İsmailağa Cemaati'nde 'şeyh' Mahmut Ustaosmanoğlu'nun ölümünün ardından ortalık karıştı. Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni Saadeddin Ustaosmanoğlu, kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'yü hedef aldı. Kökler Derneği isimli Youtube kanalında açıklamalarda bulunan Saadeddin Ustaosmanoğlu, "Diyoruz ki Cübbeli Ahmet Mahmut’a erkeksen şeyhliğini ilan et. İlk teklifimiz sana bu. Çok meraklısın çünkü. Erkeksen şeyhliğini ilan et, et de kasetlerini patlatalım." ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklama gündem bomba gibi düşerken "Cübbeli Ahmet'in kaseti mi var?" sorusu sosyal medyada geniş yer buldu.
Cübbeli Ahmet ise Saadeddin Ustaosmanoğlu'na karşı sessizliğini bozdu. HalkTV'den İsmail Saymaz'a konuşan Ahmet Mahmut Ünlü şeyhlik iddialarına açıklık getirdi. "Şeyhlik iddiasında değilim. "Şeyhim" de demem, demeyeceğim" diyen Cübbeli Ahmet, kendisine göre bir cemaatinin ve her kesimden dinleyeninin olduğunu söyledi.
"İsmailağa'dan dışlanıyor musunuz?" sorusuna yanıt veren Cübbeli Ahmet, cemaat içinde onlarca kişinin aday olmaya hazırlandığını iddia ederken "Ben rolümün arttığını hissediyorum. Bana 20 kere telefon ediyorlar. Mecburlar. Cemaatin yüzde 80-90'ını ben tanıtmışım. Halk bana bakar. Diyorum ki, bu iş düzgün gittikçe destekleyeceğim" dedi.
Söz konusu kaset iddialarıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Cübbeli Ahmet, kasetlerde herhangi bir 'belaltı' durumun olmadığını, Iraklı Şeyh Seyyid Muhammed Accan el Hadid'e 'biat' ettiği iddialarıyla ilgili olduğunu söyledi.
Cübbeli Ahmet açıklamasında "Kaset konusu belaltı değil. Ustaosmanoğlu diyor ki, 'Accan'a biat etmişsin.' Ne alakası var? Ona biat etmedim. Kasetleri çıkarmayan melundur. Allah'ın laneti üzerine olsun. Hepsini çıkart bakalım. Şeyhlik derdim yok ama sanki varmış da kasetler engelliyor imajı veriyor. Ben 28 Şubat'ın cuntasından, FETÖ'den korkmamışım, bundan mı korkacağım?" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Cübbeli Ahmet adına, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunda Saadettin Ustaosmanoğlu’nun ‘tehdit’, ‘hakaret’, ‘şantaj’, ‘iftira’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlarını işlediği öne sürüldü. Savcılık dilekçesinde “Mezkûr paylaşım müvekkilimin maddi ve manevi huzur ve sükununu son derece şiddetli bir şekilde bozmuştur. Şüpheli tarafından sarf edilen tahkir edici, küçük düşürücü sözler hem müvekkil nezdinde ağır elem duygusuna sebep olmuş hem de dış dünyada müvekkilin saygınlığına zarar verme tehlikesi oluşturmuştur” denildi.
Savcılık suç duyurusunun yanı sıra bir başvuru da İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne yapıldı. Yayının yapıldığı Youtube’daki link için erişim engeli kararı verilmesi talep edildi.