Çözüm Süreci

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu Başkanvekili Sibel Eraslan, "Artık devletle birey arasındaki eşitsizliğe dayanan bir ilişkiyi istemiyoruz. Ferdin öne çıktığı, birey, temel hak ve hürriyetlerin öne çıktığı, hukuk güvenliğinin talep edildiği bir Türkiye istiyoruz" dedi. Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu Başkanı Can Paker, Sekreter Ayhan Ogan ile üyeler Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker, Mahmut Arslan ve Mehmet Uçum ile Erzurum'daki Müceldili Konağı'nda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Eraslan, Doğu Anadolu Bölgesi'nde gezdikleri illerde notlar aldıklarını, izlenim edindiklerini söyledi. Talepleri üç başlıkta topladıklarını belirten Eraslan, şöyle konuştu: "Bunlardan birincisi adalet talepleri, ikincisi eşit yurttaşlık, üçüncüsü ise siyasetin güvenirliğine ve devamlılığına dair taleplerdi. Adalet talepleri yüz yıllık süren, takriben 100 yıl diyebileceğimiz, yaşadığımız devlet-din ilişkisine has bir kırılganlık. Çok standardize olmayan bir yürüyüşümüz ve devlet bize haddimizi bildiriyor. Fertlere, bireylere aslında siyasete de aynı şekilde. İçinden Adnan Menderes'in geçtiği, 28 Şubat'ın geçtiği, başbakanın hapis yatması, AK Parti'nin kapatılması davası, e-muhtıralar, Ergenekon, Balyoz süreci. Hepsinin geçtiği bir süreç var. Artık devletle birey arasındaki eşitsizliğe dayanan bir ilişkiyi istemiyoruz. Ferdin öne çıktığı, birey, temel hak ve hürriyetlerin öne çıktığı, hukuk güvenliğinin talep edildiği bir Türkiye istiyoruz." Meselenin PKK'dan ibaret olmadığını dile getiren Eraslan, "Çok derin bir mesele var. Çünkü 84, 85'ten önce de vardı bir mesele. Neredeyse 100 yıldır yaşadığımız derin bir eşitsizlikler silsilesi var. Bu, sadece Kürt kimliği için değil. Kürt kimliği bunu en yoğun şekilde yaşadı belki ama bütün fertler olarak hepimiz yaşadık. Adnan Menderes, Kürt olduğu için asılmadı ama o da ezanı tekrar asli silsilesiyle, edasıyla okuttuğu için asıldı. O da bir bedel ödedi" ifadesini kullandı.