HABER

Çulcu: ''Ulusoy iç işlerime karışırsa giderim''

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) düzenlediği "44. Yıl Sporun Zirvesi Semineri" sürüyor.

Lara'daki Larespark Otel'de yapılan seminerde, 2. günün ilk bölümünde "Hakemler açısından ilk yarının değerlendirmesi" konulu oturum yapıldı.

Gazeteci Ahmet Çakır'ın yönettiği oturumda, Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Mustafa Çulcu, FIFA Kokartlı hakemler İsmet Arzuman ve Bülent Demirlek, hakemler açısından ilk yarının değerlendirmesini yaptı.

Oturumun konuşmalar bölümünden sonra yöneltilen bir soruya yanıt veren Çulcu, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un, iç işlerine karıştığı anda bunu kamuoyuna açıklayıp, görevini bırakacağını belirtti.

"MHK başkanları, hep (Federasyon başkanından baskı görüyor musunuz, atamalara karışıyor mu) sorusuna (İşimize kimse karışmaz) yanıtı verdi, ama kamuoyu bu açıklamalara rağmen neden inanmışlık sergileyemiyor" şeklindeki soruyu yanıtlayan Çulcu, özetle şu yanıtı verdi:

"Haluk Ulusoy, benim federasyon başkanımdır. Federasyondaki her kurula başkanlık etme, oturumlarına katılma hakkına sahiptir. Bunun Türk spor kamuoyu tarafından yanlış anlaşılmasını bir türlü anlayamıyorum. Yarın Haluk Ulusoy gider Ahmet bey gelir. Ahmet bey gider, Mehmet bey gelir. Ben yaptığım icraatlarla anılan bir adam olurum. Haluk Ulusoy, Hasan bey, Ahmet bey hiç fark etmez. Ben kendi işimi doğru yapmak zorundayım.

Ben nasıl bir hakeme hükmedemiyorsam, kimse de bana hükmedemez. Haluk Bey ve yönetim kurulunun bir tek FIFA hakem listesi oluşumunda tasarrufu olmuştur. Başarılı olmayan bir hakem oraya koyulmadı ki. Bir gün olsun sayın başkanım bana (Bu maça neden Bülent Demirlek'i atadın) demedi. Kavgalar dövüşler oldu, beni arayıp bir gün (Neden bu hakemi o maça atadın) diye soru bile sormadı. Sevgili başkanım Haluk Ulusoy'un günahını almayın lütfen. Kendimi ve kurumumu korumak adına konuşuyorum, yapmadı. Haluk Ulusoy iç işlerime karışırsa, kamuoyuna ifade eder, ayrılır giderim."

-"İKİNCİ YARIDA İŞİMİZ ÇOK ZOR"-
Çulcu, Futbol Federasyonu'ndaki seçim tartışmalarının, ligin ikinci yarısında, MHK'nin işini bir hayli zorlaştıracağını söyledi.

Olağanüstü genel kurul yapılması için imza veren kulüplerin muhalif olarak değerlendirileceği bir ortamın oluştuğunu anlatan Çulcu, bu konudaki kaygılarını şu şekilde dile getirdi:

"İkinci yarıda en zor iş ben ve kurumumun. İkinci yarıda hangi maça hangi hakemi atasak, hangi maçı hangi hakem yönetse sıkıntıları yaşanacak. (Biz muhaliftik o yüzden mi bize bunlar yapılıyor) gibi sorularla karşılaşacağız. Vicdanımı rahatsız edecek hiçbir şey yok. Ligin sonuna kadar, görev yaptığım sürece, dimdik ayaktayız. Hiç kimseye karşı bir borcumuz yok, bağlılığımız yok. Bir tek yüce Allah'a can borcum var onun için buradayım. Buraya göreve gelirken, kimseden icazet alarak gelmedim. Adam gibi geldim, adam gibi görev yapıp, adam gibi gitmek istiyorum. Zaman zaman hatalar yapıyorum tabii ki, ama bunların arkasında asla ve asla art niyet yok. Sadece acemilik ve tecrübesizlik var. En büyük yük benim omuzlarımda. İkinci yarı ben bu çocukları nasıl motive eder, sağlıklı bir şekilde ligi bitiririm. Allah bana ve bu çocuklara güç, kuvvet versin. Biz bu ligi bitireceğiz. Tek hedefimiz bu, diğer politikalar bizi fazla ilgilendirmiyor."

-"İSMET TOP SAKAL BIRAKACAK, BEN DE KÜPE TAKACAĞIM"-
Lige verilen arayı fırsat bilerek sakal bırakan hakem Arzuman'ın yeni imajı, hakemlerle ilgili oturumda farklı bir konuyu da gündeme getirdi.

Arzuman'ın sakalıyla ilgili salonda zaman zaman çeşitli espriler yapılırken, Mustafa Çulcu, Arzuman'ın yeni imajını desteklediğini, hakemlerin sakal bırakıp, saç uzatıp, küpe takabileceklerini ifade etti.

Çulcu, Arzuman'a maçlara top sakallı çıkabileceğini söyledi.

Arzuman'ın seminere gelirken kendisini arayıp sakallı olduğunu bildirdiğini anlatan Çulcu, "İsmet sen de bu ülkenin insanısın, insansın. Top sakal da bırakırsın, küpe de takabilirsin" dediğini belirtti.

Hakemlerin de özel yaşamının olabileceğini ve bunun da çok normal olduğunu vurgulayan Çulcu, özetle şunları söyledi:

"Haftada iki akşam Arapça bilmediğim için Türkçe Kur'an okurum. Diğer tarafta bir eğlencede hoplayıp zıplamak benim ve bu çocukların hakkı değil mi? Hiçbir şeyden tat almadan rahip veya rahibe gibi mi yaşayacağız. Yok böyle bir şey. Onun sakal bırakma, onun saç uzatma, benim de küpe takma hakkım var. Bu çocukların da pavyona, bara gitmeye hakkı vardır. Siz gezmiyor musunuz? Bunların da hakkı var. Onun için İsmet top sakal bırakacak, Bülent saç uzatacak ben de küpe takacağım."

-"EŞİMLE AĞABEY KARDEŞ GİBİ OLDUK"-
Çulcu, MHK Başkanlığı görevinde geride bıraktığı 1 yılın yaşamından en az 10 yılı aldığını, ailesini ayırdığı zamanı da kısıtlamak zorunda kaldığını kaydetti.

Hakemliğin kendisine çok şey kazandırdığını anlatan Çulcu, şöyle devam etti:

"1 yıl en az 10 yılımı aldı. Bugün bu koltukta oturuyorsam hakemliğim sayesinde oturuyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Edirne'den öteye gidememiştim, hakemliğim sayesinde 40 ülke gördüm. Üzülüyorum, eşimle ağabey kardeş gibi olduk, eve de gidemiyorum. Oğlum kapıyı açtığı zaman (Anne, babam diye iddia ettiğin adam yine geldi) diyor. Allah'a çok şükür geriye baktığım zaman şahsıma aileme namusuma bir şey getirecek hiçbir şey yapmadım. Hiçbir ayıbım, lafım, lekem yok çok şükür. Futbolun doğasında hata var, bizim de hatalarımız var."

-"FUTBOLA OLAN SEVGİM AZALDI"-
Türkiye'de futbolun konuşulmadığını, kavgaların gündeme getirildiğini, bu yapılırken de Türk futboluna haksızlık edildiğini anlatan Mustafa Çulcu, kavga ve dövüşlerden dolayı futbola olan sevgisinin azaldığını söyledi.

Kavgalarla dövüşlerle bir yerlere gelinemeyeceğini belirten Çulcu, şunları kaydetti:

"Biz kavgalardan keyif alan, çatışmalarla, dövüşmelerle zıtlaşmalarla keyif alan bir yapıyız. Türk futboluna ihanet mi ediyoruz diye bu soruyu kendime sık sık soruyorum. Maç seyretmekten hoşlanmıyorum artık. Futbolu çok seviyordum. Bu kavga ve gereksiz gündemi oluşturmalar futbola olan sevgimi azalttı, sıkıldım. (Biz ne yapıyoruz) sorusunu sık sık soruyorum kendime. Lütfen futbolu konuşalım, katkıda bulunalım. Kavgalarla dövüşlerle bir yere gelinemeyeceği bir gerçek."

-"KENDİMİZİ DART TAHTASI GİBİ GÖRÜYORUM"-
Her zaman kişilerin hedefinde olduklarını ifade eden Çulcu, kendisini ve kurumunu dart tahtası gibi gördüğünü kaydetti.

Kendisine ve kurumuna yapılan eleştirilere ve gösterilen tepkilere rağmen huzurlu olduğunu ve keyfinin yerinde olduğunu anlatan Çulcu, şöyle devam etti:

"Hedef tahtası olan kişi ve kişileriz. Kendimizi dart tahtası gibi görüyorum. Bu olacaktır, doğaldır. Ben yastığa bir karış kala uykuya başlarım. Çünkü vicdanen beni rahatsız edecek hiçbir olay yok, içim rahat. Bu kadar eleştiri ve tepkilere rağmen huzurluyum, keyfim yerinde. 3. ve 4. haftalarda ciddi hatalarımız oldu. Lige verilen arada istişarede bulunduk ve toparlandık. İyi bir lig sezonu geçirdik. Son haftalarda Trabzonspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili sansasyonel bir söylem oldu. Onun sonrasındaki iki hafta derbiler üst üste geldi. Ortam gerildi diye düşünüyoruz. O ana kadar iyi bir lig götürdüğümüzü, o andan sonra ligi iyi götürdüğümüzü gördük."

-"MHK'NİN BAŞINA GELENLERİN HEPSİ ŞEREFSİZ Mİ"-
Merkez Hakem Kurulu Başkanlığına gelen hemen herkesin çok fazla eleştirildiğini anlatan Çulcu, "MHK'nin başına gelenlerin hepsi şerefsiz mi, ahlaksız mı? Ben geldim bana da saldırıyorlar, namusuma ve aileme varacak derecede saldırıyorlar" diye konuştu.

Başkanlık koltuğuna oturanlara sahip çıkılmasını gerektiğini anlatan Mustafa Çulcu, şöyle devam etti:

"Bu koltuğa oturan bu kadar eleştirilirse kim oturacak bu koltuğa. Ben de geçerim televizyona sallarım bu çocuklara. Ben Don Kişot muyum? Ama birileri yapacak bu görevi. Haksız yerde bu kadar eleştiriyi hak etmiyoruz. Bu derece adaletsizce yargılanmayı, saldırıyı hak etmiyoruz. Bu koltuğa oturanlara sahip çıkalım. Son zamanlarda futbolu ve hakemliği değil kavgayı konuşuyoruz."

-"NEDEN AVRUPA'DA TÜRK HAKEMİ YOK"-
"Neden Avrupa şampiyonaları veya Dünya kupalarına giden hakemimiz yok" şeklindeki soruyu da yanıtlayan Çulcu, Türk hakemlerinden Selçuk Dereli'nin şu anda 2. kategoride bulunduğunu, 1. kategoriye geçtiğinde ise Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda ve Avrupa'da ön planda tutulan karşılaşmalarda maç yönetebileceğini bildirdi.

Hakemlerin yoğun bir şekilde eleştirildiği ve yıpratıldığı bir ortamda Avrupa'da önemli yerlere hakem göndermenin de zor olduğunu anlatan Çulcu, Selçuk Dereli ve onun arkasındaki diğer kategorilerdeki hakemlerin, destek verildiği taktirde kategorilerini yükselteceğine inandığını kaydetti.

Çulcu, "Türk insanı olarak biz bu çocuklara sahip çıkacağız. Bunları bu kadar hırpalarsak, (Benden büyük olmasın) diye gebertirsek çıkmaz tabii. Bu çocuklara sahip çıkacağız, destek olacağız ki bizi dışarıda temsil etsin" diye konuştu.

-GALATASARAY-BURSASPOR MAÇININ HAKEMİNE YAPILAN ELEŞTİRİ-
Mustafa Çulcu, "Sadece medya mı suçlu? Beraber olduğunuz aktörleri neden suçlamıyorsunuz" şeklindeki bir soruyu, ligin ilk yarısındaki Galatasaray-Bursaspor maçını örnek göstererek yanıtladı:

"Spor ailesinin bireyleri bence hata yapıyor. Galatasaray-Bursaspor maçını Kuddusi Müftüoğlu yönetti. Yanlış hatırlamıyorsam 62. dakikada penaltı pozisyonu var. Her şey oraya odaklandı. Maçın sonuna doğru Galatasaraylı Sabri'nin 80 metre top sürüp 3 oyuncunun onu durduramayıp golü attığı pozisyonda hesabı hakeme mi o takımın defansına mı sormalı? Futbolcu ve teknik adam o kadar rahat ki her şey hakemin üzerine odaklandı. Biz de hata yapıyoruz, ama futbolcu da hata yapıyor. Verilip de atılamayan penaltılar var. Kim bunların hesabını soruyor. Kuddusi normal performansını sergiledi. Hata yapmadı mı? Yaptı. Peki oyuncular hata yapmadı mı? Onlar da yaptı."

-FENERBAHÇE-EINTRACHT FRANKFURT MAÇINDAKİ KURAL HATASI-
Çulcu, Fenerbahçe-Eintracht Frankfurt maçında hakemin Semih'e ikinci sarı karttan sonra kırmızı kart çıkarmadığı pozisyonu aynı şekilde bir Türk hakemin yapmasının, spor kamuoyunda büyük eleştirilere neden olacağını ifade etti.

Söz konusu pozisyonda kural hatası olduğunu, ancak ligdeki Fenerbahçe-Çaykur Rizespor maçında hakem Ali Aydın'ın hata yaptığı maçtaki gibi, mücadeleye bir etkisinin olmaması nedeniyle, bu yoruma girilmediğini belirten Çulcu, "Herhangi bir derbi maçta bu hata olsa o hakem ne olurdu? Bizim basınımız ne kadar bahsetti bu olaydan. Neden yabancıya karşı saygı, Türk insanına yıpratma politikası var" ifadeleriyle sistemini dile getirdi.

Mustafa Çulcu, ligin ilk yarısında (Bu hakem benim maçıma gelmesin) şeklinde söylemlerde bulunan kulüplerin maçlarına sevmedikleri hakemleri atadıklarını, bununla kimseyle zıtlaşmak gibi bir yaklaşım içinde olmadan "İç işlerimize karışmayın. Her kurum kendi yapısı içinde özerktir" mesajı vermek istediklerini ifade etti.

Bir soru üzerine Çulcu, hatalı kararlarından sonra kendisine küfür ve hakaret ettiği zamanların da olduğunu anlatarak, "Eve geldiğimde not defterimde kendime küfür ettiğim, hakaret ettiğim zamanlar var. (Senin buna hakkın yok) deyip hakaret ettiğim notlarım var" dedi.

-ARZUMAN: "HAKEMLİK BİR TERBİYE İŞİDİR"-
Hakemliğin bir terbiye işi olduğunu ifade eden FIFA kokartlı hakem Arzuman, seminere sakallı bir şekilde gelirken Mustafa Çulcu'dan izin aldığını bunun bir hakemlik terbiyesi olduğunu ifade etti.

Arzuman, eğer Çulcu izin verirse ikinci yarıda maçlara bu şekilde çıkmak istediğini belirtti.

Birinci Lig'de, 109 maç yönettiğini ve şu ana kadar kimsenin kendisine (Şu maç şöyle bitsin) şeklinde bir şey söylemediğini anlatan Arzuman, "Geçmişteki başkanlarımızdan da hiçbirisi, hakemlere bu şekilde tenezzülde bulunmadı. Bir bildiği olan varsa çıksın söylesin, biz de bu işten kurtulalım. Hiç olmazsa ülke futboluna katkı sağlanacaksa katkı sağlansın" diye konuştu.

Hakemlere yapılacak eleştirilerin katkı sağlayacak şekilde olmasını istediklerini anlatan Arzuman, onurlarını zedeleyen eleştirilere karşı olduklarını belirtti.

-DEMİRLEK: "İŞİMİZ, BİRİ BİZİ GÖZETLİYOR PROGRAMINDAKİ GİBİ"-
Bülent Demirlek, kendi mesleklerini, bir süre önce televizyonlarda yayınlanan "Biri bizi gözetliyor" yarışmasına benzetti.

Çulcu ve Arzuman gibi hakaret dolu eleştirilere sitem eden Demirlek, şunları söyledi:

"Biri bizi gözetliyor yarışma programı vardı. Bizim işimiz de gerçekten böyle. Bir maç yönetiyoruz, yorum yapıyoruz. Verdiğimiz kararlar herkes tarafından eleştirilebiliyor. Eleştiriye açık insanlarız. Yaptığımız hatalar var. Penaltıdır, sarıdır, kırmızıdır... Bunlar eleştirilsin. Ancak 'korktu', 'veremedi', 'tetikçi', 'onun adamı' gibi benzetmeler bizi çok üzüyor. Ligin ikinci devresinde zorlu bir lig bekliyor. Allah yardımcımız olsun. Yaratılan ortamdan sonra ikinci devre vereceğimiz her kararın altında farklı senaryolar yazılacaktır. Çok çalışmamız lazım. Hepiniz bizlere dua etmeniz lazım."

Demirlek, baskıya en iyi direnen hakemin iyi hakem olduğunu sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler