28 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu öncesi Cumhurbaşkanı adayları Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun TRT'deki propaganda konuşmaları yayınlandı. Saat 21.00-21.10 arasında Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, saat 21.11-21.21 arasında ise Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu propaganda konuşmasını yaptı. İşte haberin detayları...
Konuşmasına vatandaşları selamlayarak başlayan Erdoğan, Türkiye'nin 14 Mayıs'taki demokrasi şölenine, hangi adaya ve hangi partiye oy vermiş olursa olsun, sandığa giderek katkı veren, yurt içindeki ve yurt dışındaki her bir vatandaşına şükranlarını sundu.
Vatandaşlara, tarihin en yüksek katılımlı seçimleri arasında özel bir yer edinen 14 Mayıs'ta, Türkiye Büyük Millet Meclisi çoğunluğunu Cumhur İttifakı'na verdiği için teşekkür eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanı seçiminde 27 milyonu aşkın oyla yüzde 49,5'luk orana ulaşarak, en yakın rakibimize 2 milyon 539 bin fark attık. Şahsıma gösterdiğiniz bu büyük teveccüh için de sizlere gönülden teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Buna rağmen sistem gereği seçimlerin ikinci tura kaldığını aktaran Erdoğan, "Milli iradenin takdirinin başımızın üstünde yeri vardır. Pazar günü bir kez daha sandık başına gideceğiz. Bu defa sadece iki aday arasında tercih yapacaksınız. Sizleri 28 Mayıs'ta iradenize bir kez daha sahip çıkmaya davet ediyorum. Hem katılım hem de destek bakımından rekor oranlarla Türkiye Yüzyılı'nın müjdesini tüm dünyaya ilan edeceğimiz bir seçim yaşayacağımıza yürekten inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.
Seçimdeki rakibi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ülkenin ve milletin geleceği için söyleyecek herhangi bir sözü olmadığını bu süreçte tüm açıklığıyla gördüklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sandıktan çıkan mesaj şudur; milletimiz kendi değerlerine saygı duymayan terör örgütleriyle kol kola yürüyen, bölgesel ve küresel güçlerin dümen suyuna girme sözü veren bir adaya ülkenin yönetimini teslim etmeyeceğini açıkça söylemiştir. Buna karşılık muhalefet ne yapmıştır? Meclis'te çoğunluğu kaybedişinin, cumhurbaşkanlığında da açık ara geride kalışının öfkesini, hıncını, acısını, milletimizden ve özellikle de depremzedelerimizden çıkartmaya çalışmıştır. Her vatandaşımız gibi depremzede kardeşlerimizin onurlarını korumak da bizim görevimizdir. Hiç kimse milletimizin herhangi bir ferdine, kökeninden, inancından, mezhebinden, meşrebinden olduğu gibi siyasi tercihinden dolayı da hakaret edemez. Kendi milletine hakaret üzerine kurulu böyle bir siyaset dilini reddediyoruz. Hele hele asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde mağdur ve mazlum duruma düşen kardeşlerimize yapılan saygısızlıkları asla kabul edemeyiz."
Erdoğan, depremzedelere yönelik tavırların, siyaset ve ahlak bir kenara, asgari insani değerlerle bile bağdaşmayacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bizim için milli iradenin üstünlüğüne halel getirmemek de depremzede kardeşlerimize sahip çıkmak da siyasetin ve seçimin ötesinde bir sorumluluktur. Gerçekleri bal gibi bildikleri halde kendilerine inanan masum insanları kandırmak için saatlerce ekran önünde, sosyal medyada yalan söyleyenlerin tiyatrosu kendilerini ilgilendirir. Ama mesele milletimiz, mesele depremzedelerimiz, mesele ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği olduğunda hiç kusura bakılmasın, kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Seçim kampanyası boyunca her gün bir başka maskeyle sahneye çıkarak milletimizi kandırabileceklerini sananlara tavsiyemiz, dönüp önce kendilerini sorgulamalarıdır. Parti yöneticisinden medya mensubuna kadar muhalefetin tüm aktörlerinin adeta paçalarından akan kibrin gerisindeki nobranlığı milletimizin takdirine bırakıyoruz."
Millete şimdiden böyle davrananların, başka bir tabloda neler yapabileceklerinin ispatının 14 Mayıs gecesinden beri yaşananlar olduğuna işaret eden Erdoğan, "Pazar günü sandıkta ilk turda yarım kalan işimizi tamamlarken aynı zamanda işte bu çirkinliklerin hesabını da soracağınızdan şüphe duymuyorum." dedi.
Erdoğan, 28 Mayıs için de millete sözlerinin, 21 yıldır olduğu gibi "eser ve hizmet siyasetini kesintisiz sürdürmek" olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Milletimize bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her birini, 81 vilayetinin her karış toprağını, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca vatandaşımızın tamamını kucaklayan bir anlayışla Türkiye'yi büyütmenin, güçlendirmenin, zenginleştirmenin mücadelesiyle dolu yeni bir dönem taahhüt ediyoruz. Asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerimizi nasıl 21 yılda telafi ettiysek, bugünkü sorunları da yine biz çözeceğiz. Depremde yıkılan şehirlerimizi, 650 bin yeni konutla biz ayağa kaldıracağız. Afet tehdidi altındaki şehirlerimizi, kentsel dönüşüm projeleriyle sadece İstanbul'da yapacağımız 1,5 milyon, toplamda 6 milyonu bulan konutla biz güvenli hale getireceğiz. Konut ve kira fiyatlarındaki artışları, hem idari ve cezai düzenlemelerle hem de konut arzının artışını teşvik ederek, biz dizginleyeceğiz. Aynı şekilde gıda başta olmak üzere, insanlarımızın günlük hayatlarına doğrudan etki eden fiyat artışlarının üstesinden yine biz geleceğiz. Çünkü bunun için bizim vizyonumuz var, bilgi ve tecrübemiz var, azmimiz var, cesaretimiz var, hepsinden önemlisi milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirme kararlılığımız var. Daha önce yaptık, yine yaparız. Daha önce başardık, yine başarırız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle çalışanların yüksek enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını gidermek için sürekli yeni çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek, kamu işçilerinin maaşını 21 bin liraya çıkardıklarını anımsattı.
En düşük memur maaşını da 22 bin lira seviyesine getirme sözü verdiklerini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin orta direği olarak gördüğümüz esnaf ve sanatkarlarımızın üretim, istihdam kazanç seviyelerini yükseltmek amacıyla daha güçlü destek paketleri hazırlıyoruz. Karadeniz gazı ve Gabar petrolü gibi büyük gelir kaynaklarımızın sevincini, buradan elde edeceğimiz kazançları, doğrudan milletimize yansıtacak yöntemlerle yaşıyoruz. Togg'un ve savunma sanayi ürünlerimizin en somut örneği olduğu ülkemizi yüksek katma değerli teknolojilerin, tasarım, üretim, ihracat merkezi yapacak tarihi adımlar atıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bölgesinde ve dünyada giderek büyüyen bir güç haline gelen Türkiye'yi yaptığımız yatırımlarla her alanda nasıl zirveye taşıdıysak, bugünkü sıkıntıları çözerek, daha da ileriye yine biz götüreceğiz. Türkiye'yi kendisine gömlek biçilen, haddi, hududu belirlenen, kapasitesi baskılanan bir ülke olmaktan sizlerin desteğiyle yürüttüğümüz mücadeleyle çıkardık. İnşallah, ülkemizin siyasi ve ekonomik olarak küresel yönetim sisteminin tepesindeki hak ettiği yeri almasını da yine sizlerden alacağımız güçlü destekle sağlayacağız. Bunun için sizlerden 28 Mayıs günü yeniden ve daha güçlü bir destek bekliyorum. Milli irade düşmanlarının kabusu olacak bir katılım ve sonuçla Türkiye Yüzyılı'nda buluşmak üzere hepinizi tekrar sevgiyle saygıyla selamlıyorum."
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına "Sevgili halkım, bugün çok değerli bir davet için karşınızdayım." ifadeleriyle başladı.
14 Mayıs'ın geride kaldığını, milletin seçimini yaptığını ve sandıkta Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile baş başa kaldığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık yalnızca o ve ben varız. Sakın yanlış düşünmeyin. O parti bu parti yok. Artık sandıkta birbirine taban tabana zıt, iki farklı anlayış var. Şimdi tarafsızlığıyla dünyaya ün salmış TRT ekranlarından yüksek cesaretiyle gönüllere taht kurmuş bir kişiye sesleneceğim. Erdoğan, sana devletin televizyonu TRT'den sesleniyorum. Gel, çekinme, ikimiz de er meydanına çıkalım. Devletin televizyonu TRT'de senin istediğin gazetecilerin sorularını yanıtlayalım. İstersen halk da soru sorsun, sen ki kendine 'reis' dedirten sen ki bir dünya lideri, herhalde Bay Kemal'den çekinmezsin. Çık karşıma ve milletimiz onun derdini bileni de, o dertleri kimin çözebileceğini de, bu vatanı kimin sevdiğini de görsün. Varsın kararını versin.
Sevgili halkım, Erdoğan benim karşıma çıkmaya cesaret edemez. Çünkü o da çok iyi biliyor ki PKK'yla masaya oturan, gizli saklı müzakereler yürüten kendisidir. Kahraman ordumuza kumpas kuranlara yol veren kendisidir. Bir milletin namusu olan ordunun, kozmik odasını teröristlere açan kendisidir. 10 milyon düzensiz göçmeni bile isteye vatanımıza sokan kendisidir. Yabancılara el altından konut karşılığı vatandaşlık satan kendisidir. Milletin öz evladını mülteciye çeviren, bırak ev araba almayı kira bile ödeyemeyecek duruma düşüren kendisidir. O biliyor da maalesef TRT de bu gerçekleri size göstermiyor. Bu konuşmayı TRT istediği için değil, kanunen mecbur oldukları için yayınlıyorlar. Benim güzel halkım, görün, tanıyın. Bu vatanı ve bu milleti kimin sevdiğini bilin."