Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yıldırım: İdam Cezasının Tekrar Getirilmesi Toplumda Geniş Anlamda Tartışılmalıdır

Ümit KOZAN/ANKARA, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından Ankara Sheraton Oteli'nde düzenlenen Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yıldırım, üniversiteli Özgecan Aslan'ın katledilmesi ardından tekrar tartışılmaya başlayan 'İdam cezasıyla' ilgili konuştu. Özgecan Aslan'ın uğradığı hunharca saldırının insanlık dışı bir vahşet olduğunu belirten Yıldırım, şöyle dedi:
"Bu ve buna benzer cinayetlerin sonuçsuz kalmaması için idam cezasının tekrar getirilmesi toplumda geniş anlamda tartışılmalıdır. Demek ki verilen cezalar karşılık bulmuyor, caydırılıcılığı yeterli olmuyor. Bu yüzden de bu konunun tekrar toplumda enine boyuna tartışılmasının herhalde zamanıdır. Buna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Aksi halde suç işlemedeki caydırılıcılık gittikçe önemini yitirecektir."
Tecavüz olaylarında hadım cezası verilebilmesi konusundaki tartışmalarında sorulduğu Yıldırım şunları söyledi:
"Bu olay hiçbir yönüyle hoş görülecek bir şey değildir. Bunun cezası hapisle geçiştirilecek bir şey de değildir. Toplumun infialinin arkasındaki gerçek sebebi görmek gerektiğini düşünüyorum ve bunun enine boyuna hırsla değil, sakin bir şekilde düşünülerek, tartışılarak belirli konularla sınırlı olmak üzere tekrar idam cezasının toplumun gündemine getirilmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz. İdam cezası nasıl kalktı? 1999'da terörist başının yurt içine getirilmesiyle başlayan bir süreç ve AB'nin o dönemde bir anlamda dayatmasıyla koalisyon hükümeti tarafından getirilen bir düzenleme. Bu konu her yönüyle tartışılmalı, adalet vicdanlarda yerini bulmalı."
Yıldırım, bir gazetecinin "AB normlarına göre idam cezasının uygulanabilirliği var mı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"AB normları var ama arkadaşlar ABD'nin bazı eyaletlerinde idam var, bazılarında yok. Dünyanın bir ülkesinde idam cezası da var. Yani birisi sizin yakınınızı kasten öldürdü, onu sizin adınıza kim affedebilir veya kanunun boşluklarından yararlanarak hafif bir cezayla kurtulması o yaptığı cürümün karşılığı olabilir mi? Bunun toplum vicdanını da rahatlatacak, adaletin tecellisini de gerçekleştirecek bir düzenlemeye ülkemizin, toplumumuzun ihtiyacı var. Bu konu bu olay üzerine değil, daha geniş kapsamlı, daha sakin müzakere edilmesi, tartışılması, olumlu yönleri, olumsuz yönleri bütün toplum kesimlerinin görüşleri de değerlendirilmelidir diye düşünüyoruz. Hazır anayasa değişikliği gündemdeyken bu konuda dahil edilebilir."