Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Van Atatürk Şehir Stadyumu'nda düzenlenen AK Parti Van 7. Olağan İl Kongresinde konuştu.
Sözlerine dün İzmir'de yaşanan depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyerek başlayan Erdoğan, 26 can kaybı, 885 yaralı, 15 yoğun bakımda olan hasta bulunduğunu ifade etti ve İzmir ile depremin hissedildiği şehirlerde yaşayanlara "geçmiş olsun" dileklerini iletti.
"Devletimiz, deprem anından itibaren tüm bakan arkadaşlarım, milletvekillerimiz, kurumlarımız, Kızılayımız, AFAD'ımız, hep birlikte imkanlarımızla İzmirli kardeşlerimizin imdadına koştuk" ifadesini kullanan Erdoğan, enkaz kaldırma ve depremden etkilenen vatandaşlara yardımcı olunması faaliyetlerinin eksiksiz yerine getirildiğini bildirdi.
Ülkenin en doğusundan en batısına tehlikeli bir deprem kuşağı altında olduğunun, yaşanan her sarsıntıyla bir kez daha hatırlandığını dile getiren Erdoğan, uzun yıllar boyunca bu ülkeye hakim olan vesayetçi zihniyetin en çok ihmal ettiği alanlardan birinin de afetlere dayanıklı yapı inşası olduğunu söyledi.
Şehirleri bir kanser gibi saran tek katlı veya çok katlı gecekonduların acısının, afetlerde yıkım ve can kaybı olarak yaşandığını belirten Erdoğan, Van'ın da bu acıları en derinden yaşamış şehirlerden biri olduğunu anlattı.
Bundan 9 yıl önce Van'ın Erciş ve Edremit ilçelerinde meydana gelen depremlerde 644 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 4 binin üzerinde kişinin de yaralandığını hatırlatan Erdoğan, Van'ın belki de ülkede, bu çapta bir yıkımın, bu derece hızla telafi edildiği ilk örneklerden biri olduğu ifade etti.
Erdoğan, "Van'da deprem sonrası 25 bin 172 konut, kamu binası, okul, cami, sosyal tesis ile 2 bin 325 ahırı inşa ederek sahiplerine teslim ettik. Ocak ayında yaşanan depremin ardından Malatya'da 5 bin 24 ve Elazığ'da 18 bin 868 konutun önemli bir kısmını bitirdik, kalanlarını da depremin yıl dönümüne kadar tamamlamış olacağız. İzmir'deki depremde evleri yıkılan vatandaşlarımıza da inşallah en kısa sürede yenilerini yapıp teslim edeceğiz. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin." diye konuştu.
Bugün bir kez daha Van'da olmanın, Vanlılarla kucaklaşmanın mutluluğunu yaşadığını aktaran Erdoğan, Van'ı ve tüm ilçelerini selamladı.
Erdoğan, "Canım canandan geçmez, canan bu yandan geçmez, gönül dünyadan geçer amma ki Van'dan geçmez. Evet, yeter ki Van istesin, vermeye can bulunur. Yeter ki Van istesin çaresizlere çare, dertlere derman bulunur. Şairlerin övmeye doyamadığı, tarih boyunca yiğitler otağı, aslanlar yatağı olan, Anadolu'nun kapılarının açılmasında ecdadımızla omuz omuza yürüyen Van'ı özlemişiz. Van, kadir kıymet bilenlerin kadrini kıymetini unutmaz." dedi.
Van'ın bugün bir kez daha kendilerini bağrına bastığını belirten Erdoğan, kendilerinin de bu ilin hem kalkınma gayretlerinde hem de yaşadığı felaketlerde hep yanında olduklarını söyledi.
AK Parti hükümetleri olarak Van'a her alanda en ileri hizmetleri vermek için çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, "İnşallah, bundan sonra da Van'ı yeni yatırımlarla, yeni projelerle, yeni hizmetlerle buluşturacağız." ifadesini kullandı.
Ülkenin içinden geçtiği bu tarihi süreçte AK Parti 7. Olağan Kongresinin kritik bir dönüm noktası teşkil edeceğine inandığına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu dönemde Van'dan çok daha fazla destek bekliyorum. AK Parti olarak, ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırma mücadelemizde, her destek, özellikle de Van'ın desteği hayati öneme sahiptir. Çocuklarımıza büyük ve güçlü Türkiye bırakma hayalimizin, 2053 vizyonumuzla gerçeğe dönüşmesi ancak bu mücadelenin başarıya ulaşmasıyla mümkündür. Bunu yapacak olan da sizlersiniz, AK Parti kadrolarıdır."
Erdoğan, kuruluşundan bugüne AK Parti teşkilatlarında görev almış tüm isimlere teşekkür etti, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce ilçe kongrelerinde görev almış olan ve bugün de il kongresinde görev alacaklara başarı dileğinde bulundu.
Dünyanın, siyasi ve ekonomik olarak yeni bir döneme geçişin sancılarını yaşadığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir önceki asır, yüz milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan savaşlar, hiçbir ahlaki sınırı olmayan sömürgecilik faaliyetleri yanında demokrasi ve özgürlük arayışlarıyla geçmişti. Kendilerini demokrasinin ve özgürlüklerin beşiği olarak gösteren Batı ülkelerinin faşizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi hastalıklarının karşılaşılan ilk ciddi krizde hemen nüksettiğini görüyoruz. Yıllarca çalışacak ucuz iş gücü olarak gördükleri insanların farklı coğrafyalardan ülkelerine gelişini teşvik edenler, şimdi sığınmacı akınlarına karşı sınırlarını kapatıyor. Kendi siyasi ve sosyal fanatizmlerinden kaynaklanan bu sorunlar sebebiyle, refahlarının ve güvenliklerinin tehdit altına girdiğini görenlerin bir anda nasıl faşizm bataklığına savrulduklarını ibretle seyrediyoruz. Bir dinin peygamberine ve bir ülkenin yöneticisine karşı sergilenen çirkinlikleri, özgürlük kılıfı altında savunmaya kalkanlar, en çok da demokrasi kavramına zarar veriyor. Avrupa değerleri diye çıkılan yolun, diğer inançların ve toplumların sembollerine yönelik en bayağı hakaretlerin savunuculuğuna çıkması çok acıdır."
Türkiye'nin, bu süreçte en çok hedefe konulan ülke durumunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Son dönemde Fransa başta olmak üzere kimi ülkelerde yükselen İslam düşmanlığı, Avrupa'yı defalarca felakete sürükleyen çarpık bir zihniyetin hala devam ettiğinin işaretidir. Bir asır önce, elimizdeki kalan son vatan toprağı Anadolu'daki varlığımıza dahi tahammül edemeyenler, bugün bölgemizde aldığımız inisiyatiflere de aynı şekilde yaklaşıyor. Dini fanatizmle İslam'a ve Müslümanlara, ırkçı saiklerle Türklere ve diğer yabancılara nefret besleyenler, artık bu duygularını gizleme gereği dahi duymuyor. Şu gerçekleri gayet iyi biliyoruz, Peygamber Efendimize edilen her hakaret, tüm Müslümanları hedef almaktadır. Şahsıma edilen her hakaret, Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının tamamını hedef almaktadır.
Bize yönelik saldırılar, İslam'a ve Peygamberimize olan muhabbetimizden, ülkemize ve milletimize yaptığımız hizmetlerden kaynaklanıyor. Hamdolsun milletimiz bu gerçeği gördüğü için birkaç istisna dışında yekvücut olarak inancının ve ülkesinin değerlerinin arkasında yer almıştır. Kısır politik çıkarlar uğruna ülkelerinin ve tüm dünyanın huzurunu kaçıranlar bunun hesabını elbette vereceklerdir. Bugün bize düşen kendi davamıza sıkı sıkıya sarılmaktır. Bunu da inancımızın ve kültürümüzün özünde var olan vakarla, dirayetle, soğukkanlılıkla yapacak, asla provokasyonlara itibar etmeyeceğiz."
Kaynak: AA