Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda düzenlenen Beyoğlu Geleneksel İftar Programına katıldı. İftar programında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul Valisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız yer aldı.
“BENİM MİLLETİM BUNLARA GEREKEN DERSİ 23 HAZİRAN'DA VERECEKTİR"
İftarın ardından yaptığı konuşmasına Anneler Günü'nü kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Beyoğlu İstanbul’un tüm renklerini ve zenginliklerini bünyesinde barındıran, benim de doğup büyüdüğüm gönlümde müstesna bir yeri olan bir ilçemizdir. Türkiye’nin ve İstanbul’un ihtiyacı kendi dünya görüşüne uymayan herkesi ötekileştiren, hor ve hakir gören zihniyet değil, işte buradaki manzaranın ifade ettiği anlayıştır. Milletimizin ve İstanbul’un ihtiyacı bu Taksim’de sergilenen vandallık, şiddet, terör provokatif eylemler değil, işte burada olduğu gibi her inançtan kökenden insanın aynı sofra etrafında buluşmasını sağlayan hoşgörü ve dostluk iklimidir. İstanbul’un ve tüm Türkiye’nin ihtiyacı darbe çığırtkanlığı yapanlar değil, işte burada olduğu gibi canı pahasına istiklaline ve istikbaline sahip çıkan milletin kendisidir. Kazanı kaynatıp sandıklardan oy çalanlar darbe tehdidinde bulunmalarına 23 Haziran'da İstanbul halkı gereken cevabı verecektir. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosunda kazanı kaynatıp darbeye çağrı yapanlar, bu ülkede kimlerdir. Benim milletim bunlara gereken dersi 23 Haziran’da verecektir" dedi.
"SANDIKTAN KORKAN SİYASETÇİLERİN OLDUĞU TEK YER BİZİM MEMLEKETİMİZDİR"
Belçika’da bir şehirde seçimlerin yenilenme kararı alındığını söyleyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dağdan talimatlar geliyor, terörist başlarının kimlerle beraber olunması gerektiğini isim vererek, CHP adayıyla beraber olmanız gerektiğini söyleyenlerin kimler olduğunu televizyonlardan izliyoruz. Biz, sandıklardan oyları çalanlarla benim milletimin bir arada olacağına benim milletimin bir arada olacağına zerre kadar ihtimal vermiyorum. Yüksek Seçim Kurulu da bunların hepsini tek tek tespit ederek, böylece iptale gidip 23 Haziran'ı da seçim tarihi olarak belirlemiştir. Dünyanın neresinde demokrasinin en önemli aracı olan seçimlerin şaibeden arınmak üzere yenilenmesine karşı çıkıldığı görülmüştür. Belçika'nın bir şehrinde yenilenmesine ilişkin karar verildi. Bakalım Belçika’da bu karara karşı kampanyalar başlatılacak mı? Bu kararı veren yargı mensupları isim isim sayılıp tehdit edilecek, çete yaftası vurularak itibar suikastine maruz bırakılacak mı? Belçika parlamentosunda bu sebepten darbe çığırtkanlığı yapan çıkacak mı? Ülkemizden başka hiçbir yerde böyle manzaralar göremezsiniz. İşte Avusturya’da 2 yıl sonra cumhurbaşkanlığı seçiminin tekrarına karar veriyorlar. Dünya yıkıldı mı, bir yerler ayağa kalktı mı? Ama bizde görüyorsunuz, bu ülkede ana muhalefetin başındaki zat nasıl tehditler sallıyor ortada. Anayasanın 138. Maddesini ayaklar altına alıyor, buna karşı bir ses yok. İma dahi edemez, ben söylemiyorum, anayasa söylüyor. Bunlar imayı bırakın tehdit ediyor. Sandıktan korkan siyasetçilerin olduğu tek yer bizim memleketimizdir. Halbuki bir yerde seçim yapılıyorsa, gerektiğinde yenileniyorsa orada demokrasi işliyor demektir. Seçimlerin yapılması ve gerektiğinde yenilenmesinde tıkanıklık varsa orada demokrasinin tehlikede olduğu anlamı çıkar" diye konuştu.
“BUNLAR ŞİRAZEDEN ÇIKTI, STATLARA PANKARTLARLA FETÖ'NÜN UŞAĞI KİŞİLERİN SLOGANLARINI TRİBÜNLERE ASIYORLAR"
Milli iradeyi sonuna kadar savunacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasinin işlemesine katkıda bulunduğumuz bu yönde alınan kararı da saygı ile karşıladığımız için suçlanıyorsak bu bizim için ancak şeref payesi olabilir. Milli iradeyi demokrat postu altındaki faşist ruhlu tek parti özlemcilerinin hezeyanlarına biz kurban vermeyeceğiz. Mili irade bizim her şeyimizdir sonuna kadar savunacağız. Vesayet ortaklarının kazanı kaynatarak birilerine kullanışlı ortam hazırlamalarına asla müsaade etmeyeceğiz. Bunları umursamayacak ve sonuna kadar milli iradenin milletin sandığın yanında yer almasını sürdüreceğiz. Milletimizi, ortak değerlerimiz ve hedeflerimiz altında toplamaya devam edeceğiz. Bunlar bu kadar şirazeden çıktı ki statlara pankartlar asıyorlar. Pankartlarla FETÖ’nün uşağı kişilerin sloganlarını tribünlere asıyorlar, bunlara asla geçit vermeyeceğiz. Bunlar yanlış yolda, bunu biz düzelteceğiz. Statlara bu tür ayrımcılık getirenlere 23 Haziran'da milletim gereken dersi verecektir. Bu statları biz yaptık, kapalı spor salonunda beyefendinin 23 Nisan’daki sloganvari ifadelerini insanlara söylettiriyorlar. Bunların hepsi kayda giriyor, gereğini yapacağız, bunlara eyvallah diyemeyiz” şeklinde konuştu.
"SANATÇI SANATIYLA KONUŞUR, BU TÜR İNSANLARA DALKAVUKLUK YAPMAZ"
Sanatçılarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreç içerisinde sanatçılarımızın arasına nifak tohumları ekip tehdit salladılar. Bay Kemal biz Afrin’de şehitlerimizin bir kısmı o zaman sağ, bir kısmı o zaman şehit oldu, ziyarete gittiğimizde sanatçılara söylemedik bir laf bırakmadı. Biz bunların hepsine aklıselim ile sadece sabrettik. İnanıyorum ki sanatçı sanatıyla zaten bunlara gereken cevabı bulunduğu alanlarda verdi, veriyor. Ama benim de söylenecek lafım var kusura bakmasınlar. Sinema dünyasıyla ilgili olarak bize kadar kimse bir yasal düzenleme yapmadığı halde, bunu yapıp ondan sonra bir taraftan bize teşekküre geleceksin, arkadan da bunlarla beraber şakşakçılık yapacaksınız, bunu neyle ifade edeceğiz, neyle izah edeceğiz. Sanatçı sanatıyla konuşur. Bu tür insanlara dalkavukluk yapmaz. Sanatıyla konuşan sanatçıları baş göz ederiz. Onlar için de elimizden gelen ne varsa onu yaparız. Önümüzdeki 6 hafta boyunca milletimize hakikatleri anlatacak ve tercihlerin en doğru seçimlerin en sağlıklı şekilde yapılmasını sağlayacağız. Seçimlerin yenilenme kararının tamamını okuma, anlama, değerlendirme zahmetine girmeden büyük laflar edenlerin sözlerini sandıkta yutturmak hepimizin boynumuzun borcudur. Geçmişte bu konuda çok mahcup olan oldu. Affınıza sığınarak söylüyorum, Taksim’de anırmaktan koltuğunu bırakmaya kadar büyük laflar edenlerin hepsi sözlerinin üzerine yattı. İnşallah bu defa da öyle olacaktır” diye konuştu.
Siyasetin er meydanı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin demokrasi tarihinin en belirgin özelliği küçük ama sesi çok çıkan, eli çok uzun köşe başlarını tutmuş bir kesime karşı milletimizin hak arama mücadelesidir. Kendilerini halkın üzerinde gören bu kesim, diğer alanlarla birlikte siyasette de bir gücü kullanma peşinde olmuştur. Darbeler ve cuntaların gerisinde bu anlayış vardır. Milletten alamadıkları yetkiye baskıyla tehditle sahip olmaya çalışan zihniyetin kalıntılarına hala rastlıyoruz. Üstelik bunların sadece darbe çığırtkanlığı teşebbüsle kalmayıp milletimizin büyük mücadeleler sonunda hak ettiği, hak ve özgürlüklerini elinden almaya çalıştıklarını görüyoruz. Çünkü bunların demokrasi yaldızını kazıdığınız zaman altından katıksız bir despotizm, katıksız bir medeniyet düşmanlığı çıkar. Ülkemizi bu zihniyetin elinden tamamen kurtarmakta kararlıyız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenileme kararı bize yaptığımız işin ne kadar olduğunu göstermesinin yanı sıra önümüzde kat etmemiz gereken çok yol olduğunu göstermiştir. Türkiye’nin demokrasi ile yöneten bir hukuk devleti olduğunu herkes kabul edecek. Siyaset meydanı er meydanıdır, kendine güvenenler bu meydan hep açıktır. Kendine güvenmeyenler ise tıpkı geçmişteki, Gezi olaylarında tencere tava çalma hadisesinde olduğu gibi kendileri çalar kendileri oynar. Ama sonuçta sağda solda taşkınlık yapanları değil milletin dediği olur” dedi.
Milleti kuşatarak, kucaklayarak hedeflere doğru yürümeye devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atatürk Kültür Merkezi vardı burada, bunlar bize yakışmayan bize uymayan ne kadar dünyada meşhur aşırı uçlar varsa onların kan kokan pankartlarını astılar. O pankartların hepsi sökülüp atıldı. Burada hemen arkamızda Türkiye’nin inşallah en büyük dev opera salonunu yapıyoruz. Bu salon Türkiye’ye değil dünyaya örnek olacak. Biz iş üretiyoruz. Onlar ise bu tür salonları cam çerçeve indirmekte meşgul oldular. 23 Haziran’da bir kez daha milletin hakemliğine gitmekten memnununuz. İstanbul için büyük hayallerimiz var. 2023 hedeflerine ulaştırma kararlılığımızdan en küçük taviz vermedik. Ülkemizi bölgemizde yaşanan sıkıntılı süreçten çıkartma konusunda kararlıyız. Türkiye’nin 82 milyon vatandaşından ibaret olmadığını ve yüz milyonlarca insanın umudu olduğunu biliyoruz. Eski Türkiye bakiyesi bir avuç seçkinin kendi ihtirasları adına bu umudu söndürmesine asla göz yumamayız. Büyük Türkiye davasına sahip çıkmak milletimizin birlik ve beraberliğini gözetmek ortak görevdir. Biz her fırsatta bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım diyoruz. Her fırsatta milletimize birlik çağrısı yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde 82 milyonun kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz. Hiç kimseyi dışlamadan kuşatıcı bir anlayışla gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. (İHA)