HABER

Çukurova çiftçisi 2005'ten umutlu

ADANA (İHA) - Çukurova çiftçisi 2005 yılına umutlu girdi. 2004'te başta buğday olmak üzere kavun, karpuz, patates, soğan, tarla domatesi, pamuk, mısır, soya, en son narenciye de umduğunu bulamayan üreticiler, 2005'in kendilerine mutluluk getirmesini diliyor.

Yüreğir Ziraat Odası (YZO) Başkanı Şahin Tekin, 2005 yılında hükümetten, haksız kazanca yol açan Doğrudan Gelir Desteği'nin (DGD) kaldırılarak yerine, üretilen ürüne göre prim sisteminin getirilmesini ve primlerin de zamanında ödenmesini istedi. Birçok üründe 2003 ve 2004 yılı primlerini hala alamadıklarını, ürüne prim verileceği zaman çiftçinin girdilerinin gerçek manada hesaplanarak ödenmesini isteyen Tekin, bu sistemin tarımda kayıt dışı ekonomiyi de en aza indireceğini savundu.

Hükümetin, AB uğruna tarımı 3. ve 5. plana atmamasını da isteyen Tekin, 80 milyonluk bir Türkiye'nin tarımsız ayakta duramayacağını da ifade ederek, şöyle konuştu:

"AB yolunda en büyük engel tarım görünüyor. AB'den bizim istediğimiz bir şey yok. Kendi çiftçilerine ne yapıyorlarsa biz de onu istiyoruz. İngiltere, Fransa, Yunanistan, Polonya çiftçisine ne veriyorsa biz de onu istiyoruz. Ama Gümrük Birliği'nden (GB) dolayı onların bütün malları Türkiye'ye dolacak, Türk çiftçisi hiçbir sübvanseden faydalanamayacaksa o zaman AB Türkiye lehine olmaz. Bu ülke tarım ülkesi. Yüzde 33'lük nüfusu yüzde 10'lara düşürmek mümkün değil. İnsanların köyden şehre gelmesi, tarımdaki nüfus düştüğü anlamına gelmez. Eğitim seviyesini yükseltemediğin ülkede, yüzde 33'luk nüfusu nasıl şehre entegre edeceksin? Bugün varoş denilen kenar mahallelere o zaman ne derler bilemiyoruz. Buna da bir isim bulurlar herhalde. Çünkü şehirler çekilmez hale gelecek. AB başarmış ama kurarken, köydeki nüfusu şehirdeki sanayiye entegre etmiş. Her şeyin birden bire olması mümkün değil. Şimdi hepimiz şehirde yaşıyoruz, fakat herkesin rızkı köyde. Nasıl düşecek. Evvela o tekniği yakalamak lazım."

2004'te çiftçinin hiçbir üründe umduğunu bulamadığını ve perişan olduğunu belirten Tekin, üreticinin kazandığı zaman şükretmesini de susmasını da bildiğini ifade ederek, "Ama artık bıçak kemiği kesmeye başladı. Örneğin narenciye ağaçtı, ama ağacın çok büyük masrafları var. Bu yıl, geçen yılın yüzde 50 ile 80'inden daha ucuza meyve satarsan iflah olmak mümkün mü? Buna çare bulamayıp, AB'ye girmek de çare olmazsa Türkiye'de çok büyük kaos olur. Tarıma dayalı entegre sanayinin çok hızlı geliştirilmesi lazım. Organik tarım deniyor, yabancı ortak ve büyük bir arazin olmazsa organik tarım da yapsan, Türkiye'de pazarlayamazsın. Biz bütün ürünlerimizi Avrupa standartlarında üretiyoruz. Ama pazar yok. Bütün sıkıntımız burada. Büyüklerimizden bunun bir an evvel halledilmesini istiyoruz. Artık geçmişteki gibi eğriye doğru demeyeceğiz" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler