- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen 9. muhtar toplantısında konuştu. Koalisyon görüşmelerine değinen Erdoğan, "Ufukları Beştepe ile uğramanın ötesine geçemeyenlerin milletimizin derdine derman olma ümidi yok. E zaten Beştepe'nin adresini bilmeyenlerle de bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok. Şahsımın üzerinden, milleti taciz eden, daha da ileri gidip millete hakaret eden bu anlayış kaybetmeye mahkumdur. Bunlar çalışmadan, terlemeden ülkenin geleceğinin kendi ellerine teslim edilmesini istiyorlar" dedi.
"BİR ÇOK MUHTARIMIZIN GELMEMESİ İÇİN TEHDİT EDİLDİĞİNİ BİLİYORUM"
Erdoğan, "Bugün aramızda ağırlıklı olarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgemizden muhtarlarımız bulunuyor. Bugünkü toplantıyla alakalı bir çok muhtarımızın gelmemesi için tehdit edildiğini biliyorum. Gelmek istedikleri halde tehdit edildiklerini biliyorum. Bundan dolayı gelemediklerini de biliyorum. Muhtar memur mu? muhtar seçilmiştir. Cumhurbaşkanı gibi muhtar da halk tarafından seçildiği için seçilmiş atanmışa göre daha üstündür. Demokrasiye inananların hepsi böyle yorumlar. Ama inanmayanların hayır ben seni atadım. Ben ne dersem onu yapacaksın. Şimdi silahı doğrultanlar aynı şeyi söylemiyor mu? Yat yat, kalk kalk. Mantık bu. Red, inkâr ve asimilasyon politikalarının tüm ağırlığı ile milletimizin üzerine çöktüğü o kara günleri bir ibret vesikası olarak zihnimizde canlı tutmalıyız" diye konuştu.
"GEORGE, HELGA UÇUYORDU DA AHMET, FATMA NİYE UÇAMASIN?"
Türkiye'deki havalimanı sayılarının artığına dikkat çeken Erdoğan, "Biz insan değil miydik niçin hava yolu ile seyahat edemiyorduk. George, Helga uçuyordu da Ahmet, Fatma niye uçamasın? Böyle bir dertleri var mıydı acaba geçmişte gelenlerin. Maalesef böyle bir dertleri olmamıştı. Ama biz dertliydik" dedi.
"KENDİ DİLİMİZDE PROPAGANDA, BAŞLATTIK"
Erdoğan, "Biz göreve gelirken, OHAL var mıydı? Vardı. Bir ay içerisinde kaldırmadık mı? O zaman güneydoğuyu, doğuyu dolaşırken vatandaşlarım bize şunu söylüyordu. OHAL'i kaldırın yeter. E kaldırdık. Peki yetti mi kardeşlerim? Ondan sonra neleri konuştuk. Televizyon dediler, 24 saat yayın, başlattık. Kendi dilimizde propaganda, başlattık. Üniversitelerde enstitüler kuruldu. Bütün bunların yanında Bu ülkede Türk, Kürt, Laz, Çerkez vesaire bu ayrımlar ortadan kaldırıldı mı? Kaldırıldı. Alt yapı üst yapı yatırımları yapılıyor. Bütün bu ayrımlar kalkmasına rağmen, hala bu ülkede, bu fidanlarımızın öldürülmesinin şehit edilmesinin sebebi nedir?" diye sordu.
"BUNLAR ÜLKEMİZİ BÖLMENİN GAYRETİ İÇİNDELER"
Erdoğan, "Her şey yapıldığı halde bunlar ne istiyor? Söyleyeyim. Bunlar ülkemizi bölmenin gayreti içindeler. Ekonomik yıkımların ardı ardına geldiği güven ve istikrar ortamının yerle yeksan olduğu Türkiye günleri bugün yok. Ama bunu hazmedemiyorlar. Biz işte böyle bir dönemin ardından, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendik. Kolları sıvadık. Çok köklü reform politikalarını hayata geçirmeye başladık" dedi.
"BİZ EMRİ DAĞDAN ALMADIK, BİZ EMRİ HAK'TAN VE HALKTAN ALDIK"
Erdoğan, "13 yıl önce söylense, yok canım üniversite buraya nereden gelecek. E geldi. Şimdi en ücra köşedeki benim Kürt kardeşim, evladını oradaki üniversiteye gönderebiliyor. Bunları o üniversiteleri bile yakmanın yıkmanın gayreti içindeler. Okulları yakanlar, hastanelerimizi yakanlar bunlar, camilerimizi yakanlar yıkanlar bunlar. Ortak bir mücadele için bir aradayız. Bir taraftan ekonomiyi düzlüğe çıkartma çabası içinde olduk, diğer yandan da demokrasinin alanını genişletme mücadelesi verdik. Ama biz emri dağdan almadık, biz emri Hak'tan ve halktan aldık. Farkımız buydu" açıklamasında bulundu.
"DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ'NDE YAPILAN YATIRIMLARIN TUTARI 260 MİLYAR"
Erdoğan, "Bu badirelerin tamamını da milletimizin desteğiyle aştık. Bugün önümüzdeki duran meselelerin çözüm adresi de yine milletimizdir, milletimizin iradesidir. Geçtiğimiz 12 yıllık dönemde birliğimizi beraberliğimizi güçlendirmek için çok samimi gayret sarf ettik. Çok ciddi riskler aldık. Bölgenin kalkınması gelişmesi için çok ciddi yatırımları hayata geçirdik. Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan yatırımların tutarı 260 milyar. Yani eski rakamla 260 katrilyon yatırım yaptık. Ben laf değil icraatı söylüyorum, yaptıklarımızı söylüyorum" dedi.
"VAN'DA, 17 KATRİLYON YATIRIM YAPTIK"
Erdoğan, "Sadece şu Van'da, 17 katrilyon yatırım yaptık. Yeniden Van'ı inşa ettik. Sadece deprem olayında, 1,5 yılda 2 yılda Van'ı yeniden inşa ettik. Depremle ilgili yaptığımız yatırım 5 katrilyon" dedi.
"ÖLECEKSEK BİR KERE ÖLELİM AMA ADAM GİBİ ÖLELİM"
Erdoğan, "Ha kadir kıymet bilen var, bilmeyen var. Herhalde onlar da sonunda anlarlar. Türk'tür, Kürt'tür, Roman'dır diye bakmadık buna. Onun için de ret inkar ve asimilasyon politikalarını ortadan kaldırmaya yönelik adımlar attık. Açık söylüyorum bu süreçte devlet de hükümet de üzerine düşenleri ziyadesiyle yerine getirmiştir. Milletimizde sabırla ve umutla bu sürece gerekli desteği vermiştir. Ancak örgüt ve onun güdümündeki parti ortaya çıkan bu güzel iklimi, yalanla şımarıklıkla zehirlemiş, tercihini şiddetten baskıdan yana kullanmıştır. Dün devletin baskısından şikayet edenler, bugün demokrasi ortamını istismar ederek aynı yöntemleri tevessül ediyorlar. Bugün bölgede örgütün zulmü var. 6-8 ekim olaylarını hatırlayın. Ölen de öldüren de Kürtlerdi. Bugün yaşanan hadiselerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız hep bölgenin kendi insanları değil mi? Teröristler hasta taşıyan ambulansa saldırır, mağdur olan bölge insanı. Yahu yakıyor ambulansı. Malzeme taşıyan kamyonları yakar, mağdur olan yine bölge insanı. O kamyon, o TIR yahu bunlar benim değil, bölge insanının. Bir tercih var, ben devletimin yanındayım veya terör örgütünün yanındayım. Öleceksek bir kere ölelim ama adam gibi ölelim" ifadelerini kullandı.
"MUHTAR KENDİ MAHALLESİNDE, KÖYÜNDE HANGİ EVDE KİM OTURUYOR? BUNU BİLMEYECEK Mİ? BİLECEK"
Erdoğan, "Malum bir gazete, halkı şikayet etti diyor. Söylüyorum, muhtar kendi mahallesinde, köyünde hangi evde kim oturuyor? Bunu bilmeyecek mi? Bilmez mi? Bilecek. Bu terörist midir, değil midir? Bunu bilmez mi? Bilir. Ha bunu oradaki en yakın güvenlik gücüne, karakoluna her yerine bildirecek. Çünkü muhtarın bu noktada atacağı adım devleti güçlü kılacaktır. Devletin güçlü olması oradaki halkımızın huzuru için refahı için mutlaktır. Buna mecburuz. Aksi takdirde terör şehir merkezinde, can alıyor. Buna fırsat veremeyiz" diye konuştu.
"YENİDEN ÇATIŞMALARI BAŞLATAN DEVLET DEĞİL 11 TEMMUZ'DA YAPTIĞI AÇIKLAMA İLE BÖLÜCÜ ÖRGÜT"
Erdoğan, "Devlet ve hükümet sonuna kadar tercihini bilesiniz ki kardeşlikten ve huzurdan yana kullanmıştır. Yeniden çatışmaları başlatan devlet değil. 11 Temmuz'da yaptığı açıklama ile bölücü örgüt olmuştur. Bu süreçte siyasetin diliyle hareket etmesi gerekenler ise, örgütün şiddetten ve kandan yana olan tavrına teslim olmuşlardır. Aksini iddia eden yalan söylemektedir. Bölücü örgütün bombayla, silahla, maskeyle baskıyla gerçekleştirdiği eylemler, tevil yoluna gidenlerin yolu, başını kuma gömen deve kuşu gibidir" ifadelerini kullandı.
"ÖRGÜTE DEĞİL DEVLETE SİLAH SUSTURMA ÇAĞRISI YAPANLAR DA APAÇIK BİR GAFLET VE HIYANET İÇİNDEDİR"
Erdoğan, "Son seçimde her ne kadar üzerinde ciddi şaibeler olsa, aldıkları oyları teröre alan açmak için kullananlar, bunun hesabını millete de adalete de vereceklerdir. Gelinen noktada örgüte değil devlete silah susturma çağrısı yapanlar da apaçık bir gaflet ve hıyanet içindedir. Devletin güvenlik gücü silah bırakır mı ya? Onun o enstrümanıdır. Halkının güvenliği huzuru için. Terörist silahı bırakacak. Sadece bırakmayacak, betona gömecek ve bu da tespit edilecek. Şimdi çıkmış ne diyor? Silahlar sussun. Ne demek silahlar sussun? Sakın ha bu oyuna gelmeyin. Silahı bırakıp, betonla gömeceksin. Bak dünyada bu terör örgütlerine böyle yaptırıldı. Silah gömüldü, betonlandı ve bu da tespit edildi. Silahlar ya teslim edilecek, ya betona gömülecek ya da bu ülkeyi terk edecekler" açıklamasında bulundu.
"EKMEĞİNİ YEDİKLERİ BU VATANIN SIRTINA HANÇER SAPLAMA İÇİNDELER"
Erdoğan, "Bu yönde ifadeler kullananların asıl niyetleri başkadır. Örgütlere sırtlarını dayadıklarını söyleyenler, bu duruşlarıyla ekmeğini yedikleri bu vatanın sırtına hançer saplama içindeler. Bu ihanete destek olan sözde aydın güruhu, köşe yazarları, yaşanan her ölümün dökülen her gözyaşının sorumluluğuna ortaktır. Bunlar ihanet içindedir. Ekmeğinin peşinde veya görevinin başında olan insanları, hunharca öldüren teröristlere tek çift söz söylemeyip, güvenlik güçlerine saldıranların yeri alçaklık çukurunun en dibidir" dedi.
"KÖŞE YAZARLARINA SÖYLÜYORUM KALEMLERİNİZDEN AKAN MÜREKKEP KANDIR"
Erdoğan, "O köşe yazarlarına söylüyorum. Önünde bir çok kariyeri olanlara da söylüyorum. Sizin kariyeriniz, sizin kalemlerinizden akan mürekkep kandır. Benim için önemli olan şehidimin o ulaştığı makamdır. Bugün de tek sorumluluğumuz yine milletimize karşıdır" dedi.
"ÇÖZÜM SÜRECİ BUZDOLABINDADIR MESELE KESİNLİKLE BİR AL -VER MESELESİ DEĞİLDİR"
Çözüm sürecine ilişkin Erdoğan, "Ama şimdi ne diyorum. Çözüm süreci artık buzdolabındadır. Milli birlik ve kardeşlik projesiyle biz yolumuza devam ediyoruz. Bu mesele kesinlikle bir al -ver meselesi değildir. Bir demokrasi meselesidir. Hak ve özgürlük meselesidir. Hak ve batıl meselesidir, kalkınma meselesidir" dedi.
"TERÖRDE ISRAR EDENLER HAK ETTİKLERİ KARŞILIĞI GÖRMEKTEDİRLER GÖRMEYE DEVAM EDECEKLERDİR"
Erdoğan, "Terörün yolu kana ölüme çıkar. Türkiye'nin önündeki bu meselenin, birlik beraberlik kardeşlik ortak gelecek etrafında bütünleşme yoluyla çözüleceğine olan inancımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Terörde ısrar edenler hak ettikleri karşılığı görmektedirler. Görmeye devam edeceklerdir" dedi.
"KABİL İLE HABİL ARASINDA KATİL KİMDİ? KABİL'Dİ, KARDEŞİ HABİL'İ ÖLDÜRDÜ"
Erdoğan, "Kabil ile Habil arasında katil kimdi? Kabil'di, kardeşi Habil'i öldürdü. Mücadele orada başladı ve öyle sürdü geldi ki, sevgili peygamberimize kutsal kitabımız indi. Ve orada Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler ama siz bilemezsiniz hükmü geldi. Bu ne demektir? Bu mücadele kıyamete tek sürecek bir mücadele. Biz onlara hiçbir zaman ölü demeyeceğiz. Onlar diridir. Onlar peygamberlikten sonra en yüce makam olan şehitlik makamındadır" açıklamasında bulundu.
"ÇÖZÜMÜ YİNE MİLLET İRADESİNDE ARAMAK DURUMUNDAYIZ"
Hükümet kurma görüşmelerine değinen Erdoğan, "Türkiye işte böyle bir ortamda hükümet kurma çalışmalarına sahne oluyor. Türkiye henüz yeni hükümetine kavuşamadı. Bu durumda çözümü yine millet iradesinde aramak durumundayız. Bu süreci yürütüyorum. Ancak burada bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum" dedi.
"TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE HÜKÜMET KURMA SORUNU VAR"
Erdoğan, "Türkiye'nin önünde hükümet kurma sorunu var. Bununla birlikte ciddi bir terör sorunu var. Suriye sınırında yaşanan ciddi hadiseler var. Ekonomide atılması gereken adımlar var. Bugün üzerinde konuşmamız, tartışmamız çözüm yolları aramamız gereken öncelikli meseleler bunlar. Ama ülkemizde bir kesim, tüm bunları gece gündüz onları bırakarak şahsımı tartışıyor" diye konuştu.
"ŞAHSIMLA İLGİLİ ÇOCUKÇA TENKİTLER KAPRİSLER DIŞINDA BİR ŞEY GÖREMİYORUZ"
Erdoğan, "Peki şahsımla ilgili sorunları nedir diye baktığımızda, çocukça tenkitler kaprisler dışında bir şey göremiyoruz. Ve bunlara bir şey sormak lazım. Sizin bu ülkede dikili bir ağacınız var mı? Hangi eseri yaptınız ya? Yok. Bu ülkede 3,5 yıl iktidar ortağı oldunuz ne yaptınız? Hiçbir şey yapamadan, çekip gittiniz. Siz kaçtınız ya, yönetemediniz. Buyurun şimdi bakıyoruz görev verdiğim sayın Başbakan kendilerini ziyaret etti, dolaştı. Kendi başarısızlıklarının, hayal kırıklıklarının faturasını şahsıma keserek sorumluluklarını unutturmaya çalışanlar beyhude uğraşıyorlar" ifadelerini kullandı.
"SİYASET İŞİ GÜCÜ BIRAKIP RECEP TAYYİP ERDOĞANIN ŞAHSIYLA AİLESİYLE UĞRAŞMAK DEĞİLDİR"
Erdoğan, "Bir başka ifadeyle, proje üreteceksiniz, hizmet üreteceksiniz, çözüm üreteceksiniz. Yani siyaset yapacaksınız. Siyaset işi gücü bırakıp Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsıyla ailesiyle uğraşmak değildir" dedi.
"BENİM OĞLUMUN YAPTIĞI BİR YOLSUZLUK VARSA BUNUN HESABINI SORACAK OLAN YARGIDIR"
Erdoğan, "Kalkıp benim evladıma, ismiyle "Bilal'i ver iktidarı al" bu ne biçim yaklaşımdır ya. Eğer benim oğlumun yaptığı bir yanlış varsa, yaptığı bir yolsuzluk varsa bunun hesabını soracak olan yargıdır. Sen kimsin? Benim evladımla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın. Nasıl böyle bir hakareti yaparsın?" dedi.
"EVLADI OLMAYANLAR AİLE, EVLAT NEDİR BİLMEZ"
Erdoğan, "Ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz. bunlar aile, evlat nedir bilmez. Dolayısıyla hak hakikat nedir bilmez. Sadece maalesef böyle kuru sıkı hakaretlerle bir yere vardırmak isterler. Nedir o Mussolini, Hitler, aynaya bak ya. Önce kendinin nerede olduğunu görürsün. Biz ilhamımızı ne Mussolini'den ne de Hitler'den aldık. Biz haktan, halktan aldık. Bunu bir defa bileceksin. Eğer şu anda bu ülkede, halkımın kabullenmekte zorlanacağı bir yola eğer gidiyorsa Türkiye'de hükümet kurma çalışmaları, bunun vebalinin kimde olduğunu halkım çok iyi görecek, bunun bedelini de ödetecektir. Bugüne kadar şahsımla uğraşanların, aklı başında bir teklif getirdiğini duyan var mı? Peki sen siyasetçi olarak bunda sorumlu değil misin? Niye kalkıp vücudunu taşın altına koymuyorsun? Bunların böyle bir derdi, meselesi yok. Emek verilmiş ciddi projelerini duyan var mı?" diyerek eleştirilerde bulundu.
"E ZATEN BEŞTEPE'NİN ADRESİNİ BİLMEYENLERLE DE BİZİM VAKİT GEÇİRECEK BİR ZAMANIMIZ YOK"
Koalisyon görüşmelerine değinen Erdoğan, "Ufukları Beştepe ile uğramanın ötesine geçemeyenlerin milletimizin derdine derman olma ümidi yok. E zaten Beştepe'nin adresini bilmeyenlerle de bizim vakit geçirecek bir zamanımız yok. Şahsımın üzerinden, milleti taciz eden, daha da ileri gidip millete hakaret eden bu anlayış kaybetmeye mahkumdur. Bunlar çalışmadan, terlemeden ülkenin geleceğinin kendi ellerine teslim edilmesini istiyorlar" dedi.
"MİLLETİMİZ "ÜÇ KURUŞA BEŞ KÖFTE YOK" DİYOR ÖNCE HAK EDECEKSİNİZ, SONRA TALEP EDECEKSİNİZ"
Erdoğan, "Milletimiz "üç kuruşa beş köfte yok" diyor. Önce hak edeceksiniz, sonra talep edeceksiniz. Bu millet seni kurtarmaya geliyorum deyip, sırtına yeni yükler bindirerek kaçıp gidenleri çok gördü" dedi.
"HEZİMETLERİNİN SEBEBİ OLARAK ŞAHSIMI GÖRENLER DÖNÜP KENDİLERİNİ BİR SORGULAMALI"
Erdoğan, "Hezimetlerinin sebebi olarak şahsımı görenlere, dönüp kendilerini bir sorgulamalarını tavsiye ediyorum. Bunlar yönetim sisteminin değiştiği ifademi dillerine doladılar. Meclis'te kabul edilen, artık ülkemizde cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. İlk uygulaması 10 Ağustos'ta gerçekleşti. Türkiye tarihinde ilk defa, kendisine yeni bir yönetim modeli oluşturmuyor mu? Anayasa literatürü ortadadır. Bu bir sistem değişikliğidir. Bakın anayasadan mı bahsediyorum? Bunu bile idrak etmekte zorlananların, ülkedeki diğer meselelerin çözümü konusunda çok ciddi tereddütlerimin olduğunu belirtmek durumundayım. Siyaseti ilkokul müsameresi düzeyinde yürütenlerin bu ülkenin hiç bir meselesini kavrayabilmesi de mümkün değildir" diye konuştu.
"TEKRAR SEÇİMLERE DOĞRU HIZLA GİDİYORUZ"
Erdoğan, "İşte tekrar seçimlere doğru hızla gidiyoruz. Gereksiz polemiklere yol açmamak için zırvalarını tekrarlamaktan başka bir iş bilmeyenler, dertlerini seçimde millete anlatacaklardır. Gerçi bunlar hep sandıktan kaçmanın çabası içinde olmuşlar. Ancak mecbur kaldıklarında seçim meydanlarına çıkmışlardır. Tablo böyle olunca, kürsüye çıktılar ne dediler? Hodri meydan erken seçim dediler. Şimdi istemiyorum" diye konuştu.
"BEŞTEPE'YE GİTMEM DEDİ BAKTIK BEŞTEPE'YE GİDEBİLİR DEMEYE BAŞLADILAR BU NE MENEM İŞTİR?"
Erdoğan, "Öbürü çıktı şununla yapmam dedi, sonra yapabilirim. Beştepe'ye gitmem dedi. Baktık Beştepe'ye gidebilir demeye başladılar. Bu ne menem iştir? derler ya, baba bir hırsız yakaladım, oğlum getir. Gelmiyor baba. Bırak gitsin... Gitmiyor baba... Bunların durumu da tam böyle. Hükümetin kurun kurmuyoruz. Seçime gidin gitmiyoruz. Peki öyleyse ne istiyorsunuz. Onu da bilmiyorlar" dedi.
"SİZ GELDİNİZ DE CUMHURBAŞKANI SİZİ KAPIDAN MI KOVDU?"
Erdoğan, "Sonra da çıkıp cumhurbaşkanı hükümet kurmayı engelliyor diyorlar. Siz geldiniz de cumhurbaşkanı sizi kapıdan mı kovdu? Hükümet kurmak için el sıkıştınız da cumhurbaşkanı elinize mi vurdu? Bu konuda Anayasayı işletmenin dışında hiçbir müdahalem olmadı. Görüşümü soran olduğunda fikrimi söyledim. Söylemeye devam edeceğim. Birilerinden izin alacak halim yok" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz