Cumhurbaşkanı: Deaş Ve Fetö Gibi Yapıların En Büyük Istismar Alanı, Eğitim Öğretimdeki Hatalardır (1)

Aliye ULUSOY/ANKARA (DHA)-CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Beştepe'de düzenlenen etkinlikte konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Gerek PKK ve DHKP-C gibi, etnik ve mezhebi farklılıkları kaşıyan örgütlerin, DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı, eğitim öğretimdeki hatalardır. Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim,öğretim politikaları, maalesef çatışmacı hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne ilişkin Beştepe'de düzenlenen etkinlikte konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlerine gerekli hürmeti sunmayan, öğretmenlerin fedakarlıkları karşısında ahde vefa göstermeyen bir ülkenin geleceğinin karanlık olduğunu kaydetti. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: " Bu anlamlı gün vesilesiyle yurt içinde ve yurt dışında görev yapan öğretmenlerimize şahsım, ülkem ve aziz milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. 15 Temmuz gecesi göğsünü kurşunlara siper ederek, darbeci hainlerin heveslerini kursaklarında bırakan öğretmenlerimize şahsım ve milletim adına, şükranlarımı özellikle ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle üzerimde hakkı ve emeği olan kendi öğretmenlerimi de buradan hürmetle selamlıyor, hayatta olanlarının her birinin ellerinden öpüyorum. Bugün aramızda ülkemizin 81 vilayetinden gelen öğretmenlerimizin yanında, usta öğrencilerimiz, öğreticilerimiz, Suriyeli muallimlerimiz, yurt dışında hizmet eden engelli ve özel eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerimiz de bulunuyor. Her birinize hizmetleriniz, emekleriniz, engin sabırlarınız için özellikle teşekkür ediyorum. Kutsal olduğu kadar mesuliyeti ağır bir mesleği icra ediyorsunuz. Sizler ailelerimizin, şahsınıza emanet ettiği çocukları körpe diğmaları ağdeta bir nakkaş titizliğiyle işliyor. Onlara bilginizle birlikte kişiliğinizi de katıyorsunuz. Muallimlerine müderrislerine gerekli hürmeti sunmayan, onların fedakarlıkları karşısında ahde vefa göstermeyen bir ülkenin geleceği karanlıktır. Biz medeniyetlere beşiklik yapmış, her bir şehri ağdeta açık hava müzesi olan münbit bir coğrafyada yaşıyoruz. Nitekim Anadolu'nun kapılarını kendimize ebediyyen açtığımız 1071'den beri çetin mücadeleler yürüttük. Halen de yürütüyoruz. Esas mücadele ilim hayatında, bilimde, eğitimde gerçekleşti. " "904 BİN ÖĞRETMEN, OKULLARIMIZDA GÖREV YAPIYOR" Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Göreve geldiğimizde ülkemizin eğitim öğretim altyapısı gerçekten çok kötü durumdaydı" dedi. Erdoğan," Ben öğrenciliğimi hatırlıyorum. İçimizde şu anda hocalarımın da yaşadığı şartlar diye düşünüyorum. Bizim sınıfımızda ki öğrenci sayısı 75 ti. Ama ben öyle sınıflar hatırlıyorum ki ülkemizde 100 öğrencisi olan, 100'ün üzerinde öğrencisi olan sınıflar vardı. Bunu da günde çift tedrisatla yapan okullarımız vardı. Başbakanlığım döneminde bir hedef koyduk, kesinlikle 30 ve altına inecek, çift tedrisat değil, tek tedrisata doğru yürüyeceğiz. İşte şimdi buna doğru yürüyoruz. Er veya geç bunu da başaracağız. Saygı değer hocalarımdan tabi bir şeyi de istirham edeceğim, 'İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen, ya nice okumaktır.' Bunu başarmamız lazım. Eğitimi 4 ana önceliklerimizden biri yaparak, hedefimizi belirledik. Birinci sıraya neyi koyduk, eğitimi koyduk. 2. sıraya sağlığı koyduk, 3 adalet dedik, 4 bu noktada güvenlik, emniyet dedik.Yola böyle çıktık. Türkiye'yi kalkındırmanın 4 temel esası dedik. Mesela atamalarda dedik ki en az yapılacak atamalarda yüzde 50 Milli eğitime atama yapacağız. Çünkü öğretmen açığımız büyük bunu gidereceğiz dedik. Bütçe payında, aslan payını eğitime vereceğiz dedik. 14 yıldır bu gerçekleşiyor. Ve biz göreve geldiğimizde Osmanlı döneminden kalanlarla birlikte, tüm Cumhuriyet tarihimiz boyunca sadece, bakın bu çok önemli, 346 bin derslik inşa edilmişti. Biz bu rakamı, 2002 ile 2016 arasında 270 bin yeni derslik ilave ettik. Nereden nereye. 2002 yılında 506 bin öğretmenimiz hizmet verirken, yine aynı dönemde biz 561 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Şu anda emekli olanlar var. Bunları çıktığımız zaman, 904 bin öğretmen, okullarımızda görev yapıyor. Öğretmenlerimizin de mesleklerine gönül eksenli yaklaştıklarına inanıyorum. Çünkü öğretmenlerimiz sadece öğrencilerinin akıllarına, beyinlerine hitap etmiyor. Aynı zamanda onların kalplerine duygularına da hitap ediyor. Gönülden gönüle iletişim çok önemli" diye konuştu. "ÇÜNKÜ HER DOĞRUYU HER YERDE HER ZAMAN SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİL" Cumhurbaşkanı, FETÖ'nün zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben baskıcı bir eğitim politikasının ürünü olduğunu belirtti. Erdoğan'ın konuşmasında,"Biz terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullanacağı sarf malzemeleri değil, ülkemizin istikbalini kurtaracak, Asım'ın Nesli gibi gençler yetiştirmek istiyoruz. Bizler batıya öykünen kendi milletinden tiksinen sömürge ajanları değil, kendini bilen, tarihini bilen medeniyet değerlerini özümsemiş, fikir işçileri yetiştirmeyi hedefliyoruz. Marjinal ideolojilerin kalıplarına sıkışmış, zihni formatlanmış, at gözlüğüyle dünyaya bakan gençlerin hangi okulu bitirirse bitirsin, ne bu ülkeye ne de bu millete sunacağı katkı yoktur. Gerek PKK ve DHKP-C gibi, etnik ve mezhebi farklılıkları kaşıyan örgütlerin gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı,eğitim öğretimdeki hatalardır. Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim öğretim politikaları, maalesef çatışmacı hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. FETÖ zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür. FETÖ'ye beklediği fırsatı sunan, uzun dönem belli okulların, belli makamların, belli mesleklerin bu ülkenin asli evlatlarına adeta kapatılmış olmasıdır. Silahlı kuvvetlerimizin içine sızmış olan, bir grup FETÖ'cü terörist işte bu adımları attılar. Şimdi de bedelini ödüyorlar. Ödemeye devam edecekler. Adan z ye kendilerini acayip saklıyorlar. Şu anda bildiklerimi söyleyemeyecek durumdayım. Ama günü geldiğinde inşallah onlarda kaleme dökülecektir. Çünkü her doğruyu her yerde her zaman söylemek doğru değil" ifadeleri yer aldı.