Bölge siyaseti, kimlik siyaseti, zümre siyaseti yapıyorlar.” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Gaziantep Şehitkâmil Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki İl Danışma Toplantısı’nda konuştu. Önlerinde yeni bir dönem ve hassas bir süreç bulunduğunu söyleyen Erdoğan, 2014 yılının Mart ayında mahalli seçimlerin gerçekleştirileceğini hatırlattı. Erdoğan, “İnşallah güven tazeleyerek, halkımızın itimadını güçlendirmiş olarak yolumuzda yürüyeceğiz. Seçimlere fazla bir zaman kalmadı. Bizim her an seçim olacak, her an sandık başına gidilecekmiş gibi hazırlıklı olmamız lazım. Şimdiden planlı, programlı, aktif bir şekilde çalışmalıyız. AK Parti’nin yaptığı hizmetleri, reformları, ekonomiye, demokrasiye, hukuka, adalete katkılarını, iyi bir şekilde, doğru bir şekilde halkımıza anlatmalıyız." dedi.
"BİZ HİZMET SİYASETİNİN TEMSİLCİSİYİZ"
AK Parti olarak hizmet siyasetinin temsilcisi olduklarını belirten Erdoğan, “Hizmet siyaseti Türkiye’yi 780 bin kilometrekarelik vatan toprağını, 75 milyon insanı birbirinden asla ayırmadan, asla ötekileştirmeden bir bütün olarak kucaklama siyasetidir. Bizim en büyük farkımız bu. Muhalefet partileri sorunlara çözüm üretmek, toplumu bir bütün olarak kucaklamak yerine hamasete, slogana, tahrike sarılıyor. Bölge siyaseti, kimlik siyaseti, zümre siyaseti yapıyorlar. ‘Elinde çekiçten başka bir şey bulunmayan, bütün sorunları çivi olarak görürmüş.’ Atalarımızın güzel bir sözü. Bunların da hamasetten, slogandan, tahrikten başka reçeteleri yok. Bu süreçte de benzer bir siyaset izliyorlar ve izleyecekler.” ifadelerini kullandı.
"BU VATAN TOPRAKLARINDA AYKIRI BİR SES BİZİMLE BERABER YÜRÜYEMEZ"
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkelerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunun dışında bir şeyi biz tanımıyoruz. Niye? Bunlar millet kavramının neyi içerdiğini bilmiyorlar. Bunlara millet dediğiniz zaman zannediyor ki millet sadece Türk. Hayır. Böyle sadece Türk değildir. Milletin içinde Türkü de vardır, Kürdü de vardır, Lazı da vardır, Çerkezi de vardır, Gürcüsü de vardır, Abhazası da vardır. Etnik unsur olarak hepsi bu millet kavramının içindedir. Bu kavram aslında bu kadar geniştir. Ama onlar bunu anlayamamışlar, kavrayamamışlar. Hatta kimlik siyaseti yapan bir grup, o da bunu anlayamamış. Farklı bir grup o da bunu anlayamamış. Bunun nasıl kapsayıcı olduğunu anlatacağız. Onun için tek millet diyoruz. Bunu genişleterek ne dedik? Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, biz bu milleti toparlayalım. Onun için de kimsenin böle bir derdi olmasın. 'Bizi dışladılar.' Yok böyle bir şey. Böyle dışlama diye bir şey söz konusu değil. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Çizgimiz bu. Bu çizgimizi ne yapacağız? Sonuna kadar savunacağız. Ayrımcılığı biz istemiyoruz. Bölücülüğü biz istemiyoruz. Bununla beraber geleceğe yürüyeceğiz bir ve beraber. Tek bayrak dedik. Nedir tek bayrak? Bizim bayrağımız şehidimizin kanından rengini almıştır. Birinci özelliği bu. İkinci özelliği bağımsızlığıdır. Hilalden de o bağımsızlığın ifadesi hilaldir. Yıldızımız… Bizim her şehidimiz bir yıldızdır. Bayrağımızın tanımı bu. Kan, bağımsızlık, şehit. Bununla bütünleşmiş ve bayrağımız ortaya çıkmıştır. Kim bu bayrağımıza karşı çıkıyorsa, biz karşısındayız. Biz onlarla olamayız. Bu vatan toprakları içerisinde de aykırı bir ses bizimle beraber yürüyemez. Üçüncüsü tek vatan dedik. 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları bizim vatanımızdır. Bu vatanımızın üzerinde de hiç kimseye operasyon yaptırmayız.”
"BİR BAYRAK UYDURMUŞLAR, BİR PAÇAVRA… ONUNLA DOLAŞIRLAR"
AK Parti iktidarının bunun teminatı olduğunu kaydeden Erdoğan, “Kimse boş heveslerle dolaşmasın. Kusura bakmasınlar. 780 bin kilometrekarelik topraklar üzerinde 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yer vardır, ekmek vardır, nimet vardır, her şey vardır. Bu ne bu rahatsızlığınız? Kendinize göre bakarsın bir bayrak uydurmuşlar, bir paçavra, onunla dolaşırlar. Başka türlü şeyler yaparlar. Senin derdin ne? Ekmek değil mi? Var. İş değil mi? Var. Ne istiyorsun? Bu ülkede Kürt kardeşim Cumhurbaşkanlığı’nda da bulunmuştur, Kürt kardeşim bu ülkede Parlamento'ya da girmiştir, bakan da olmuştur, devlette en üst düzeyde yönetici de olmuştur. Ne istiyorsun? Efendim işte kültürel kimlik. Kiminle oynuyorsun ya. Kimse bizimle bu konuda oynamaya kalkmasın. Biz çünkü bu işlerin içinden geldik. Siyasete biz gökten zembille inmedik. Biz, partimizi kurarken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni dolaştığımızda bize söylenen tek bir şey vardı; 'olağanüstü hali kaldırın yeter.' Olağanüstü hal kalktı ne oldu? Bunların şeyi durdu mu kesildi mi? Hayır kesilmedi. Kültürel noktada bizde devlet politikası var mı? Yok. Biz hiçbir şeyi reddetmiyoruz. İnkâr politikası var mı? Yok. Hiçbir şeyi inkâr etmiyoruz. Asimilasyon var mı? Yok. Biz olduğu gibi insanları kabul ediyoruz.” şeklinde konuştu.
(CİHAN)