Çözüm Süreci

Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Bingöl, Şanlıurfa, Siirt ve Batman'ın "terör suçu" kapsamındaki soruşturmalarının yürütüldüğü Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne çözüm süreciyle birlikte gelen dosya sayısında yüzde 30 oranında azalma yaşandı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çözüm süreciyle birlikte yaşanan olumlu hava Diyarbakır Adliyesi'ne de yansıdı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 7 ilin "terör suçu" kapsamındaki soruşturma dosyalarının yürütüldüğü TMK'nın 10. maddesiyle yetkilendirilmiş Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nde geçen yılın ilk 5 ayında yaklaşık 2 bin 150 soruşturma kaydı yapılırken, bu yılın mayıs ayına kadar olan 5 aylık bölümünde, büyük kısmı geçmiş tarihli suçları içeren bin 485 dosya girişi gerçekleşti.

-2 mahkemeye 5 ayda 413 dosya-

Kamuoyunda "3. Yargı Paketi" olarak bilinen yasa kapsamında kaldırılan 4 Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi yerine kurulan Diyarbakır 8 ve 9'uncu Ağır Ceza Mahkemelerinde bu yılın ilk 5 ayında 413 dosya görüldü. Bu arada mahkemelere yansıyan dava dosyalarının büyük kısmını da terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen eylemlerin oluşturduğu öğrenildi.

Geçen yıl "terör" suçlarının görüldüğü mahkemelerde bin 487 dava dosyası ele alınmıştı.

-"Faili meçhul" dosyalara ağırlık veriliyor-

Yaşanan süreçle beraber dosya sayısında azalma yaşanan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, "faili meçhul" dosyalara ağırlık vermeye başladı.

Şimdiye kadar Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun'un yürüttüğü "faili meçhul" olaylarla ilgili yaklaşık 10 bin dosya, TMK'nın 10. maddesiyle görevli 11 cumhuriyet savcısı arasında bölüştürüldü. Her savcıya 900'e yakın dosya düştü.

-Baro başkanları olumlu karşıladı-

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dosya sayısındaki düşüşte hem silahlı eylemlerin hem de sokak eylemlerindeki düşüşün etkisinin olduğunu söyledi.

Bu oranın daha da düşmesini umut ettiğini kaydeden Elçi, şöyle dedi:

"İmralı'da yapılan görüşmeler sonrasında başlatılan barış ve çözüm sürecinin bir bütün olarak bu düşüşte etkili olduğu anlaşılıyor. Savcılığa ulaşan dosya sayısının düşüklüğü bakımından, kolluk güçlerinin de eskisi kadar operasyonel olmadıkları, dolayısıyla oluşan pozitif atmosferden etkilendikleri anlaşılıyor. Ama aynı şekilde mahkemelerde devam eden yargılamalar bakımından henüz aynı pozitif havanın sonuçlarını ne yazık ki göremiyoruz. Bu oranın daha da düşmesini umut ediyoruz. Özellikle ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü gibi anayasanın koruması altındaki hak ve özgürlüklere ilişkin güvenlik güçlerinin daha hassas ve daha az müdahil olmasını umarım. Bütün bunlar barış sürecinin pozitif sonuçlarıdır. Dosya sayısındaki düşüşte bu sonuca katkı sunan gelişmelerdir."

Siirt Baro Başkanı Cemal Acar da savcılara yansıyan dosya sayısındaki düşüşü, sürecin pratiğe yansıması olarak değerlendirerek, "Bir yanda olaylar olmazken, diğer yanda operasyonel soruşturmaların da olmaması, hükümetin de örgütün de bu işte kararlı olduğunu gösteriyor. Elbette ki bu çözüm sürecine girildiğinde fazla sayıdaki soruşturma, insanların gözaltına alınması, hükümetin iyi niyetinin sorgulanmasına neden olabilecekti. Bu düşüş, hükümetin bu işin çözümü için halkın tepkisine yol açacak, çözüm sürecine olan inancını olumsuz etkileyecek yaklaşımlar içerisinde olmadığını göstermektedir. Olumlu bir gelişmedir. Umudumuz bunun sonuna kadar gitmesidir" dedi.

Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi ise sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesi halinde dosya sayısının daha da düşeceğini kaydetti.

Temennilerinin Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılması olduğunu ifade eden Elçi, "O çatışma döneminde çıkarılan ceza kanunundaki olağanüstü maddelerin de kaldırılması gerekiyor" diye konuştu.

Batman Baro Başkanı Ahmet Sevim de süreçle birlikte olumlu bir havanın yaşandığını belirterek, "Pratik adımlarla yürümesi çok sağlıklı gelmiyor, yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Adliyeye yansıyan dosyalar ve mahkemelerdeki tahliyeler olumlu gelişmelerdir" ifadesini kullandı.

Bingöl Barosu Başkanı Erdal Aydemir, bunun çözüm süreciyle ilgili olumlu bir gelişme olduğunu dile getirerek, "Uygulamadaki bu gelişme çok pozitiftir. En azından iyi niyetin gösterilmesi açısından önemlidir" dedi.