğan, çözüm sürecine ilişkin, "Bu barış projesine destek veriyorum. Bugüne kadar hükümetlerin yaptıkları, uygulamaları, çıktıkları yol ve varmak istedikleri hedef yanlıştı. Eğer bu, yanlışların farkına varmaksa ben bu farkına varmayı aydın olarak desteklerim" dedi.

Cem Vakfı Genel Başkanı Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaptıkları çalışmalarda ve gezilerde, halkın kargaşadan bıkmış durumda olduğunu gözlemlediklerini söyledi.

Her ailenin, çocuğunu askere gönderirken kaygılandığını belirten Doğan, "Ortada bir vaka var, çocuğu o kadar emekle yetiştiriyor, yolluyor ve tabutu geliyor. Bu, büyük ve geniş bir travma yaratmış durumda. Halk, 'şartlar ve sonuçlar ne olursa olsun biz artık bu kanın durdurulmasını istiyoruz. Kurşunu sıkanlar artık silahlarını bırakmalı ve bu ülkeyi terk etmeli' diyor" ifadesini kullandı.

Doğan, şunları söyledi:

"Hükümet, 'Bugüne kadar uygulanan politikalar yanlıştı, ben artık bu politikalardan vazgeçmek istiyorum. Yeni bir anayasayla bu yanlışları düzeltmek istiyorum, bunun ismine de barış projesi diyorum' diyor. Bu barış projesine destek veriyorum. Bugüne kadar hükümetlerin yaptıkları, uygulamaları, çıktıkları yol ve varmak istedikleri hedef yanlıştı. Eğer bu, yanlışların farkına varmaksa ben bu farkına varmayı aydın olarak desteklerim."

Alevilerin, çözüm sürecini desteklediğini dile getiren Doğan, "Aleviliğin İslam anlayışında zaten barış vardır. Mevlana'nın 'Dünyanın neresinde savaş varsa ben orada yokum, nerede barış varsa ben orada varım' sözü, Aleviliğin İslam anlayışını anlatan bir düsturdur, bir cümledir. Bizim Kur'an anlayışımızda cebir, şiddet, kin ve nefret kelimelerine yer yoktur" diye konuştu.

Doğu Anadolu bölgesinde çözüm sürecine yüzde 95'in üzerinde destek olduğunu belirten Doğan, halkın süreçle ilgili bazı kaygılarının da olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Vatandaşların ayrışmasına yol açacak bir yaklaşımın keskinleşebileceğinden korkuyorlar, çekiniyorlar çünkü vatandaşlar birbirlerini yeterince tanımıyor, bir çekingenlik var. Herkesin istediği bir şey var; 'Bu kan sona ersin, kurşun sıkanlar artık bu ülkeyi terk edip gitsin ve biz oturup meseleyi barış içinde konuşalım' diyorlar. İktidar partisinin ana muhalefetle bir masa etrafında toplanıp mutlaka bu konuyu tartışması lazım, ben zorunlu buluyorum. Eğer görüşme için muhalefet partilerinin desteğini almazsa, aynı kanaati taşımayabilirler. İyi niyetli, samimi bir bütünleşme çabası içinde olmazlarsa bu söylediğim destek yüzde 50'lere, 40'lara doğru düşer."