İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, bakanlık sayısının 26'dan 16'ya indirileceğini kaydetti.
Erdoğan, İstanbul Yeni Havalimanı'nda gerçekleştirilen A Haber - ATV ortak yayını "Cumhurbaşkanı İle Gündem Özel" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ilk kez anlattı.
Yeni sistemin, demokrasinin ve cumhuriyetin temel niteliği olan güçler ayrılığını asla zayıflatmayacağını tam tersine daha da güçlendireceğini belirten Erdoğan, parlamenter sistemde, hükümet meclis çoğunluğu içinden çıktığı için pratikte yasama ve yürütmenin aynı gücün kontrolünde olduğunu, hükümet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin, meclis genel kurulundan geçme şansının olmadığını söyledi.
Yeni sistemle hükümet ile meclisin irtibatını koparacaklarını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu pratik işleyişi biz bozduk. Yeni sistemde hükümetin, bütçe dışında meclise kanun tasarısı gönderme yetkisi bulunmuyor. Kanun teklifi yetkisi sadece milletvekillerine ait. Dolayısıyla milletvekilleri ve meclis, tarihimizde ilk defa kendi iradeleriyle yasama çalışması yapma imkanına kavuşuyor. Meclisi hükümeti denetim araçları daha da güçlendirilmiş olarak devam ediyor. Yargı da bu denge içinde çok daha sağlıklı bir çalışma imkanını bulacak. Yüksek yargı organlarının üye seçiminin bir kısmının cumhurbaşkanı ile meclis arasında dağıtılmış olması, bu dengeyi daha da güçlendiriyor. Özetle yeni sistemde herkes kendi işini yapacak. Kimse diğeri üzerinde asla tahakküm kurmaya çalışmayacak."
- "Bu yapıların hantallığı önümüze hep engel olarak çıktı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neden bu kadar köklü ve yeni bir sisteme ihtiyaç duydunuz?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Göreve geldiğimiz günden itibaren, eğitimden sağlığa, ekonomiden sanayiye, ulaşımdan enerjiye kadar her alanda önemli projeler gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımızı yaparken, sonuç odaklı olmaya ve projelerimizi bir an önce hayata geçirmeye önem verdik. Mevcut yapının getirdiği zorluklar nedeniyle, çalışmalarımızın önemli bir bölümünü istediğimiz düzeyde ve sürede hayata geçiremedik.
'Bürokratik oligarşi' diye benim sürekli ifade ettiğim bu yapıların hantallığı, kurumlardaki iş ve işleyiş süreçleri önümüze hep birer engel olarak çıktı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu engelleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yeni dönemde çözüm üreten devlet, sorun çözen devlet, sonuç odaklı devlet anlayışıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni sistemle bürokrasiyi azaltacağız. Daha hızlı karar alacağız, tüm hizmetlerde sonuç odaklı olacağız. Tüm süreçlerde verim odaklı çalışacağız. Yeniliklere hızla adapte olacağız."
- "Dünyadaki yönetim modellerini inceledik"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin patentinin kendisine ait olduğunu, bundan dolayı da çok eleştiri aldığını ifade eden Erdoğan, "Adeta 'bir anonim şirket gibi devleti yönetme kabiliyeti' demişimdir. Bundan niye çekiniyoruz? Devleti yönetelim ki hızla mesafe alalım." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinde çalışırken, çok detay çalışmaları, çok geniş bir kadro ile yaptıklarını anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu çalışmada hem kendi tarihimizdeki hem de dünyadaki yönetim modellerini inceledik. Ecdadımız bu tip yönetim pratiklerini uygulayarak, yüzyıllar boyunca milletimize hizmet etmiştir. Yeni yönetim modelinde yalın, makamların azaldığı, yeniliklere hızlı adapte olan, insan kaynağının gelişmesine imkan sağlayan, yetki ve sorumluluk alanları net, dijital dönüşümü gerçekleştiren, karar alma süreçleri hızlı, küresel rekabet gücü yüksek, ortak aklı kurumsallaştıran bir yapı var. Günümüzde bu uygulamayı yapan ülkeler yok mu? Var. Amerika, Rusya başta olmak üzere başkanlık sistemiyle yönetilen bir çok ülke var. Hepsi bu yönetim yapısını getirirken neyi amaçlamış, hangi sorunu çözmüş, bunları detaylı inceledik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni modeli oluştururken sorunları masaya yatırdıklarını belirterek, "Bizim sorunlarımız, diğer ülkelerle farklılık gösteriyor. Dolayısıyla ortaya koyduğumuz modelin de kendimize özgü olması gerekir dedim. İşte 'biz bu modele Türkiye modeli diyoruz' dedim, çok eleştiri aldım. Varsın alayım. Ama bunun bir markası olması lazım. Bu marka da Türkiye modeli. Bu sistem bizim 2023 hedeflerimize, 2053 ve 2071 vizyonlarına da katkı sağlayacak kendimize özgü bir sistemdir. Patenti bize ait. Bununla böyle yürüyeceğiz." diye konuştu.
"Bu yönetim biçimiyle ne değişecek?" sorusu üzerine Erdoğan, yeni yönetim modelinde yürütmenin çok daha hızlı, pratik ve sonuç odaklı hareket etmeye imkan sağladığını belirtti.
Bunun için bakanlıkların sayısını azaltmak, işlevselliğini arttırmak ve verimliliğini arttırmak için bazı birleşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin başbakan olduğum zaman 37 bakanlık sayısı vardı. Bu sayıyı 26'ya indirdik. Şimdi ise bunu 16'ya indiriyoruz. Adalet Bakanlığı,İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Ekonomi noktasında 6 bakanlık var. Orada çok önemli bir adım atarak bunu da Ticaret Bakanlığı'na dönüştürüyoruz. Üç bakanlığı bir araya getirmiş oluyoruz. Ekonomi yönetimi böylece sadeleşmiş oluyor. 6 olan ilgili bakanlık sayısını 3'e indiriyoruz. Burada ekonomi yönetimi üretim, finans ve ticaret sac ayaklarına oturtuluyor. Yatırım ofisiyle büyük yatırımlar desteklenerek Türkiye cazibe merkezi haline getiriliyor. Finans ofisiyle, İstanbul Dünya Finans Merkezi projesi yürütülüyor."
Böylece yeni yapıda, bakanlıkların yanı sıra politika önerileri geliştirilerek icrai faaliyetleri izleyip raporlayacak 9 kurul oluşturduklarını aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada, bu 9 kurul, Yerel Yönetim Politikaları Kurulu, Sosyal Politikalar Kurulu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Hukuk Politikaları Kurulu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, Ekonomi Politikaları Kurulu, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu. Bunlar tabii Cumhurbaşkanı ile birebir çalışacak olan kurullar aynı zamanda da bakanlara bunlar Feedback (geri bildirim) verecekler. Böyle de bir özellikleri olacak. Tabii bu arada bir başka adımı da şöyle atıyoruz o da Finans Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi, Dijital Dönüşüm Ofisi ve Yatırım Ofisi. Bunlar direkt olarak cumhurbaşkanına bağlı çalışacak olan ofisler. Yani bir yerde bizim arka bahçemiz olarak çalışacak olanlardır. Tabii bir de cumhurbaşkanına bağlı başkanlıklar var ki 8 tane başkanlık burada söz konusu. Bir Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı (Bu eskiden müsteşarlıktı, başkanlığa dönüşüyor), Milli Güvenlik Kurulu aynı şekilde, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu, İletişim Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, 8 başkanlık olarak da bunlar çalışıyor:"
Kurullarda iş dünyasından, üniversitelerden, kültür ve sanat, teknoloji, bilim, ekonomi, dış politika gibi alanlarda uzman kişileri politika inşa süreçlerine dahil edeceklerini aktaran Erdoğan, şunları aktardı:
"Yeni modelde ilk etapta İnsan Kaynakları, Yatırım, Finans ve Dijital Dönüşüm olarak bu 4 tane ofis çok çok büyük önem arz ediyor. Çünkü bunlar hemen hemen başkana en yakın çalışan kadro. Bu bakımdan önemli. Bu ofisler cumhurbaşkanı ile birebir çalışırken bürokrasiye takılmadan, cumhurbaşkanının öncelikleri doğrultusunda projeleri yönetecek ve çalışmalar gerçekleştirilecek. Yani bir yerde de icrai bir görevi de olmuş olacak. Cumhurbaşkanına bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ise -burası çok önemli. Hani bütçe yapma diyoruz ya bundan dolayı bu ekip çok iyi çalışması lazım- ve İletişim'le beraber bu iki yeni başkanlık büyük önem arz ediyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile artık cumhurbaşkanının uhdesinde olan bütçe yapımı ve yönetimini daha etkin şekilde yürütmeyi mali disiplini ve verimliliği sağlamayı hedefliyoruz. Onun için Strateji ve Bütçe Başkanlığı çok çok önem arz ediyor. İletişim Başkanlığı ise devletin ve Cumhurbaşkanlığının basın, yayın, iletişime dair tüm çalışmalarını koordine edecek."
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü gibi kurumların İletişim Başkanlığında birleşeceğini aktaran Erdoğan, "Mevcut sistemde farklı isimler altında çalışan bazı kurumları da başkanlık adıyla buraya alıyoruz." diye konuştu.
İzleyicilerin "Bana doğrudan faydası ne olacak?" şeklinde sorular yönelttiğinin aktarılması üzerine Erdoğan, "Her şeyden önce bu defa burada ekonomi yönetiminin birleşmesiyle ülke ekonomide bir sıçramayı gerçekleştirecek. Ekonomideki sıçramanın neticesi nereye olacaktır? Halka olacaktır. Şimdi bizim, göreve geldiğimizde 3 bin 500 dolar kişi başına milli gelirdi, şu anda ise biliyorsunuz 10 bin 500 küsur dolar kişi başına milli gelir. Buraya nasıl geldik? Burada bir defa mali disiplini sağladık, istikrar ve güveni sağladık ve buraya o şekilde gelmiş olduk." değerlendirmesini yaptı.
Milli gelirin 2001'de 3 bin 84 olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"2017'de 10 bin 596... Şu anda 2023 hedefleri, yükseliş devam ediyor. Buraya nasıl geldik? İşte buyur, yerli İHA'lar, uydular, Altay tankı, motor, sivil teknoloji, e-devlet, şehir hastaneleri, yenilenebilir enerji, Kuzey Marmara Otoyolu, Zigana Tüneli, Antarktika, Osmangazi Köprüsü, üçüncü havalimanı, Marmaray, hızlı tren, kentsel dönüşüm, nükleer santraller, bor, Fatih Projesi, TAİ vesaire, barajlar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Milgem, Türkiye'nin otomobili, vesaire gibi, petrol arama, bütün bunlarla beraber Türkiye, bu yakaladığı heyecanı, ivmeyi aynı zamanda vatandaşı için, halkı için nereye yansıtıyor? Tamamen onlara bir imkan, bir milli gelir kaynağına dönüştürüyor. Biz bunu sağladık. Yoksa siz gelip de eğitimde sıraların üzerine kitapları koy, ücretsiz olarak çocuklar gelsin, kitapları buralardan alsın. Bu nasıl olacaktı? Bak şimdi oldu. Hastanelerde artık vatandaş ilaçlarını gelip hastaneden, eczanelerden rahatlıkla alabiliyor mu? Bu hale geldi. Bunlar daha önce var mıydı? Yoktu. Bana ne olacak, nasıl yansıyacak dendiği zaman işte buradaki şey, bütün istişare mekanizmaları da devreye girmek suretiyle bu verimliliği biz halka yansıtacağız. Bir defa bu adımlarla beraber bakın en önemlisi az önce ifade ettim, yüzde 20 olan savunma sanayindeki yerli üretimi yüzde 65'e çıkardığımız zaman siz neyi büyük ölçüde hallediyorsunuz? Cari açığı. Cari açığı siz büyük oranda hallettiğinizde bu kazanım nereye gidiyor? Benim vatandaşıma gidiyor. Halkıma gidiyor. Aynı şekilde bütün bu suistimaller, yolsuzluklar ki biz yola çıkarken üç şeyi vadetmiştik. Yoksulluk, yasaklar ve bunun yanında da yokluk demiştik. Biz bu yoksulluğu, yasakları, yokluğu bunların hepsini ortadan büyük oranda kaldırdık ve kaldırdık ki bir yere doğru da şu anda geliyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunu başarılı şekilde sürdüreceğiz."
(Sürecek)