HABER

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR? Cuma namazı kaç rekat? İşte Diyanet Cuma namazı kılınışı bilgileri!

Cuma namazı nasıl kılınır? sorusunun yanıtı Müslümanlar için mübarek kabul edilen cuma günü sebebiyle camiye gidip cemaatle namaz kılmak isteyen vatandaşlar tarafından merak konusu oldu. Bugün eller semaya yükselecek ve dualar edilecek. Peki Cuma namazı nasıl kılınır? Cuma namazı kaç rekat? Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan bilgiler haberimizde...

Cuma namazı nasıl kılınır? sorusunun yanıtını öğrenmek isteyen vatandaşlar 3 Haziran Cuma günü internette araştırma yapmaya başladı. 3 Haziran 2022 Cuma namazı saatleri İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'nın da aralarında bulunduğu 81 il ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde paylaşıldı. Cemaatle namaz kılmak isteyen kişiler uma namazı nasıl kılınır? Cuma namazı kaç rekat? sorularının yanıtını öğrenmek için araştırma yapıyor. Konuya dair bilgiler haberimizde...

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.

Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta:

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.

Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir

Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir (Kâsânî, Bedâî’, I, 285)

3 HAZİRAN 2022 CUMA NAMAZI SAAT KAÇTA?


Cuma namazı saat bilgisi 3 Haziran 2022 için belli oldu. Cuma namazı saatleri Diyanet takvimine göre şöyle olacak;

İSTANBUL: 13:07

ANKARA: 12:52

İZMİR:13:15

ADANA:12:42

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan il il Cuma namazı vakitleri için aşağıdaki linke tıklayın:

https://namazvakitleri.diyanet.gov.tr/tr-TR/9541/istanbul-icin-namaz-vakti

3 HAZİRAN CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR?

Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Haziran Cuma hutbesini yayınladı.

3 Haziran Cuma hutbesinin konusu 'Çevreye Vefa Müminin Şiarıdır' oldu.

3 HAZİRAN CUMA HUTBESİ YAYINLANDI! Diyanet Cuma hutbesi konusu nedir? İşte tam metni!

İşte 3 Haziran Cuma hutbesi:

ÇEVREYE VEFA MÜMİNİN ŞİARIDIR

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz kusursuz bir kâinat yarattı. Uçsuz bucaksız bu kâinatta dünyayı, kulları için en güzel bir şekilde var etti. Onun imar ve ihyasını, cennetten yeryüzüne indirdiği ve halifesi kıldığı biz Âdemoğluna emanet etti. Hak duyarlılığı ve sorumluluk bilinciyle çevremize muhabbet ve merhamet beslemeyi, onu koruyup gözetmeyi emretti. Her alanda olduğu gibi doğal kaynakların kullanımında da israf, sömürü ve açgözlülükten kaçınmayı öğütledi.

Allah’ın yarattığı kâinatı okuma ve anlamlandırmada en güzel rehber Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’dir. Onun tabiata bakışı ibret, hikmet, rahmet ve tefekkür merkezlidir. Allah Resûlü (s.a.s), Mekke’de ve Medine’de “Harem Bölgesi” ilan etmiş, bir bakıma doğal koruma alanları oluşturmuştur. Akıp giden nehirden abdest alırken dahi suyun israf edilmemesini emrederek suya vefasını göstermiştir. “Uhud bizi sever, biz de onu severiz.” diyerek dağa muhabbetini izhar etmiştir. “Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı dikin.” buyurarak tabiata karşı sorumluluğumuzu hatırlatmıştır. “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun.” uyarısıyla mümine yakışanın bütün canlılara merhamet olduğunu beyan buyurmuştur.

Kıymetli Müslümanlar!

Son iki asırda insanlık ailesi maalesef, kendisine emanet edilen dünyanın kıymetini bilemedi. Tabiatın dengesini bozdu, çevreyi hoyratça kullandı. İsraf ve savurganlıkla her türlü nimeti sınırsız bir şekilde tüketti. Neticede devasa boyutlara ulaşan çevre sorunlarına maruz kaldı. Temiz havamız kirlenmeye devam ediyor, nefesimize nefes katan ormanlar yok oluyor, sadık yârimiz topraklar çöle dönüyor, hayat pınarımız sular kuruyor. Denizlerimizin ve okyanuslarımızın düzeni altüst oluyor. Can taşıyan nice tür yok olup gidiyor. Hâsılı dünyamızın dengesi her geçen gün daha da bozuluyor.

Değerli Müminler!

Kâinatı hassas bir denge üzerine yaratan, kâinat ve içindekilerin dengesini koruma görevini insanoğluna veren Rabbimiz, Yüce Kitabında bakınız ne buyuruyor: “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.”

Evet, ayet-i kerimede buyrulduğu üzere, dünyanın dengesi insan eliyle bozuldu. Bugün bize düşen İslam’ın insanlığa takdim ettiği çevre ahlakını yeniden kuşanmaktır. Dünyanın sahibi değil, emanetçisi olduğumuzu aklımızdan çıkarmamaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinata koyduğu hassas dengeyi bozmamaktır. İsraf ve açgözlülük hastalığından kurtulmak, kaynakları ölçülü kullanmaktır. Bir lokma ekmeği, bir damla suyu dahi heba etmemektir. Piknik ve mesire alanlarında daha bir duyarlı davranmak, çevreyi gözü gibi korumaktır. Arkamızda yaşanabilir bir dünya bırakmak için sorumlu davranmaktır. Unutmayalım ki çevreyle ilgili hassasiyet, Rabbimizin emanetine hakkıyla riayet ve gelecek nesillerin hakkını teslim etmektir

En Çok Aranan Haberler