İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrasya Tüneli'ni yaptık. Fakat şimdi bakıyorsun Sayın İnce diyor ki 'Bunları niye yapalım? Bunlara ihtiyaç yok ki. Hem bütçede para yok, hem bunlar yapılacak. Kanal İstanbul, niye yapalım? Bütçede para yok.' Sayın İnce bak, kaynakların çeşitlendirilmesi diye ekonomide bir kaide var ve bu dünyada bu kaidenin örneğini sergileyen en başarılı ülke Türkiye'dir, o da bizimle oldu." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Habertürk, Show TV ve Bloomberg HT ortak yayınında, Veyis Ateş'in gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda neredeyse üniversiteye giremeyen öğrenci kalmadığını belirterek, öğrencilerin tamamına yakınının, öyle ya da böyle bir üniversiteye girebildiğini belirterek, "Geçelim onu. Şu anda Türkiye genelinde 200'ün üzerinde son açılanlarla üniversite var. Bu ne demek biliyor musunuz? Biz Anadolu'dan yavrularımızı Türkiye'nin değişik yerlerine üniversiteye gitmelerine mecbur etmedik. Tam aksine üniversiteleri yavrularımızın, Anadolu'nun dört bir yanında ayağına gittik." diye konuştu.
Şu anda Hakkari'de, Iğdır'da, Kars'ta, Ardahan'da da olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanında üniversitenin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, üniversitesi olmayan ilin kalmadığını anlattı.
Erdoğan, "Bunların hepsini yaptık. Bunları AK Parti yaptı. İktidarımız döneminde bunlar yapıldı. Öyle illerimiz var ki 7, 8, 9 üniversite var. İşte İstanbul bunlardan bir tanesi. Bir de artık bu üniversiteler artık birbirleriyle yarışır hale geldiler. Kalite noktasında yarışır hale geldiler. Bizim şu andaki bütün derdimiz ne biliyor musunuz? Bütün derdimiz üniversitelerimizde akademisyen konusundaki sorunumuzu aşmak. Onu daha ileriye taşımak ve istiyoruz ki artık dünya ile yarışan, yani Aziz Sancarlarımız bir tane olmasın. Bu sayılar daha da artsın. Bunun için yarışıyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçen gün Sayın Sancar, Amerika'ya döneceği sırada haberleştik ve havaalanında kendisiyle görüşüyoruz, öğrencilere, özellikle akademik yaklaşımı olan öğrencilere 'Çalışın, akademisyen olun', siyaset noktasında da 'Siyasete pek bulaşmayın' mealinde bir şey söylemiş. 'Valla hocam doğru söyledin.' dedim. Yani biz siyasetçiler olarak akademisyenlerimizin hizmetkarı olalım. Çünkü bizim şiddetle, ciddi manada akademisyene ihtiyacımız var ve akademisyenlerimizin içinde kalifikasyonu arttıralım, kariyeri artıralım. Yani bunu başardığımız anda o zaman ne olacak, işte bizim üniversitelerimizdeki öğrencilerimizin kalitesi de artmaya başlayacak. Onların içerisinden tabii ki siyasetçi de çıkacaktır. Yani herkesin de yüzde 100 akademisyen olması diye bir şey söz konusu değil tabii ki ama şu anda ihtiyacımız var. Bunu üniversitelerimizin hepsinde görüyoruz. Bu konuda da inşallah bu adımları da günbegün artarak devam ettireceğiz."
- "Sağlıkta bu devrimi biz gerçekleştirdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Veyis Ateş'in AK Parti iktidarları döneminde yapılan sağlık yatırımlarına değinmesi üzerine, şöyle konuştu:
"Yaptık mı? Onu da yaptık. Eskiden bir devlet hastaneleri vardı. Bitmedi, devletin kendi içinde kurumlarının hastaneleri vardı. PTT, deniz hastanesi gibi birçok bu tür hastaneler vardı. SSK hastaneleri vardı. Bunun dışında bitmiyor, bakıyorsun vakıfların da hastaneleri vardı. Biz dedik ki 'Bunların hepsini birleştireceğiz.' Önce bize dediler ki 'Hayır biz bunu kabullenemeyiz.' İsteseniz de istemeseniz de biz bunu birleştireceğiz. Tek çatı ve bu tek çatı altında benim vatandaşım artık istediği hastaneye girecek. Hatta Sosyal Güvenlik Kurumu'yla anlaşmalı olan özel sektör hastanelerine de benim vatandaşım gidebilecek. Gidiyor mu? Buraya da gidiyor."
Sağlıkta vatandaşın gidebileceği hastanelerin adedinin arttırıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii bu bitmiyor. Eczaneler... Hastanelerin kendi içinde eczaneler vardı. Ama o eczanelerden doktorun verdiği ilaçların tamamını alamazdı. Napıyordu? Kendi parasıyla hem sigortalı veya emekli kendi parasıyla gidip ilaç alıyordu. Ey CHP bunlar senin döneminden kalma. Bunlar sizin döneminizden kalma. Bunlar sizin bir defa günah dosyanızdır. Bu vatandaş bu çileleri çekti. Bu vatandaş nüfus kağıtlarındaki o mühürleri unutmuyor. O mühürlerde neler vardı? Gaz yağı, o mühür vardı. Ne vardı, yağ mühürü vardı, ne vardı, ekmek mühürü vardı. Bu mühürleri ben büyüklerimizden hep gördüm. Kartlar vardı, bunları gördük. Şimdi kalkmışlar bunlar eski Türkiye, tekrar oraya dönecekmiş. Bu hastanelerle ilgili olarak tüm bunların hepsini tek çatıda toplayınca bir de neyi çıkardık arkasından, eczanelerle ilgili yasal düzenlemeyi yaptık. Hastam, istediği eczaneden gidip ilacını alabilecek. Yani onlara 'İlaç var, yok, ikisi var üçü yok', yok. Oradan ilacını alacak yoksa o eczanede o ilaç, eczacı hemen ilacını aldırtacak, ilacını vererek onu gönderecek. Ya biz bunu getirdik. Niye? Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Böyle baktık."
"Her şey insan için" dediklerini, bu yola böyle çıktıklarını, sağlıkta hiçbir şeyi asla parayla mukayese etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Bizim dönemimizde bakın yurt dışına gitmekten tutun, bazı yasak ilaçlar vardı ki yasaklı derken şunu kastediyorum, bedelini vatandaş kendisi öderdi, onları bile yavaş yavaş tamamen kaldırdık onları da devlet olarak biz ödemeye başladık. Belki şu anda bir veya iki ilaç vardır ki bunlar ağır bazı ilaçlardır. Onu da koy bir tarafa. Bakın çok daha enteresanını söyleyeceğim, kızaklarla çekilmek suretiyle o kış mevsimlerinde hastaneye götürülen hastalarımız vardı. Biz şimdi oralara paletli sistemleri getirdik." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, artık paletli ambulanslarla her tarafa gidilebildiğini, aynı şekilde helikopter ve uçak ambulansları getirdiklerini, bunlarla yurt içi ve dışı bütün müdahaleleri yapar hale geldiklerini belirterek, "Sağlıkta bu devrimi biz gerçekleştirdik ve bundan sonra da yine şehir hastaneleriyle attığımız adım, eğer şehir hastaneleri şöyle halkım bir görürse, şu anda 5 tane açılmış şehir hastanesi var. Bu şehir hastaneleri, Türkiye'nin sağlıkta tamamiyle görünümünü dünyayla rekabet eder hale getiriyor." dedi.
- "Bunlar daha çırak bile değil"
AK Parti'nin gençlerle olan temasını da değerlendiren Erdoğan, AK Parti kurulduğu zaman, Türkiye'de seçilme yaşının 30, seçme yaşının ise 18 olduğunu vurgulayarak, seçilme yaşını 18'e indirenin kendileri olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "30'dan, 18'e indirdik. Bu gence güvenme olayıdır. Biz güvendik ve şu anda bu adımı da attık. Gençliğin bir defa bunu bilmesi lazım." diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sevgili gençler, bizim ecdadımız Fatih Sultan Mehmed, 21 yaşında İstanbul'u fethetti ve gemileri, daha doğrusu kadırgaları, karadan yüzdürerek Haliç'e indirdi. Biz oradan aldığımız ilhamla dedik ki '18 yaşında biz de bunu yaparız.' 18 yaşa madem ki seçme yetkisi veriyoruz, niye zor olan seçme olduğuna göre, seçilmeyi 18'e niye indirmeyelim? Onu da oraya indirdik. Bunu yaparken bir şey daha yaptık, dedik ki dedemiz Fatih, karadan kadırgaları yüzdürdüğüne göre, biz de denizin altından bunun raylısını yaparız. Biz de denizin altından Marmaray'ı yaptık. Şu anda 100 milyonlar o Marmaray'dan geçiyor. Dedik ki 'Bu yetmez, bir şey daha yapalım.' Denizin altından otomobil de geçirelim. Avrasya Tüneli'ni yaptık. Fakat bakıyorsun, Sayın İnce diyor ki 'Bunları niye yapalım? Bunlara ihtiyaç yok ki. Hem bütçede para yok hem bunlar yapılacak. Kanal İstanbul niye yapalım? Bütçede para yok.' Sayın İnce, bak, kaynakların çeşitlendirilmesi diye ekonomide bir kaide vardır ve dünyada bu kaidenin örneğini sergileyen en başarılı ülke Türkiye'dir. O da bizimle oldu. Bu BOT denilen, kamu-özel ortaklığı denilen sistemi, PPP sistemini eğer arzu ederse özel olarak da anlatırım ona bunları, Türkiye'ye getiren ve bunu uygulayan biziz. Eğer bunlar milli bütçeyle olacak olsaydı, bizden öncekiler yapardı bu işleri, yapamadılar. Al işte bu kaynakların çeşitlendirilmesiyle bütçede bu adımları attık ve bunların birçoğu zaten milli bütçeyle değil, tam aksine bu sistemlerle yapılan yatırımlar olmuştur ve bu sistemlerle bunlar çalışıyor. Örneğin Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü biz milli bütçeyle yapmadık ki bu sistemlerle yaptık. Aynı şekilde Osmangazi (Köprüsü) bu sistemle. Üçüncü Havalimanı aynı sistem ve bir de oradan biz ayrıca para alacağız. Bunlar bu şekilde yürüyor. Ama bunlar bu işi bilmez. Bunlar daha çırak bile değil. Biz çıraklık dönemimizi geride bıraktık, kalfalığı geride bıraktık. Şu anda ustalık dönemini yaşıyoruz. İnşallah bundan sonra da büyük ustalık dönemine geçeceğiz. Yeter ki milletim bize devam desin. Bu şehir hastaneleri de milli bütçeden olan değil, Sayın İnce bunu da öğrensin."
- Bahçeli ile ortak miting
Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli ile seçim sürecinde bir ortak mitingin yapılıp yapılmayacağı sorusuna şöyle cevap verdi:
"Şu anda ben aslında arzu ederim. En azından 1-2 final mitingi müşterek yapsak isabetli olur diye düşünürüm. Ama tabii bu benim yalnız başıma vereceğim bir karar değil, bu konuda Sayın Bahçeli'nin de olumlu bir yaklaşımı olursa, müşterek 1-2 final mitingini, örneğin İstanbul- Ankara gibi yapma durumumuz olabilir. Arkadaşlar görüşüyorlar. Eğer karşı taraftan da olumlu bir cevap gelirse bu adımı da atarız."
(Sürecek)